Merkez Bankası Enflasyon Raporu

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, 2010 yılının üçüncü çeyreğinde tüketici fiyatlarının yüzde 1,15 oranında arttığını ve yıllık enflasyonun yüzde 9,24 seviyesine yükseldiğini belirterek, "Enflasyondaki bu yükselişte işlenmemiş gıda fiyatlarındaki keskin artışlar etkili olmuştur

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, 2010 yılının üçüncü çeyreğinde tüketici fiyatlarının yüzde 1,15 oranında arttığını ve yıllık enflasyonun yüzde 9,24 seviyesine yükseldiğini belirterek, "Enflasyondaki bu yükselişte işlenmemiş gıda fiyatlarındaki keskin artışlar etkili olmuştur. Öte yandan hizmet grubu yıllık enflasyonundaki azalış ve temel mal fiyatlarındaki olumlu görünüm sürmüş, enflasyonun ana eğilimi orta vadeli hedeflerle uyumlu seyrini korumuştur" dedi.
Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, 2010 Ekim ayı enflasyon raporunu açıkladı. Yılın üçüncü çeyreğinde iktisadi faaliyetlerin ikinci bir daralma olasılığının zayıf olduğuna, ancak toparlanmanın oldukça yavaş ve kademeli gerçekleşeceğine işaret edildiğini belirten Yılmaz, "Büyüme dinamikleri açısından gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında gözlenen belirgin ayrışmanın yılın ikinci çeyreğinde de sürdüğü ve küresel büyümeyi gelişmekte olan ülkelerin sürüklemeye devam ettiği görülüyor" dedi.
Yılmaz, para politikalarının ikinci bir parasal genişleme yoluyla daha da gevşetilme olasılığının artması, yatırımcıların riskli varlıklara yönelme eğilimini güçlendirdiğini belirterek, "Bu durum, bir yandan gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarını hızlandırarak bu ülkelerin para birimlerini güçlendirirken, diğer yandan emtia fiyatlarında belirgin artışları beraberinde getirmiştir" ifadelerini kullandı.
Yılmaz, iktisadi faaliyetteki toparlanmanın beklenenden de olumlu seyretmesi, kredi derecelendirme kuruluşlarından not artırımına dair gelen işaretler, referandum sürecinin sona ermesiyle siyasi belirsizliğin azalması ve güncellenen Orta Vadeli Program'ın (OVP) mali disiplinin süreceğine işaret etmesi şeklinde sıralanan Türkiye'ye özgü olumlu gelişmelerin bu etkilerin daha belirgin yaşanmasına neden olduğunu belirtti. Yılmaz, bu gelişmelerin ışığında ülkenin risk primi göstergelerinin diğer birçok ülkeye
kıyasla daha olumlu bir performans gösterdiğini ve kriz öncesi seviyelerinin altında seyretmeye devam ettiğini söyledi.
2010 yılının üçüncü çeyreğinde tüketici fiyatlarının yüzde 1,15 oranında arttığını ve yıllık enflasyonun yüzde 9,24 seviyesine yükseldiğini ifade eden Yılmaz, "Enflasyondaki bu yükselişte işlenmemiş gıda fiyatlarındaki keskin artışlar etkili olmuştur. Öte yandan, hizmet grubu yıllık enflasyonundaki azalış ve temel mal fiyatlarındaki olumlu görünüm sürmüş, enflasyonun ana eğilimi orta vadeli hedeflerle uyumlu seyrini korumuştur" dedi.
Yılmaz, üçüncü çeyrekte gıda fiyatlarının işlenmemiş gıda fiyatları kaynaklı olarak sert bir artış kaydettiğini ve gıda kaleminin yıllık enflasyona yaptığı katkının 4,2 puan olarak gerçekleştiğini belirtti. Bir önceki çeyrekte keskin bir gerileme kaydeden işlenmemiş gıda grubu fiyatlarında üçüncü çeyrekte yüksek artışlar gözlenmesi ile yıllık işlenmemiş gıda enflasyonunun endeks tarihindeki en yüksek seviye olan yüzde 28,74'e ulaştığını söyleyen Yılmaz, bu gelişmede taze meyve-sebze fiyatları belirleyici
olurken, et fiyatlarındaki artış eğiliminin devam etmesinin grup fiyatlarının yükselişinde etkili olan diğer bir unsur olduğunu kaydetti. Yılın üçüncü çeyreğinde enerji fiyatları petrol fiyatlarındaki gelişmelere bağlı olarak yatay seyrederken gıda, enerji, alkollü içecekler ve tütün ile altını dışlayan temel mal grubunda enflasyon eğiliminin düşük seviyesini koruduğunu belirten Yılmaz, "Diğer yandan hizmet grubu yıllık enflasyonundaki azalış beklenenden daha belirgin olmuştur. Talep koşullarına duyarlılığı
görece daha yüksek olan yemek ve ulaştırma hariç hizmet fiyatlarının yıllık artış oranı endeks tarihindeki en düşük seviyeye gerilemiştir" ifadelerini kullandı.
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, 2010 yılının ikinci çeyreğinden itibaren azalış eğilimi sergileyen orta vadeli enflasyon beklentilerinin yılın üçüncü çeyreğinde sınırlı bir düşüş kaydettiğini söyleyerek, "Tüketici enflasyonundaki yükselişe rağmen istikrarlı bir biçimde gerileyen çekirdek enflasyon göstergeleri bu dönemde orta vadeli beklentilerin bozulmasını engellemiştir. Yakın dönem enflasyon beklentileri bir önceki çeyreğe kıyasla sınırlı bir oranda gerilerken, vade uzadıkça beklentilerin bir
önceki çeyrek seviyelerinden farklılaşmadığı görülmektedir. Bununla birlikte 12 ve 24 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentileri, 2011 ve 2012 yıl sonları için belirlenen enflasyon hedeflerinin ima ettiği değerlerin bir miktar üzerinde seyretmektedir" diye konuştu.
Kredi piyasasında gözlenen olumlu gelişmeleri ve iktisadi faaliyetteki toparlanma eğilimini de dikkate alarak, kriz döneminde uygulamaya koydukları geçici likidite tedbirlerinin geri çekilmesi sürecini büyük ölçüde tamamladıklarını ifade eden Başkan Yılmaz, "Bu kapsamda piyasaya ihtiyacından fazla sağlanan likidite kademeli olarak azaltılmış, zorunlu karşılık oranları artırılmıştır. Ayrıca, finansal istikrara yönelik riskleri sınırlandırmak amacıyla alternatif araçların daha etkili olarak
kullanılabilmesi için zorunlu karşılıklara faiz ödenmesi uygulamasına son verilmiş, likidite yönetiminin operasyonel yapısı değiştirilmiştir. Son olarak, sermaye akımlarının değişkenliğine uyum sağlayabilmek amacıyla döviz alım ihaleleri için daha esnek bir yöntem tasarlayarak 4 Ekim itibarıyla uygulamaya koymuş bulunmaktayız. Bu kapsamda ilk üç haftada 1,2 milyarı ilave alım olmak üzere toplam 1,76 milyar ABD doları tutarında alım yapılmıştır" dedi.
2010 yılının ikinci çeyreğine ilişkin açıklanan milli gelir verilerinin Temmuz Enflasyon Raporu'nda ortaya koydukları görünümle uyumlu seyrettiğini söyleyen Yılmaz, "İç talep göreli olarak istikrarlı şekilde toparlanmaya devam ederken, mal ve hizmet ihracatı hızlanmıştır. Bu çerçevede Gayri Safi Yurt İoekte gıda fiyatlarının içi Hasıla (GSYİH), 2010 yılı ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,3 oranında artmıştır. Milli gelirin dönemlik artış oranı ilk çeyrekteki duraklamanın ardından
ihracat ve kamu inşaat yatırımlarında bir önceki çeyreğe kıyasla gözlenen yüksek oranlı artışlara bağlı olarak hızlanırken, kamu hariç büyüme nispeten daha ılımlı seyretmiştir. Yakın döneme dair açıklanan veriler iç talepteki toparlanmanın beklenenden bir miktar daha güçlü olduğunu ve yılın ikinci yarısında daha ılımlı bir büyüme sürecine girildiğini göstermektedir. Özel kesim talebine ilişkin göstergeler, yılın üçüncü çeyreğinde özel kesim tüketim ve yatırımlarının yıllık bazda yüksek oranda artmaya devam
ettiğine işaret etmektedir. Ayrıca, para ve maliye politikalarının dengeleyici konumunun yanı sıra yakın dönemde güçlenen sermaye girişlerinin de etkisiyle yılın son çeyreğinde tüketim ve yatırım harcamalarının hızlanabileceğini düşünmekteyiz" şeklinde konuştu.
Durmuş Yılmaz, üçüncü çeyrekte sebze fiyatlarının öngörülerinin oldukça üzerinde bir artış sergilemesi ve et fiyatlarındaki düzeltmenin gecikmesinin kısa vadede gıda grubu enflasyon oranı varsayımının yukarı yönlü güncelleme yapılması gerektirdiğini söyleyerek, "Gıda enflasyonu varsayımımızı 2010 yılı sonu için yüzde 7,5'ten yüzde 10,5 seviyesine çekerken, 2011 ve 2012 yıllarına ilişkin varsayımlarımızı yüzde 7 olarak koruduk. Söz konusu değişikliğin 2010 yıl sonu enflasyon tahminimiz üzerindeki yukarı
yönlü etkisi 0,8 puan olmuştur" ifadelerini kullandı.
Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, daha sonra basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Harcama eğilimleri ile ilgili bir soru üzerine Yılmaz, ortaya konan bütçe hedeflerine uyulduğu, mali disiplin sağlandığı sürece enflasyon açısından bir problem görmediklerini ama burada bir sapma söz konusu olursa Merkez Bankası'nın durumunu tekrar gözden geçireceğini ve Merkez Bankası'nın görevinin kendilerine verilen hedefi sağlamak olduğunu söyledi. Batmasına izin verilemeyecek büyüklükteki bankalara ilişkin
yürütülen çalışmanın hangi aşamada olduğuna ilişkin soru üzerine ise Yılmaz, ''Biz bu konuda not yazdık, hazırladık, sayın bakanımıza ilettik. Şu anda bu uluslararası camianın da gündeminde'' dedi.
Faiz politikasında bir değişikliğin söz konusu olup olmadığı sorusuna da Yılmaz, herhangi bir değişikliğin söz konusu olmadığı yanıtını verdi. Yılmaz, "Ülkelerin paraların değeri üzerindeki etkinin kur üzerinden olabileceği gibi faiz üzerinden de olabilir. Düşük faiz ortamında oluşacak kredi genişlemesinin de bir kısmının dış talebe gitmesi nedeniyle cari açık üzerinde olumsuz etkisi olabilir" diye konuştu.
Yılmaz, sıkılaştırma politikaları konusundaki izledikleri yolun doğru olduğunu da belirtti. Ürünlerin fiyatlarıyla ilgili bir sinyal alınıp alınmadığı sorusu üzerine ise Yılmaz, 2001 yılından sonra uygulanan politikaların Türkiye ekonomisini normal çalışan bir ekonomi haline getirdiğini belirterek, ''Aktarım mekanizmaları daha etkin çalışıyor. Fakat buna rağmen etkin koşullarla ve diğer birtakım yapısal sorunlara bağlı olan gıda kalemi bu görünümü bozuyor. Dolayısıyla burada yapılması gereken birtakım
yapısal işler var. Bunu bir an önce yapalım. İyi çalışan aktarım mekanizması sonucu elde edilen temel çekirdek enflasyonun görünümünü bozmayalım. Bizim mesajımız budur'' dedi.
Tünelin ucundaki ışığın son durumunu soran basın mensubuna Yılmaz, gelişmekte olan ülkelerde önemli bir büyüme yaşandığını ve dünya ekonomisini gelişmekte olan ülkelerin çektiğini belirterek, "Gelişmiş ülkeler hala özellikle mali kesimdeki, bankacılık kesimindeki sorunları çözemedi. Bankalar bilançolarını halen tamir edemedi. Bankaların sermayelerinin yeniden güçlendirilmesi gerektiği bu ülkelerde hane halkının borçluluk oranını yüksek. Şu anda ortaya çıkan canlanma özellikle Mayıs ayından sonra biraz
ivme kaybetti ve bu durum halen sürüyor" şeklinde konuştu.
Dünya ekonomisi üzerinde aşağı doğru riskler olduğunu kaydeden Başkan Yılmaz, "İkinci bir dip, Lehman Brothers şirketinin battığı dönemdeki dalgalanmayı ben açıkçası beklemiyorum. Ama yine de ihtiyatlı olmakta fayda var'' dedi.
Yılmaz, basın toplantısının ardından gazetecilerle yaptığı sohbette, gazetecilerin Merkez Bankası Başkanı'nın yaşı ile ilgili haberler çıktığını hatırlatarak, bu haberleri nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine, ''Bu, Türkiye'nin gündemi değil, bunlar magazinin konusu. Siz Enflasyon Raporu'nu öne çıkarın'' şeklinde konuştu. Gazetecilerin sorularının devam etmesi üzerine Yılmaz, ''Bu konularla çok ilgileniyorsanız, 19 Nisan'da gelin yine konuşalım. Size anlatacağım çok magazin hikayemiz var'' diye
konuştu. Yılmaz, ''19 Nisan'da ne yapacaksınız?'' şeklindeki soruya, ''Herhalde sabah 7'de kalkmayacağım. Hemen Blackberry'i açıp ABD'de ne olmuş diye bakmayacağım'' cevabını verdi.
Cari açığa ilişkin bir soru üzerine ise Yılmaz, cari açığın ve sürdürülüp sürdürülemeyeceğinin önemli bir konu olduğunu belirterek, o nedenle ''ucu açık, ne olursa olsun bir cari açığın'' söz konusu olmadığını ve hiçbir ülkenin de bunu böyle düşünemeyeceğini kaydetti. Yılmaz, cari açık konusunda ülke olarak, ekonomik karar alıcı birimler olarak herkesin dikkatli olması gerektiğine işaret ederek, ''Bu çerçevede biz Merkez Bankası olarak, üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Burada belirleyici olan bizim
son aldığımız tedbirlerde biz enflasyon açısından ekonomimizin ısındığını düşünmüyoruz. Bu noktada, ısındığını düşünmüyoruz. Ancak cari açık açısından da bugünden birtakım talep kısıcı tedbirlerin alınması gerektiğini düşünüyoruz'' diye konuştu.
Alınan tedbirlerin ana amacının borçlanma seviyelerinin makul seviyelerde tutulması ve buna paralel olarak da toplam talep üzerinden cari açık üzerinde etkili olmasına yönelik olduğunu anlatan Yılmaz, ''Şu anda Merkez Bankası olarak aldığımız tedbirler buna yöneliktir'' ifadelerini kullandı.
Yılmaz, memur artışları ve diğer harcamaları enflasyon hedefi ile ilişkili olarak nasıl değerlendirdiklerine yönelik soru üzerine de, kamudaki maaş artışlarının bütçelendiği için tahminlerini buna göre yaptıklarını, bugün itibariyle tehdit olarak görmediklerini söyledi. Ekonominin genişleme döneminde olduğunu ve ekonominin büyüdüğünü, hükümetin de burada bir miktar refah payı verdiğini kaydeden Yılmaz, bu konuda toplum olarak son derece dikkatli olmak gerektiğini ve bunun dozunun kaçırılmaması
gerektiğini söyledi. Yılmaz, aldıkları kararların maliye politikalarının ortaya koydukları enflasyonla uyumlu olması gerektiğini söylediklerini belirterek, "Bugün itibariyle biz bunları orta vadeli enflasyon perspektifi içinde bir sorun olarak görmüyoruz'' dedi.
Seçimlere ilişkin soru üzerine de Yılmaz, Türkiye'de şu anda AB dışında bir çapa olmadığını belirterek, önceki dönemlerdeki yanlışlardan çıkarılan derslerin bugün Türkiye'yi bulunulan noktaya getirdiğini söyledi. Yılmaz, ''Dolayısıyla bunun önemli bir ders olduğunu düşünüyoruz ve bu dersin de içselleştirilerek devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Dolayısıyla önümüzdeki seçim hepimiz için, toplum için bir test olacak. Biz şu anda ortaya konulan Orta Vadeli Program'a uyulacağını var sayıyoruz ve uymak
durumundayız. Dolayısıyla da bir risk görmüyoruz bu açıdan. Bizim çapamız şu anda Türkiye'nin kendisi, kendi aklımız, kendi kararlarımız olacak'' diye konuştu.
(AUÖ-CC-E)