Babacan ihtiyatı elden bırakmıyor

Dün YASED'in konferansında konuşan Babacan, bankaları kredi hacminin fazla hızlı genişlediği konusunda uy...


Dün YASED'in konferansında konuşan Babacan, bankaları kredi hacminin fazla hızlı genişlediği konusunda uyardı. Babacan, bu noktada biraz risk gördüklerini ve hızı biraz düşürmekte fayda olduğunu söyledi.
Babacan, "Merkez Bankası ve bakanlıklarımız olarak ufak ufak tedbirler alıyoruz. Burada biraz risk görüyoruz, artmaya devam etsin ama hızı biraz düşürmekte fayda var diye düşünüyoruz" dedi.
Bankacılık sektörüyle ilgili adımları erken atmak istediklerini söyleyen Babacan, "Dünya çapında bankalarımızı sıkıntıya sokacak adım da kesinlikle atmayız. Uzun vadede belli riskleri bugünden kontrol altında tutmak ve pek çok ülkenin yaşadığı kötü tecrübeleri yaşamamak için adımlarımız oldu, olacak. Şaşırmamak lazım" şeklinde konuştu. 

Munzam karşılık artabilir
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) önceki gün açıkladığı Türk Bankacılık Sektörü Genel Görünümü raporuna göre, krediler 2009 sonuna göre 82.8 milyar lira ile yüzde 21.1 artarak, eylül itibariyle 475.4 milyar lira seviyesine ulaşırken, 2010 yılının dokuz ayında kredi hacminde gözlenen büyüme önceki yılın tamamında  yaşanan artışın üç katından fazla oldu.
Kredilerdeki artışın 29 milyar lirası  kurumsal/ticari kredilerden, 28.4 milyar lirası  konut ve ihtiyaç kredileri başta olmak üzere bireysel kredilerden, 25.4 milyar lirası  ise KOBİ 'lere kullandırılan kredilerden kaynaklandı .
Babacan'ın sözleri, bazı uzmanlar tarafından yakında bankalara uygulanan munzam karşılık oranının artırılabileceği şeklinde yorumlandı. HSBC Stratejisti Fatih Keresteci dün yayımladığı notta, "Bundan sonraki adım ne olabilir? Muhtemelen munzam karşılık oranı artırılacak. Merkez Bankası'nın çıkış stratejisi kapsamında lira cinsi munzam karşılıklarda 50 baz puanlık bir artış zaten bekleniyor. Ancak ilk artırımın daha fazla olacağını düşünüyoruz" dedi. 
Keresteci, bunun 100 baz puanı bulabileceğine dikkat çekti.
Sadece Türkiye konusunda değil, küresel ekonomiye ilişkin açıklamalarında da ihtiyatlı olmayı salık veren Babacan, önceki gün yaptığı bir konuşmada, küresel ekonomik krizin sürdüğünü, risklerin devam ettiğini, küresel ekonomideki büyümenin suni tedbirlerle elde edilen bir büyüme olduğunu söylemişti.
Babacan, "Birçok büyük banka hazine ya da merkez bankalarının sağladığı olağanüstü miktarda kaynakla ayakta duruyor. Bugün bu kaynaklar geri çekilirse birçok banka yarın kapılarını açamayacak. Bu sorunların çözülmesi yıllar, bazı ülkelerde on yıllar alacak" demişti.

 

İŞTE YAPTIĞI UYARILAR
9 Kasım, YASED toplantısı
-  "Bir yandan Merkez Bankası, bir yandan ilgili bakanlıklarımız böyle ufak ufak tedbirler alıyoruz. Burada  ki burada biz birazcık risk görüyoruz."

8 Kasım, Transatlantik Konferansı
-  "Birçok büyük banka hazine ya da merkez bankalarının sağladığı olağanüstü miktarda kaynakla ayakta duruyor. Bugün bu kaynaklar geri çekilirse birçok banka yarın kapılarını açamayacak. Bu sorunların çözülmesi yıllar, bazı ülkelerde on yıllar alacak"

6 Kasım TÜSİAD toplantısı
-  "Kapalı toplantılarda tek tek görüştüğümüz bütün yetkililer ki dünya ekonomi yönetiminde söz sahibi olan herkesle sık görüşüyoruz. O kaygılar o bakışlar, o toplantılarda sorduğumuz sorular karşısındaki tutum, verilen ya da verilemeyen cevaplar endişe uyandırıyor." 
-  "Bir başka önemli risk alanını ki bu gerçekten bizi de son derece kaygılandıran bir alan, o da gelişmiş ülkelerin bütçe açıklarının ve kamu borç stoklarının tarihi yüksek seviyelere ulaşması. Ancak bir dünya savaşı döneminde ülkelerin bu kadar yüksek borca ulaştığını görüyoruz."  
-  "Bugün seçim olsa koltuğunu terk etmek zorunda kalacak pek çok lider ve hükümetlerle parlamentolar arasındaki uyumsuzluk... Böyle bir tabloda acil karar alınması gerektiğinde, zor adımların atılması gerektiğinde bu ülkeler bu kararları alabilecekler mi? Bu noktada da ciddi endişeler var."

4 Kasım Economist toplantısı
-  "Yüksek miktarlarda likiditeyi merkez bankalarının piyasaya sürmüş olması, bunun getirdiği endişeler, kaygılar, likiditenin getireceği büyümeden daha fazla zarar verebilir. Çünkü bunun geri döneceği ortada. Bu yolla devam ederlerse, doların değerinin ne olacağı dünyada çok ciddi sorgulanmaya başlanacaktır. Bana göre yolun da sonuna gelindi.