Kadın Ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf:

8 yılda 350 bin kızı okulla buluşturduklarını söyleyen Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, dünyanın tüm problemlerine kadın elinin değmesi gerektiğini belirterek, "Kadınların bir meta olmasına nasıl karşı çıkıyorsak, onların onurunun ayaklar altında kalmasına da aynı oranda karşı çıkıyoruz" dedi

8 yılda 350 bin kızı okulla buluşturduklarını söyleyen Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, dünyanın tüm problemlerine kadın elinin değmesi gerektiğini belirterek, "Kadınların bir meta olmasına nasıl karşı çıkıyorsak, onların onurunun ayaklar altında kalmasına da aynı oranda karşı çıkıyoruz" dedi.
Yeşil Bursam Derneği, Büyükşehir Belediyesi ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının Tayyare Kültür Merkezi'nde ortaklaşa düzenlediği 'Aile ve Kentsel Yaşamda Kadın' konulu sempozyum, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf'ın katılımıyla yapıldı. Törene, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Vali Yardımcısı Selman Yenigün, AK Parti İl Başkanı Sedat Yalçın, AK Parti Bursa milletvekilleri Ali Kul ve Canan Candemir Çelik, sivil toplum kuruluşlarının yetkilileri katıldı. Yeşil Bursam
Derneği Başkanı Muharrem Karabulut, Başkan Altepe'nin ve Yenigün'ün konuşmalarının ardından konferans Bursa Kent Konseyi Başkanı Semih Pala tarafından başlatıldı.
İnsanı ve ahlaki değerlerimizin genç nesillere aktarılmasının güçlü aile yapısı içerisinde gerçekleşebileceğini kaydeden Bakan Kavaf, aile yapısının güçlü olması için kadının güçlendirilmesiyle mümkün olacağını kaydetti. Kadın haklarının gelişimiyle ilgili tarihi süreç hakkında bilgiler veren Bakan Kavaf, 20. yüzyılın tüm teknolojik gelişmelere rağmen arkasında büyük bir enkaz bıraktığını belirtti. Modernleşme hareketlerinin Tanzimat Fermanı ile başladığını kaydeden Kavaf, "Bizim modernleşme çabamız eğer
AB olarak tanımlıyorsak, ta Tanzimat döneminden başlar. Aslında Tazminat Fermanı bizim AB için de ilk uyum paketimiz. 20. yüzyıl yaşanan tüm değişime ve bilim ile teknolojideki ilerlemeye rağmen arkasında ağır enkaz bıraktı. 21. yüzyıl, 20. asrın olumsuz hatalarının tekrar edilmeyeceği bir çağ olacaktır. 21. yüzyıl insanların ortak değerlerinin tarih ve kültürel mirasının inançlarının ve değerlerinin yükselişe geçtiği bir yüzyıl olacaktır. Ortak değerlerin yüceldiği ve birlikte yaşama kültürünün güçlendiği
tarihi husumetlerin sona erdiği artık diyalog ve ittifak ile neticelendirileceği bir yüzyıl hayal ediyoruz. 21. yüzyılın böyle bir yüzyıl olacağı konusunda ümitliyiz. Daha en başından beri böyle bir yüzyılın oluşabilmesini samimi mücadele veriyoruz. Bugün burada olmamızın sebebi de bu" dedi.

"KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ YERELDE KALMAMALI"
Demokrasi, hak ve eşitlik mücadelesinin yerel olmaktan çıkarak küresel bir boyut kazandığını vurgulayan Kavaf, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Kadın hakları sadece Türkiye'deki kadınların mücadelesi değil. Pakistan ve Irak'taki kadınların mücadelesidir. Hak ve özgürlükler bugünün dünyasında hiç kimsenin tekelinde değil. Bu artık insanlığın ortak değeridir. Demokrasi ve insanca yaşam şansı belli ülkelerin belli bölgelerin imtiyazı olması bütün insanlığın ortak değeri olsun diyoruz. Biz kendi sınırlarımız içerisinde verdiğimiz hak mücadelesini aynı zamanda evrensel bir mücadele olarak görüyoruz. Çünkü dünyada barışın ancak bu şekilde tesis
edilebileceğine inanıyoruz. Biz insanı kadın erkek diye değil, öncelikle insan olarak görüyoruz. Ve haklara da insan hakları çerçevesinden bakıyoruz" dedi.

"DÜNYANIN PROBLEMLERİNE KADIN ELİ DEĞMELİ"
Kadın ve erkeğin haklarının bir insanlık meselesi olarak değerlendirdiklerini belirten Kavaf, dünyanın tüm meselelerine kadın elinin değmesi gerektiğini ifade etti. Kavaf, "Biz kadın ve erkeğin temel haklara sahip olmasını, demokrasinin, çağdaşlığın bir gereği olmanın çok ötesinde bir insanlık meselesi olarak görüyoruz. Büyük ülke olmak bunu gerektirir. İnsan hakları mücadelesi yerele sıkışıp kalamaz. Yerele sıkışıp kalan haklar, sadece belli bir kesimin faydalandığı imtiyazlara dönüşmesine engel
olamazsınız. Onun için konuya evrensel bakmak gerekir. Kadın hakkı meselesi, kadına değer veren herkesin meselesidir. Açık yüreklilikle söylüyorum. Dünyanın tüm meselelerine mutlaka kadın eli değmelidir. Ama kadın eli, dünyanın tüm meselelerinden önce kendi sıkıntılarına değmeli. Önce kendi içerisindeki hak mücadelesi önündeki engelleri aşmalıdır" ifadelerini kullandı.

"8 YILDA 350 BİN KIZIMIZI OKULLA BULUŞTURDUK"
Kadınlarımızın okur yazarlık oranlarını artırmak için yoğun bir çaba sarf ettiklerini kaydeden Kavaf, 8 yıl içerisinde 350 bin kızı okulla buluşturduklarının altını çizdi. Kavaf, "2003 yılından beri başlattığımız kampanyalar,'haydi kızlar okula' 'ana kız okuldayız' 'baba beni okula gönder' gibi kampanyalarla 8 yılda 350 bin kızımızı okulla buluşturduk. Bu kızlarımızın eğitimlerini sürdürülebilir hale getirmeyi hedefliyoruz. Çünkü biliyoruzki, sürdürülebilir bir eğitimle bunların mesleki eğitimle
tamamlayabilirsek kızlarımız ve kadınlarımız kendi ayakları üzerinde durmasını sağlarız. Türkiye'de zoru başardık. Biz halkı Müslüman bir ülke olarak demokrasinin, değişimin ve modernleşmenin mümkün olduğunu gösterdik. Müslüman ülkelerine yakıştırılan birçok etiketin ne kadar yersiz olduğunu ispatladık. Yerel ve evrenselin, inanç ile değişimin, tarih ve geleceğin bir arada bulunabileceğini tüm dünyanın anlamasını ve tanımasını sağladık. Bunu yaparken kültürel kodlarımızdan ve değerlerimizden taviz vermedik.
Tarihimizi reddetmedik" dedi.

"EĞİTİM ZENGİN VE ŞEHİRLİ KADINLARIN DEĞİL, TÜM KADINLARIN HAKKIDIR"
Eğitimin yalnızca şehirli ve zengin kadınların değil, tüm kadınların hakkı olduğunu kaydeden Kavaf, kadınların onurunun ayaklar altında alınmasına karşı olduklarını söyledi. Kavaf, "Bizler yönü Avrupa'ya dönük olan ülkelerin kadınlarıyız. Bizler çağdaş ve demokratik kurumları benimsemiş, demokrasiyi özümsemiş bir ülkenin kadınlarıyız. Bizler yoksulluğu ve eğitimsizliği ayrımcılığı reddeden bir ülkenin bireyleriyiz. Bizler kendimiz için ne istiyorsak, aynısını bütün dünya kadınları için istiyoruz.
Eğitimin yalnızca şehirli ve zengin kadınların değil, tüm kadınların hakkı olduğuna inanıyoruz. Bunun için de eğitim kampanyaları düzenliyoruz. Bu konudaki icraatlarımız samimiyetimizin göstergesidir. Kadınların bir meta olmasına nasıl karşı çıkıyorsak onurun ayaklar altında kalmasına da aynı oranda karşı çıkıyoruz. Eşitlik, hukuk, hak ve adalet dediğimiz kadar ölümler son bulsun. Çocuklar da kadınlar da ölmesin, öldürülmesin diyoruz. Asla umutsuz değiliz. Bir tek değişir o bir tek şeyin değişmesiyle
dünya değişir. Dünyadaki çarpık manzaranın ortadan kalkacağına inanıyorum. Bu güce sahibiz. Bu kültürel değişime de sahibiz. Yeter ki gücümüze ve kendimize inanalım" diye konuştu.
Konuşmaların ardından, konferans soru ve cevap şeklinde devam etti.