BİK Şube Başkanı Bayraktar: Resmi ilan için gazete kuran anlayışın ömrü uzun olmayacak

Basın İlan Kurumu (BİK) Samsun Şube Müdürü Mustafa Bayraktar; gazetelerin gerçek sahiplerinin muhabirler olduğunu, muhabirlerin dışlandığı bir dönemde

Basın İlan Kurumu (BİK) Samsun Şube Müdürü Mustafa Bayraktar; gazetelerin gerçek sahiplerinin muhabirler olduğunu, muhabirlerin dışlandığı bir dönemde buna göz yummalarının mümkün olmadığını belirtti.

Mustafa Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, gazeteciliğin emek, zaman ve fedakârlık isteyen bir iş olduğuna dikkat çekerek, mesleğin aslına döneceğine vurgu yaptı.

Mesleğin özünü muhabirlerin oluşturduğunu, muhabirin habere bakış açısının annenin evladına bakış açısından farkı olmadığın ileri süren Bayraktar, "Bir anne için evladı ne kadar önemliyse muhabir için de haber aynı önemdedir. Haberini korumak için gece-gündüz demeden mücadele eder ve onu koruma adına her türlü fedakârlığı gösterir." dedi.

Gazetelerin resmi gazete hüviyetinde olmaması gerektiğini, haftada en az iki üç tane özel haber çıkması ve kes yapıştır döneminin kapanması gerektiğini ileri süren Bayraktar, "Kafeteryalarda oturup ya da emek harcamadan ajanslardan gelen haberlere aynen sayfalarına koyup okura sunmak doğru olmadığı gibi son derece düşündürücüdür. Gazetelerde ajans haberleri, yarısından fazlası olmamalı. Bu rakam tartışılıp sağlıklı zemine oturtulabilir. Yüzde 50 ya da yüzde 40 olabilir. Araştırmadan, okumadan her şeyi bildiğini söyleyen bir toplumumuz var. Bunun önüne geçmek için ciddi çaba göstermek lazım ve bu çabanın ilk adımı da muhabir tarafından atılır. Dikkat edin; bir gazetenin asgari kadrosunda 7 kişi var ve bunun yarısından bir fazlasını muhabir oluşturuyor. Muhabire bakış açısını Basın İlan Kurumu uygulamasıyla gösteriyorsa gazetelerde bunu okura haberleriyle sunmalıdır." dedi.

"ÇEYİZ HAZIRLAYAN İLE HABERCİLERİ AYIRACAĞIZ"

Bayraktar, basın sektöründe en büyük eleştirilerin başında asgari kadrolarda yaşanan aile karmaşasının geldiğine dikkat çekti.

Evde yemek pişiren, çeyiz hazırlayan veya başka bir alanda mesleki kariyerini sürdürenin gazete patronlarının asgari kadrosunda yer aldığını hatırlatan Bayraktar, açıklamasında şu görüşe yer verdi: "Oysa asgari kadroda kim hangi görevde gösteriliyorsa o görevi ifa etmek zorundadır. Yani evde çeyiz üretmeyecek, gazetesine haber üretecek. Muhabir muhabirliğini yapacak. Muhabir kadrosunda olup da haber üretmeyenlerin durumu da gözden geçirilecektir. Muhabir haber üreten diyoruz. Bunu yapmıyorsa bir kişi muhabir kadrosunda yer almıyor demektir. Daha açık ifadeyle görevini yapmıyor demektir ki bu da yanlış beyan demektir. Bunları da denetleyeceğiz ve herkesin görevini yapması konusunda gerekli hassasiyeti göstereceğine inanıyoruz."

Resmi ilandan faydalanmak için gazete kuran ya da devam ettiren anlayışın fazla ömrü olmayacağını kaydeden Bayraktar, "Herkes kendine çeki düzen vermelidir. Gazetecilik aslına dönmelidir. Haber artık özel olmalıdır ve paylaşılması zor olmalıdır. Bir kişi bir haberi yapıyorsa gazete o haberi okuruna özel damgasıyla vermelidir. Bunları yapanlara okurda gerekli katkıyı sağlıyor. Biz gazeteciliği gazeteciler yapsın diye uğraş veriyoruz. Gazetecilik gazeteciler tarafından yapılmazsa sonunun nereye gideceğini kestirmek zor değildir. Umarım gazetecilik eski güçlü dönemlerine geri döner. Yoksa kes yapıştır anlayışıyla ömrü bu teknolojik çağda uzun ömürlü olmaz. Hele ajans gazeteciliği yapanların ömrü hiç uzun olmaz. O nedenle gazeteci olmak zorundadır." görüşünü savundu.