Altın Değerindeki Safranın Hasadı Başladı

Dünyanın en pahalı baharatı, gıda, ilaç ve boya sanayiinin önemli bitkilerinden biri olan, altın değerindeki safranın hasadına Tokat'ta başlandı.

Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi'nde 1994 yılından bugüne safran üzerinde çalışan Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Koç, özellikle ilaç ve gıda endüstrisinde çok geniş kullanım alanı bulunan safran bitkisinin hasadına başlandığını kaydetti. Tokat'ta safran ıslah ve adaptasyon çalışması yaptıklarını belirten Koç, bu çalışmanın 4. yılında olduklarını söyledi. Safran hasadının kasım ayında yapıldığını belirten Koç, "Sabah saatlerinde safran hasadı yapmak daha uygun. Çiçekler
toplanarak kapalı bir mekanda işlenir. Çiçekler işlenirken renkli yapraklar alındıktan sonra içerisinde ekonomik değeri yüksek olan kırmızı renkteki stigmalar alınır. Daha sonra bu stigmalar kurutulur. Safran her yıl artarak, bakımsız, zahmetsiz ürün veriyor. Bitki gelişimini kış mevsiminde geliştirdiği için sulamaya, zirai mücadele ve gübrelemeye gerek duymaz. Bakımı, masrafı oldukça düşük, işçiliği oldukça az. Tam olarak emekli işi diyebiliriz veya yaşlılarımızın rahatça yapacakları bir iş. Yoğun işçilik
kısmı hasat yapılması. Burada da sadece çiçek kopartılarak evde işlenecek" dedi.
Çiftçinin safranla ilgili yanlış bilgi sahibi olduğunu belirten Koç, "Safranla ilgili bilgi kirliliği var. Ziraatçilerin bazıları bu konuda bilgileri olmadığı halde bu işin zor ve yorucu olduğunu söylüyorlar. Ziraatçi arkadaşlardan bunu duyduğuma çok üzülüyorum. Oysa 1994 beri bu işin içindeyim, yorucu, zor ve bunaltıcı bir yanı yok. Diğer bitkisel ürünlerle hiç mukayese edilmeyecek kadar düşük bir iş gücü ile işi kurtarmak mümkün. Ekonomik yönünden bahsedecek olursak safran dünyanın en pahalı baharatı.
Safrandan daha pahalı bir baharat bitkisi yok. Geçen yıl 8 bin TL'ye verdik. Bu, düşük bir rakam, 10 bin doların altında verilmemesi lazım. Fakat üreticimiz bunu bu fiyata vermek istedi, engel olamadık. Dönümü de birinci yıl yarım kilo ile 1 kilogram arasında değişen bir verim. Bu, 3. yılda 3 kiloya kadar çıkabiliyor. 4 ve 5. yıllarda ise 1 kiloya kadar düşer. Ama 5. yıldan sonra bu ürünün artışını sağlamak için geniş alanlara dikmemiz gerekiyor. Safranbolu'da önceki yıllarda çok geniş alanlarda
yetiştirilen safranın miktarı Osmanlı döneminde 10 tonları bulurken bugün Safranbolu'da 5-6 kişiyi geçmeyecek kadar üretici kaldı. Türkiye'de üretim miktarı oldukça düşmüş. Türkiye'de tüketilen safranın tamamı dışarıdan ithal diyebiliriz. Safranın üretiminin hiçbir zorluğu olmamasına rağmen çiftçimiz tarafından rağbet görmemesi anlaşılır değil" diye konuştu.
150-160 bin safran çiçeğinden bir kilogram kuru stigma elde edildiğinin altını çizen Koç, bunun da 1 dönüm alana denk geldiğini sözlerine ekledi.