Kalp Çarpıntısı Kalp Hastalığının Bir İşareti Olabilir

Samsunpark Tıp Merkezi Kardiyoloji Uzmanı Uzman Dr. Osman Çağrı Semirgin, kalp çarpıntısının ciddi hastalıkların belirtisi olabileceğini belirtti

Kalp çarpıntısının teşhisi ve tedavi yöntemleri konusunda bilgi veren Samsunpark Tıp Merkezi Kardiyoloji Uzmanı Uzman Dr. Osman Çağrı Semirgin, kalp çarpıntısının hekime başvuru nedenleri içinde sık rastlanan bir şikayet olduğunu söyledi. Dr. Semirgin, Hastalar çarpıntıyı, 'kalp ritminde düzensizlik, tekleme, kalbin durup tekrar çalışması, bazen de kalbin hızlı veya güçlü atması' şeklinde tarif ettiklerini, anormal ve düzensiz kalp ritmi olarak da adlandırılan kalp ritim bozukluğunun çoğu zaman hasta
tarafından çarpıntı şeklinde algılandığını söyledi. Dr. Semirgin, "Normalde dinlenme durumundaki bir insanın kalp hızı dakikada 60 ile 100 atım arasındadır. Kalp hızının dakikada 100 atımın üzerine çıkmasına 'Taşikardi', 60'ın altına düşmesine ise 'Bradikardi' adı verilir. Çarpıntı, ciddi kalp hastalıklarının bir belirtisi olabileceği gibi, kalp rahatsızlığı olmaksızın stres, egzersiz, panik atak ve depresyon gibi bazı psikolojik rahatsızlıklarla birlikte veya bazı ilaçların yan etkisi olarak ortaya
çıkabilir. Tiroid bezinin çok veya az çalışması, enfeksiyon ve ateş yüksekliği veya kansızlık gibi kalp dışı hastalıklarda da çarpıntı hastanın ilk şikayeti olabilir" dedi.
Çarpıntının nedeninin bazen önemli bir kalp hastalığının da habercisi olabileceğine dikkat çeken Dr. Semirgin, "'Kalbin ritim bozuklukları nedeniyle ortaya çıkan çarpıntı şikayeti, önemli bir kalp hastalığının bulgusu olabilir, romatizmal kalp kapak hastalıkları, kalp damar hastalıkları, kalp krizi, kalp yetersizliği ve akciğer embolisi gibi hastalıklar, sadece çarpıntı ile kendini gösterebilir. Göğüs bölgesine alınan şiddetli darbeler, elektrik çarpması veya kalp ameliyatları sonrası ciddi ritim
bozukluğu ve çarpıntı gözlenebilir. Kalp ritim bozuklukları çoğu zaman kalbin mekanik bozuklukları sonucu gelişirken bazı durumlarda kalbin sadece elektriksel ileti sisteminden kaynaklanan bozukluklar nedeniyle ortaya çıkabilir. Bu türden kalp ritim bozuklukları, ebeveynlerinden çocuklarına kalıtımsal olarak geçebilir, dolayısıyla ailesinde açıklanamayan ani ölüm hikayesi olan hastaların, çarpıntı şikayeti olsun olmasın uzman bir hekime görünmesi uygun olacaktır'' diye konuştu.
Kalbin kan pompalayan bir organ olduğunu ve diğer çoğu organdan farklı olarak devamlı ve düzenli bir şekilde çalışmak zorunda olduğunu ifade eden Semirgin, "Ritim bozuklukları kalbin görevini yapamayacak derecede hızlı ve düzensiz çalışmasına, hatta kısa süreli veya kalıcı olarak durmasına neden olabilir. Çarpıntıya fenalık hissi, göz kararması, göğüs ağrısı, nefes darlığı ve bayılma gibi şikayetlerin eşlik etmesi, kalp fonksiyonlarındaki bozulmanın bir göstergesidir. Bu bozulmanın şiddetli ve kalıcı
olması durumunda bazı hastalarda ani ölüm bile gelişebilmektedir. Habis bir ritim bozukluğu olan ventriküler fibrilasyon, hastane dışında gelişen ani kalp durması vakalarının en sık görülen nedenidir. Acil elektroşok ve kalp masajı yapılmayan hastaların hemen hepsi hayatını kaybeder, yaşatılabilen hastaların çoğunda da ciddi beyin hasarı gelişir. Özellikle kalp krizi vakalarında ilk saatlerdeki ölümlerin en büyük nedeni, kalp krizi sürecinde ortaya çıkan ciddi ritim bozukluklarıdır. Yaşlı hasta grubunda sık
görülen bir ritim bozukluğu olan atriyal fibrilasyon, bu hastalarda inme ve felçlerin en önemli nedenlerinden biridir. Bu ritim bozukluğu, uzun vadede kalp büyümesi ve kalp yetersizliğine yol açabilir. Kalp ritminde duraklama ve yavaşlama ile kendini gösteren kalp bloklarında da hastalarda baş dönmesi, bayılma ve daha ciddi ritim bozuklukları gelişmesi nedeniyle ölümler görülebilmektedir" şeklinde konuştu.
Kardiyoloji Uzmanı Uzman Dr. Osman Çağrı Semirgin, çarpıntı şikayetiyle doktora müracaat eden hastalara uygulanan teşhis ve tedavi konusuna şu şekilde açıkladı:
"Çarpıntı şikayeti ile gelen bir hastada yoğun stres, çay, kahve, sigara, alkol, hatta uyuşturucu madde kullanımı olup olmadığı araştırılır. Hastanın kullandığı ilaçlar, kalp dışı hastalıkların olası işaretleri, kalp hastalıkları için diğer şikayetler, kalp damar hastalığı için risk faktörleri ve ailede kalp hastalığı veya ani ölüm hikayesi olup olmadığı öğrenilir, rutin kan tahlilleri sonrası çekilen kalp elektrografisi ile ritim bozukluğunun bazı işaretleri görülebilir. Kalp ultrasonografisi ile
yapısal ve fonksiyonel anormallikler, efor testi ile kalp damar hastalığı araştırılabilir. Önemli bir tetkik olan ritim holter veya ambulatuar EKG çalışması, hastanın kalp ritminin 24 saat ve daha fazla bir süre boyunca, sonradan değerlendirmek üzere kaydedilebildiği bir tetkiktir. Bu araştırmaların sonucunda kalp ritim bozukluğundan şüphelenilen hastalara elektrofizyolojik çalışma yapılır. Bu tetkik ile kalbin elektriksel ileti sisteminde bir problem olup olmadığı araştırılır ve çoğu zaman ritim
bozukluklarına kesin bir tanı koymak mümkündür. Kalp hızında artma, yani taşikardi ile kendini gösteren çarpıntılı hastaların çoğunda ilaç tedavisi seçilecek ilk tedavidir. Ancak ventriküler fibrilasyon gibi ölümcül bir aritmi gelişme ihtimalinin yüksek olduğu hastalarda ve kalp hızının azaldığı, yani bradikardi saptanan hastalarda kullanılabilecek ilaç tedavileri her zaman yararlı olamadığı gibi yan etkileri nedeniyle aksine zararlı olabilir. Bu gibi durumlarda, ritim bozukluğunu saptayıp kalbe
kendiliğinden elektro-şok yapan ve ritim kayıt özellikleri de olan, çok ufak boyutlarda ve yüksek teknoloji ürünü kalp pilleri, narkoz verilmeksizin uygulanan basit bir cerrahi işlem ile hastalara yerleştirilerek bu hastalardaki ani kalp ölümü olasılığı önemli derecede azaltılabilmektedir. Ayrıca elektrofizyolojik çalışma esnasında, hayatı tehdit edici mahiyette ritim bozukluğuna neden olabilecek elektriksel odakların yeri saptanarak, bu odaklar aynı seansta 'Radyofrekans ablasyon' adı verilen bir
işlemle ortadan kaldırılabilmektedir. Kalp çarpıntısı, az sıklıkta da olsa, önemli bir kalp ritim bozukluğu veya kalp hastalığının işareti olabilir. Bu nedenle yeni ortaya çıkan ve tekrarlayan kalp çarpıntısı veya ailesinde nedeni bilinmeyen ani ölüm hikayesi olan hastaların bir uzman hekime baş vurması önerilmektedir."