'Tehlike Gdo Teknolojisine Ait Değil'

Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi (GOÜ) Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç

Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi (GOÜ) Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nejdet Kandemir, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın GDO'lu ürünlerle ilgili açıklamalarına ilişkin, "Bu problem GDO teknolojisine ait değil. Eğer, birileri insanlara zarar vermeyi kafasına koymuşsa bunu mevcut olan bütün yüksek teknoloji ürünlerle yapabilir" dedi.
YÖK Başkanı Özcan'ın, "ABD ve İsrail'in ürettiği GDO'lu ürünlerle 20 yıl içinde bir milleti yok edebileceği" şeklindeki açıklamalarının yankısı devam ediyor. Bilim çevrelerinde tartışmaya yol açan iddianın teknoloji açısından mümkün olduğunu ifade eden Doç. Dr. Kandemir, uygulamaya gelindiğinde durumun farklı olabileceğini söyledi. GDO'lu ürünlerle 3- 4 yılda geliştirilebilerek bu şekilde sonuç alınabilecek bir uygulamadan ziyade bunun çok daha kısa yollarla yapılabilen metotların mümkün olduğunu ifade
eden Kandemir, "Eğer böyle bir tehlikesi varsa bunun GDO'lu ürünlerle değil de başka metotlarla yapılabileceğini düşünüyoruz. Bu nedenden dolayı GDO'lu ürünlerde doğrudan bir risk bulunduğunu şuan düşünmüyorum. Şuan ki teknoloji ile bunu tahmin etme durumumuz olmayabilir. Bunu, mevcut metotlarla geliştirilirse belirleyebiliriz" dedi.

"BU PROBLEM GDO TEKNOLOJİSİNE AİT DEĞİL"
Kötü niyetli bir uygulamada başka metot kullanımının belirlenmesinin çok zor bir durum olduğunu dile getiren Kandemir, "Eğer teknolojiye böyle bir paranoyayla yaklaşırsak aynı sıkıntıları diğer teknolojilerde de yaşarız. Teknolojiye güvenle yaklaşmamız gerekiyor. Kötü niyetli uygulamalar başka metotlarla karşınıza gelebilir. Domates, gündemde olduğu için ön plana çıktı. Ama diğer ürünlerde de böyle bir uygulama olabilir. Biz GDO'lu ürünlerin olumsuz yönlerine bakmak yerine olumlu yenlerine bakılması
gerektiğinin kanaatineyim. Çünkü tarımımızda şuan çok ciddi problemler var. Gübre ve ilaçlama problemleri, hem gıda güvenliğini etkilemesi hem de tarımsal üretimin maliyetinin artması bakımından ciddi sıkıntılara yol açıyor. Genetiği değiştirilmiş organizmalar, bize uzun vade de bu problemlerin her ikisini de çözme imkanı veriyor. Tabii diğer sayısız problemi çözme imkanı sunduğu gibi. Dolayısıyla bir bütün olarak bu teknolojiye kötümser değil iyimser yaklaşmalıyız. Dünya tarımının geleceğinin GDO
teknolojisine bağlı olarak olumlu yönde gelişeceğini düşünüyorum. Kötü niyetlilikle ilgili olan bu problem GDO teknolojisine ait değil. Eğer, birileri insanlara zarar vermeyi kafasına koyan insan bu düşüncesini gerçekleştirmek için en ileri teknoloji ürünlerini dahi yapabilir. Bu doğrultuda GDO'yu doğrudan tehlikeli olarak görmüyorum" şeklinde konuştu.

"YÖK BAŞKANIMIZDAN DESTEK BEKLİYORUZ"
Araştırma çalışmalarında maddi problemler yaşandığını dile getiren Kandemir, konuşmasına şöyle devam etti:
"Üniversitelerde çeşit geliştirme, hibrit ve GDO'da temel çalışmalar var. Detaylı pratik çalışmalar henüz yok. Bir noktada YÖK Başkanımız Yusuf Ziya Özcan'a katılıyorum. Çalışmalarımız yetersiz ama var. GOÜ Ziraat Fakültesi olarak DPT ve TÜBİTAK proje çalışmalarını yürütüyoruz. Başka üniversitelerimizde de tanıdığımız iyi çalışan laboratuarlar var. Yeterli mi? konusu gündeme geldiğinde yeterli değil. Burada, bizim de araştırmalarımızı yürütme konusunda çeşitli sıkıntılarımız var. TÜBİTAK, pratik
araştırmalardan ziyade bilimsel araştırmaları ön planda tutuyor. Pratik fayda sağlayabilecek araştırmaları sunduğumuzda, özgün değeri yüksek olmadığından yeni bir çalışma cevabıyla karşılaşıyoruz. Kaynak anlamında sıkıntılarımız var. Talebimiz, araştırma projelerinde fonların daha esnek değerlendirilmesi. Tüm bunları değerlendirdiğimizde üniversitelerimizde araştırma yapılıyor ama yetersiz. YÖK Başkanımızdan bu konularda destek bekliyoruz. Üniversitelerimizde iyi eğitilmiş, yurt dışı tecrübeleri olan
bilim adamlarımız var. Bunlarla istediğimiz araştırmaları yapabilecek durumdayız."