Chp'den Bakan Çubukçu'ya Tepki
Cumhuriyet Halk Partisi CHP İl Başkanı Enver Özdemir, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'ya tepki göstererek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun öğretmenlere yazdığı mektubun yollanmasının engellendiğini ileri sürdü
Cumhuriyet Halk Partisi CHP İl Başkanı Enver Özdemir, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'ya tepki göstererek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun öğretmenlere yazdığı mektubun yollanmasının engellendiğini ileri sürdü.
İl başkanlığında düzenlediği basın toplantısında tüm öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutlayan Özdemir, partinin öncelikli görevinin başında eğitimin geldiğini söyledi. 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun öğretmenlere özel olarak mektup yazdığını ve bu mektupla sevgilerini, saygılarını iletmek istediğini söyleyen Özdemir, bunun engellendiğini iddia etti. Özdemir, "Mektupların gönderimi için Grup Başkan Vekilimiz Muharrem İnce, Milli Eğitim Bakanı Nimet
Çubukçu'dan öğretmenlerimizin isim listesini ve görev yaptığı okullardaki adreslerini istedi. Öğretmenlerimizin cep telefonlarına mesaj gönderen Bakan Çubukçu, öğretmenlerin okul adreslerini ana muhalefet partisi genel başkanından esirgedi, vermedi" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle 81 ildeki öğretmenler için yazdığı mektubun içeriği ise şöyle:
"Değerli öğretmen arkadaşlarım. Kendinizi ve yaşamınızı, memleketimizin ufuklarına bilginin, gerçeğin, faziletin ışıklarını yaymakla görevli bir varlığa dönüştürmüş olan sizler, bizler için geleceğe dönük ümitlerin, güvenin, dahası geleceğin mimarlarısınız. O nedenle sizlerin bu büyük görevi yerine getirmede aşılamayacak engellerle karşılaşmamanızı sağlamak, bizlerin temel görevidir. Öğretmenlik elbette özveri ve sabır gerektiren meslektir. Bunun böyle olması öğretmenleri, daima kendisinden özveri
beklenen kişiler olarak görmeyi haklı kılmaz.Böylesi bir anlayış, öğretmenlerin sorunlarına duyarsızlaşmayı, görmezlikten gelmeyi, olası çözümleri ertelemeyi de beraberinde getirecektir. Ne yazık ki ülkemizde uzun zamandır böylesi bir bakışın egemen olduğunu görüyoruz, yaşıyoruz.Türkiye'nin de altına imza koyduğu uluslararası sözleşmeler gereği öğretmenlerin çalışma koşulları, 'eğitimin en yüksek derecede etkililiğini sağlayacak nitelikte olmalı ve öğretmenlere, kendilerini tümüyle mesleksel uğraşlarına
adama olanağı' verecek şekilde düzenlenmelidir. Sınıflarda öğrenci sayısının öğretmenin her bir öğrenciyle ayrı ayrı ilgilenmesini sağlayacak biçimde olması zorunludur. Uluslararası sözleşmelere imza koyarak size verilmiş olan bu iki sözü ülkemizin yerine getirememiş olmasını üzüntüyle görmekteyim. Yarınki Türkiye'nin insanını yetiştirmeyi görev edinmiş insanların ekonomik açıdan sorunlar yaşanması, eğitim-öğretim ortamında fiziki yetersizliklerle boğuşması kabul edilebilir bir durum değildir. Bu durumu
ortadan kaldırmak, 'kara göklerin yıldızları' olan sizlerin aydınlığının çocuklarımıza ulaşmasını sağlamak, bizim için asil bir görev olacaktır. Eğitim-öğretim işinin temelinin öğretmen olduğunun tamamıyla farkındayız. Bu nedenle öğretmenliği, toplumda saygın bir meslek olmaktan çıkaran uygulamalara şiddetle karşıyız. Eğitim, devletin asli hizmetlerinden biridir. Bu asli hizmeti yerine getirenler devlet memurlarına tanınan tüm güvencelere sahip olmalıdır. AK Parti hükümetleri döneminde hızla sayıları
artırılan sözleşmeli öğretmenliği tümüyle kaldırmak, bizim acil görevlerimizdendir. Öğretmenlerimize üniversitelerimizin eğitim fakülteleriyle yapacağımız iş birliği ile gerçek anlamda uzmanlık kariyeri yapmanın imkanını sağlayacağız. Bugünkü uygulamalar devam ettikçe eğitimde başarı için temel koşullardan biri olan öğretmenin mesleğine adanmışlığını sağlayacak koşulların hazırlanması mümkün olmayacaktır. Yasalar ve yönetmelikler çıkarmak, ders programlarını değiştirmek, okul binalarının şeklini
yapısını yenilemek, yeni tarzda binalar inşa etmek önemli olmakla birlikte eğitim sorunlarını çözmede bir yere kadar önemlidir. Asıl önemli olan eğitim sürecinin tümünü işlevsel kılacak olan siz öğretmenlersiniz. Siz nasılsanız eğitimimiz de öyledir. Umutlarınızı yitirmişseniz, bulunduğunuz yerde huzurla, inançla görev yapmıyorsanız, yarınımızın sahibi olacak çocuklarımızın da geleceğe umutla bakabilmesini bekleyemeyiz. Öğretmenlerin her yönden güven içinde çalışmasını sağlamak bizim için en önemli
görevlerden biridir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, eğitim bizim için her zaman ilk ve en önemli görevlerden olmuştur. Bize göre bu ülkenin en önemli ve en büyük görevini üstlenen kişidir öğretmen. Güçlü bir ulus ve devlet olmanın yolu nitelikli eğitimden, bu eğitime dayanan kültürden, yaşam biçiminden geçiyor. Bunu var edebilmek; günlük yaşamın sorunlarıyla boğuşmaktan kurtulabilmiş, görev başında güvenle huzurla çalışabilen, kendisini her daim yenileyebilen öğretmenle mümkündür. Biz her daim bu ortamı
oluşturmanın mücadelesini vereceğiz. Biz Atatürk'ün ve Cumhuriyet'in öğretmenine inanıyor ve güveniyoruz. Yarınlarımız için bunun gerekliliğine inanıyoruz. Bu düşünce ve inançla "24 Kasım Öğretmenler Günü" nüzü kutlar, bu özel ve anlamlı günün sizlerle diğer eğitim çalışanlarına, ulusumuza hayırlı olmasını diler, saygılarımı sunarım."
İl başkanlığında düzenlediği basın toplantısında tüm öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutlayan Özdemir, partinin öncelikli görevinin başında eğitimin geldiğini söyledi. 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun öğretmenlere özel olarak mektup yazdığını ve bu mektupla sevgilerini, saygılarını iletmek istediğini söyleyen Özdemir, bunun engellendiğini iddia etti. Özdemir, "Mektupların gönderimi için Grup Başkan Vekilimiz Muharrem İnce, Milli Eğitim Bakanı Nimet
Çubukçu'dan öğretmenlerimizin isim listesini ve görev yaptığı okullardaki adreslerini istedi. Öğretmenlerimizin cep telefonlarına mesaj gönderen Bakan Çubukçu, öğretmenlerin okul adreslerini ana muhalefet partisi genel başkanından esirgedi, vermedi" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle 81 ildeki öğretmenler için yazdığı mektubun içeriği ise şöyle:
"Değerli öğretmen arkadaşlarım. Kendinizi ve yaşamınızı, memleketimizin ufuklarına bilginin, gerçeğin, faziletin ışıklarını yaymakla görevli bir varlığa dönüştürmüş olan sizler, bizler için geleceğe dönük ümitlerin, güvenin, dahası geleceğin mimarlarısınız. O nedenle sizlerin bu büyük görevi yerine getirmede aşılamayacak engellerle karşılaşmamanızı sağlamak, bizlerin temel görevidir. Öğretmenlik elbette özveri ve sabır gerektiren meslektir. Bunun böyle olması öğretmenleri, daima kendisinden özveri
beklenen kişiler olarak görmeyi haklı kılmaz.Böylesi bir anlayış, öğretmenlerin sorunlarına duyarsızlaşmayı, görmezlikten gelmeyi, olası çözümleri ertelemeyi de beraberinde getirecektir. Ne yazık ki ülkemizde uzun zamandır böylesi bir bakışın egemen olduğunu görüyoruz, yaşıyoruz.Türkiye'nin de altına imza koyduğu uluslararası sözleşmeler gereği öğretmenlerin çalışma koşulları, 'eğitimin en yüksek derecede etkililiğini sağlayacak nitelikte olmalı ve öğretmenlere, kendilerini tümüyle mesleksel uğraşlarına
adama olanağı' verecek şekilde düzenlenmelidir. Sınıflarda öğrenci sayısının öğretmenin her bir öğrenciyle ayrı ayrı ilgilenmesini sağlayacak biçimde olması zorunludur. Uluslararası sözleşmelere imza koyarak size verilmiş olan bu iki sözü ülkemizin yerine getirememiş olmasını üzüntüyle görmekteyim. Yarınki Türkiye'nin insanını yetiştirmeyi görev edinmiş insanların ekonomik açıdan sorunlar yaşanması, eğitim-öğretim ortamında fiziki yetersizliklerle boğuşması kabul edilebilir bir durum değildir. Bu durumu
ortadan kaldırmak, 'kara göklerin yıldızları' olan sizlerin aydınlığının çocuklarımıza ulaşmasını sağlamak, bizim için asil bir görev olacaktır. Eğitim-öğretim işinin temelinin öğretmen olduğunun tamamıyla farkındayız. Bu nedenle öğretmenliği, toplumda saygın bir meslek olmaktan çıkaran uygulamalara şiddetle karşıyız. Eğitim, devletin asli hizmetlerinden biridir. Bu asli hizmeti yerine getirenler devlet memurlarına tanınan tüm güvencelere sahip olmalıdır. AK Parti hükümetleri döneminde hızla sayıları
artırılan sözleşmeli öğretmenliği tümüyle kaldırmak, bizim acil görevlerimizdendir. Öğretmenlerimize üniversitelerimizin eğitim fakülteleriyle yapacağımız iş birliği ile gerçek anlamda uzmanlık kariyeri yapmanın imkanını sağlayacağız. Bugünkü uygulamalar devam ettikçe eğitimde başarı için temel koşullardan biri olan öğretmenin mesleğine adanmışlığını sağlayacak koşulların hazırlanması mümkün olmayacaktır. Yasalar ve yönetmelikler çıkarmak, ders programlarını değiştirmek, okul binalarının şeklini
yapısını yenilemek, yeni tarzda binalar inşa etmek önemli olmakla birlikte eğitim sorunlarını çözmede bir yere kadar önemlidir. Asıl önemli olan eğitim sürecinin tümünü işlevsel kılacak olan siz öğretmenlersiniz. Siz nasılsanız eğitimimiz de öyledir. Umutlarınızı yitirmişseniz, bulunduğunuz yerde huzurla, inançla görev yapmıyorsanız, yarınımızın sahibi olacak çocuklarımızın da geleceğe umutla bakabilmesini bekleyemeyiz. Öğretmenlerin her yönden güven içinde çalışmasını sağlamak bizim için en önemli
görevlerden biridir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, eğitim bizim için her zaman ilk ve en önemli görevlerden olmuştur. Bize göre bu ülkenin en önemli ve en büyük görevini üstlenen kişidir öğretmen. Güçlü bir ulus ve devlet olmanın yolu nitelikli eğitimden, bu eğitime dayanan kültürden, yaşam biçiminden geçiyor. Bunu var edebilmek; günlük yaşamın sorunlarıyla boğuşmaktan kurtulabilmiş, görev başında güvenle huzurla çalışabilen, kendisini her daim yenileyebilen öğretmenle mümkündür. Biz her daim bu ortamı
oluşturmanın mücadelesini vereceğiz. Biz Atatürk'ün ve Cumhuriyet'in öğretmenine inanıyor ve güveniyoruz. Yarınlarımız için bunun gerekliliğine inanıyoruz. Bu düşünce ve inançla "24 Kasım Öğretmenler Günü" nüzü kutlar, bu özel ve anlamlı günün sizlerle diğer eğitim çalışanlarına, ulusumuza hayırlı olmasını diler, saygılarımı sunarım."