İnsan Hakları Komisyonu, Üniversitelerde 'Taciz' İncelemesi Yapacak

Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, üniversitelerdeki taciz ve psikolojik baskı iddialarını araştırmak üzere bir alt komisyon kurduklarını söyledi

Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, üniversitelerdeki taciz ve psikolojik baskı iddialarını araştırmak üzere bir alt komisyon kurduklarını söyledi. Askeri bölgelerdeki eğitim atışları sırasında son 5 yılda 13 kişinin öldüğünü, yaklaşık 50 kişinin yaralandığını hatırlatan Üskül, "Askerler neden atış talimi yaparlar? Ülkeyi, insanları koruyabilmek için, öldürmek için değil" dedi.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, AK Parti Mersin Milletvekili Zafer Üskül başkanlığında toplanarak gündemindeki konuları değerlendirdi. Toplantının ardından bir basın toplantısı düzenleyen Komisyon Başkanı Üskül, 25 Kasım'ın, kadına yönelik şiddetle mücadele günü olduğuna işaret ederek tüm komisyon üyeleri adına kadına yönelik şiddeti kararlılıkla kınadığını söyledi. Bütün uğraşlara rağmen kadına yönelik şiddetin, ortadan kaldırılması bir yana azaltılması yönünde bile yeterince yol alınamadığını
söyleyen Üskül, bir erkek olarak tüm erkeklere, 'Kendinize yapılmasını istemediğiniz bir şeyi asla kadınlara yapmayın' uyarısı yaptığını söyledi. Üskül, kadına yönelik şiddetin, erkeklerin acizliğni gösterdiğini dile getirdi.
Askerlerin eğitim alanlarında yaptıkları eğitim atışlarının yarattığı ölümle ve yaralanmayla sonuçlanan olayların komisyonda ele alındığını belirten Üskül, bu tür olaylarda son 5 yıl içinde 13 kişinin öldüğünü, 50'nin üzerinde kişinin de yaralandığını kaydetti. Üskül şunları söyledi: "Belki eskiden yerleşim yerlerinin dışında kurulmuş olan bu askeri birlikler zaman içinde yerleşim yerlerinin arasında kalmış bulunuyor. Yerleşim yerlerine 100-150 metreden başlayıp, 1000-1200 metreye kadar olan mesafelerde
atış talimi yapıldığı zaman bu tür kazalar ne yazık ki ortaya çıkabiliyor. Askerler neden atış talimi yaparlar? Ülkeyi, insanları koruyabilmek için, öldürmek için değil. Dolayısıyla öyle anlaşılıyor ki bu konuda alınan bütün önlemlere rağmen bu olaylar önlenemiyor. O halde alınan önlemlerin gözden geçirilmesi gerekmektedir. Daha etkili önlemlerin alınması gerekmektedir. Elden geldiğince bu tür birliklerin yerleşim yerleri dışına taşınmasına çaba harcanmalıdır."
Türkiye'nin çeşitli bölgelerinden meydana gelen olayları komisyon olarak değerlendirdiklerini belirten Üskül, Safranbolu'da başına isabet eden kurşunla hayatını kaybeden 3.5 yaşındaki Edanur Avcı'nın ölümüyle ilgili Genelkurmay Başkanlığı'ndan, İstanbul'da bir karakolda şiddete maruz kaldığını iddia eden bir kişiyle ilgili olarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden bilgi istediklerini açıkladı. Üskül, dün bir gazetede, İstanbul Cevizli 2. Tugay Komutanlığı'nda talim sırasında bir erin çırılçıplak soyunmaya
zorlandığı iddiasının ortaya atıldığını hatırlatarak, "Bu olayın gerçek olduğu anlaşılıyor. Bu, insan onurunun ayaklar altına alınmasıdır. Asla onaylanamaz. Bu konuda da bir soruşturmanın açılması gerektiğini ilgilelere belirttik. Milli Savunma Bakanlığı'nda da yazı yazarak bilgi istedim. Bu konunun da takipçisi olacağım" diye konuştu.
Uzun zamandır mobbing (işyerinde taciz) iddialarıyla ilgili araştırma yapmayı düşündüklerini belirten Üskül, bu tacizin genellikle yasalara uygun bir biçimde gerçekleştirildiğine işaret etti. Bu tacizin görev yerini değiştirme, hakkında soruşturma açma şeklinde ortaya konulabildiğini belirten Üskül, bunların herhangi bir kamu görevlisini emekli olmaya zorlamak, kurumdan ayrılmaya zorlamak amacıyla yapıldığı iddialarının bulunduğunu söyledi. Bir çok kamu kurumunda bu tür olaylarla karşılaşılabildiğini
söyleyen Üskül, üniversitelerde bu olayların biraz daha yaygın olduğunun anlaşıldığını belirtti. Komisyona Türkiye'deki değişik üniversitelerden çok sayıda dilekçe geldiğini belirten Üskül, üniversitelerdeki iddiaları araştırmak üzere bir alt komisyon kurduklarını açıkladı. Üskül, alt komisyonun Ocak ayı içinde, belirleyeceği bir kaç üniversitede inceleme yapacağını ifade etti.
Üskül, açıklamalarının sonunda gazetecilerin sorularını cevapladı. Üniversitelerden ne tür şikayetler aldıklarının sorulması üzerine Üskül, Tıp Fakültesi Radyoloji bölümünde görevli bir uzman doktorun, bölüm başkanının kendisine oda vermediğini, rotasyona tabii tutmadığını, doçentlik sınavını engellediğini iddia ettiğini, bir başka üniversiteden bir başka görevlinin akademik izin kullandırmama, laboratuarlarının temizlettirmeme gibi eylemlerle kendisine psikolojik baskı yapıldığını iddia ettiğini
anlattı. Bazı görevlilerin, üniversitenin merkezine en uzak yüksekokulda görevlendirme yapıldığını iddia ettiklerini belirten Üskül, genellikle bu tür mobbing iddiaları içinde görev yaptırmama, etkisiz kılma gibi eylemlerin dikkati çektiğini dile getirdi.
Başbakan Erdoğan'ı protesto eden öğrencilere 15 ay hapis cezası verilmesiyle ilgili görüşlerinin sorulması üzerine Üskül, "Bu öğrencilerle ilgili soruşturmayı savcılar yaptı. Kararı da mahkeme verdi. Dolayısıyla komisyonumuz yargı alanına giren konularda herhangi bir yetkiye sahip değil. Bu soruyu herhalde bu işlemleri yapanlara sormak gerekir" dedi.
Mobbing iddialarının daha çok hangi üniversitelerden geldiğinin sorulması üzerine Üskül, kendisinin de öğretim üyeliği döneminde bu tür uygulamalarla karşı karşıya kaldığını, bütün üniversitelerde bu tür olayların yaşandığını ifade etti. Alt Komisyonda kendisinin de bulunduğunu kaydeden Üskül, olabildiği kadar üniversitede inceleme yapacaklarını söyledi.
'Atış alanlarında yaşanan kazalarda ölenler siviller mi?' sorusu üzerine bunların siviller, genellikle de çocuklar olduğunu ifade etti. Üskül, Milli Savunma Bakanlığı'yla bu konuda yazışmalar yaptıklarını belirten Üskül, somut olaylarla ilgili bilgi istedikleri gibi genel durumla ilgili de bilgi istediklerini ifade etti. Cevabı aldıkları tarihte 11 ölü olduğunun ifade edildiğini kaydeden Üskül, o yazıdan sonra iki kişinin daha öldüğünü belirtti.
Üskül, 3 generalin görevden alınmasıyla ilgili soru üzerine ise şunları söyledi: "Burada bir idari işlem sözkonusudur. Açığa alma denilen mekanizma eskiden beri uygulanan bir yöntemdir. Sivil kesimde sık sık duyarsınız, 'filanca emniyet müdürü, falanca öğretmen açığa alındı'. Olağan bir şeydir bu. Askerler arasında da açığa alınanlar olabilir. Bir idari işlemdir, idari tedbirdir. Bir idari işlem olduğu için yargı denetimine de açıktır. Bu çerçeve içinde değerlendirilmesi doğru olur."