Abdi İpekçi'nin katledilişinin 31. yıldönümü
1979 yılında uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Milliyet gazetesi Genel Yayın Müdürü Abdi İpekçi, katledilişinin 31. yıldönümünde Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki kabri başında anıldı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, CHP İl Başkanı Gürsel Tekin ve Milliyet Gazetesi yazarlarının hazır bulunduğu anma töreninde konuşan Nükhet İpekçi, babasının katili Mehmet Ali Ağca'nın cezaevinden tahliye olmasına atıfta bulunarak, "Bizim mahkumiyetimiz sona ermedi" diye konuştu.
İpekçi, "Özgürleşmedik, buradayız. Suskunluk bozmak, feryat etmek, çığlık atmak için burada değilim. Öyle olsa bir Hollywood filmine, bir gösteriye benzerdi. Konuşmak için mahkum edildiğimiz bu yaşantının tanıklığını yapmak için buradayız. Belki bir an için yer değiştirmeyi teklif edebilirim. Ya burada benim canını aldığım sizin babanız veya anneniz olsaydı o zaman siz bana ne demek isterdiniz diye sorabilirim ama şimdi bunu da sormak istemiyorum. Artık öyle bir yerdeyiz ki, ancak 31 yıl öncesine gidersek hep birlikte özgürleşebiliriz. O zamanki yöneticiler bu hafta bizi teker teker o günlere götürdüler. 'Devletin bütün güçlerini seferber ettik ama başaramadık' dediler. Aslında bu bir başarısızlık değil, engelleme hikayesidir. Kurumlar bu tür engellemeleri bu kadar yıl taşıyabilmişlerse, bundan sonra itibarlarının zedelenmesinden neden kaygı duyarlar. Zaten yeterince bir zedelenme yok mudur? Yüzleşmekten neden kaçınırlar. Eski dönem, yeni dönem cinayetler hakkında kim ne biliyorsa, tanıklığını getirmek zorunda değil midir? Sorduklarımızla, cevaplamadıklarımızla hepimiz ortak bir suçu paylaşmış sayılmaz mıyız? Sayın cumhurbaşkanı, genelkurmay başkanı, başbakan bir araya gelseler, acaba bu soruların cevabını bulamaz mı? Bulsa nasıl olur?" diye konuştu.
İpekçi, "Özgürleşmedik, buradayız. Suskunluk bozmak, feryat etmek, çığlık atmak için burada değilim. Öyle olsa bir Hollywood filmine, bir gösteriye benzerdi. Konuşmak için mahkum edildiğimiz bu yaşantının tanıklığını yapmak için buradayız. Belki bir an için yer değiştirmeyi teklif edebilirim. Ya burada benim canını aldığım sizin babanız veya anneniz olsaydı o zaman siz bana ne demek isterdiniz diye sorabilirim ama şimdi bunu da sormak istemiyorum. Artık öyle bir yerdeyiz ki, ancak 31 yıl öncesine gidersek hep birlikte özgürleşebiliriz. O zamanki yöneticiler bu hafta bizi teker teker o günlere götürdüler. 'Devletin bütün güçlerini seferber ettik ama başaramadık' dediler. Aslında bu bir başarısızlık değil, engelleme hikayesidir. Kurumlar bu tür engellemeleri bu kadar yıl taşıyabilmişlerse, bundan sonra itibarlarının zedelenmesinden neden kaygı duyarlar. Zaten yeterince bir zedelenme yok mudur? Yüzleşmekten neden kaçınırlar. Eski dönem, yeni dönem cinayetler hakkında kim ne biliyorsa, tanıklığını getirmek zorunda değil midir? Sorduklarımızla, cevaplamadıklarımızla hepimiz ortak bir suçu paylaşmış sayılmaz mıyız? Sayın cumhurbaşkanı, genelkurmay başkanı, başbakan bir araya gelseler, acaba bu soruların cevabını bulamaz mı? Bulsa nasıl olur?" diye konuştu.