Avrupa ülkelerinde kuralları ihlali şikayet sosyal sorumluk, Türkiye'de ise ispiyonculuk görülüyor(tekrar)

Ortak kullanım alanlarında toplumsal kuralları ihlalde şikayet Avrupa ülkelerinde 'sosyal sorumluluk', Türkiye'de ise ispiyonculuk olarak değerlendiri

Ortak kullanım alanlarında toplumsal kuralları ihlalde şikayet Avrupa ülkelerinde 'sosyal sorumluluk', Türkiye'de ise ispiyonculuk olarak değerlendiriliyor.

Alman pedagog Petra Ottmann'a göre Avrupalılar, başta can güvenliliği olmak üzere sağlık, çevre temizliği, sağlıklı gıda tüketimi, hijyen ve trafik hatalarını görür görmez gerekli mercilere şikayetini iletirken, ülkede ispiyonculuk olur gerekçesiyle göz önünde işlenen kural ihlalleri örtbas ediliyor.

Ottmann'ın değerlendirmesine göre; Avrupa Birliği(AB) ülkelerinde yere tükürme, sigara izmariti atma, araç içinde yüksek sesle müzik dinleme, hijyen olmayan gıda ürünleri, gereksiz korna çalımı, kırmızı ışık ihlali ve trafikte hatalı sollamayı görür görmez sosyal sorumluluk gereği bireysel şikayetlerini ilgili kuruma yazılı, sözlü ve sesli olarak başvuruda bulunarak vatandaşlık görevini yerine getiriyor. Türkiye'de ise 'bana ne', 'devletin ilgili kurumları var, gözünü açsın yazsın cezasını', 'şikayette bulunup ta dertsiz başımı niye dertlendireyim' ve' bu ülkeyi ben mi kurtaracağım' diyerek kuralları ihlal edenler ilgili birimlere bildirilmeyerek bilinçsizce koruma altına alıyor. Bilinçsizce koruma altına alımlar, bir gün hızlı ve alkolü araç kullanımı trafikte masum bir yolculuk yaparken araç içindeki bir aile ile otobüs durağında otobüs bekleyen öğrenci grubunu yok edebiliyor.

Antalya bölgesine tatile gelen turistler, yaya yürüyüşlerinde yolda hiç trafik olmamasına rağmen, yeşil ışık yanıncaya kadar beklemesi görenleri şaşırtıyor. Antalya'nın Manavgat ilçesinde 7 yıldır yerleşik yaşayan Alman pedagog Petra Ottmann, Almanya'da toplum kurallarını ihlal eden kişilerin anında gerekli kuruma şikayet edildiğini söyledi. Alman pedagog Ottmann, bunun Avrupa kültüründe sosyal sorumluluk ve yapılan yanlışa ortak olmama olarak algılandığını kaydetti. Ottmann, "Almanya'da toplum ve çevre kurallarıyla ilgili eğitim okul öncesinde başlıyor. Çocuk okulda çevrenin korunması, başkalarının haklarını çiğnememeyi 4 yaşından itibaren uygulamalı alıyor. Öğrenci uygulamalı ders aldığı için yediği ay çiçeğinin ve yediği muzun kabuğunu çöpe atıyor. Yola atmıyor. Toplumsal kurallara uyum okul öncesi eğitimle başlar. Berlin'de trafiği İstanbul'da yoğun olmasına rağmen araç kullanırken tedirgin olmuyorum. Fakat Antalya ve ilçelerinde kullanırken, tedirgin oluyorum. Çünkü trafik kuralları ihlalinden çok korkuyorum." diye konuştu.

Sempati Psikolojik Danışmanlık ve Hipnoterapi Merkezi doktoru Ramazan Özarslan, toplumsal kurallara uymanın köklü çözümünün eğitim aileden başlamasıyla ilgili olduğunu söyledi. Kurallara uyma ve çiğnemede bireysel ve sosyal tepkinin eğitimle ilgili olduğunu belirten Dr. Ramazan Özarslan, bunun için okul öncesi eğitimin çok önemli olduğunu kaydetti. Avrupa ülkelerinde ortalama okul öncesi eğitim oranının yüzde 60 seviyesinde olduğunu belirten Özarslan, bunun okullarda uygulamalı eğitimle pekişince kurallara uymanın bilinçli sosyal sorumluluk haline geldiğini kaydetti. Özarslan, "Ünlü komedyen Cem Yılmaz'ın dediği gibi kurallara uymada 'eğitim şart diyoruz'. Eğitim okul öncesi ailede başlar. Çocuğun ilk öğretmeni de annedir. Bunun için ülkemizde okul öncesi eğitime çok önem vermeliyiz. Toplumsal kurallara uyma hususunda da her zaman çocuklarımıza örnek olmalıyız. Çocuklar anne, baba ve yakın çevresini taklit eder." diye konuştu.

Uzun yıllar Almanya'nın Hannover şehrinde bir fabrikada çalıştıktan sonra emekli olduğunu belirten Durmuş Ali Sarı, 13 yıl önce portakal yedikten sonra kabuğunu yere atmaktan ötürü 110 mark para cezası yediklerini söyledi. Durmuş Ali Sarı, Almanya'da insanların çevre ve trafik kurallara karşı aşrı duyarlı olduğunu yere tüküren, izmarit, çöp atan, kırmızı ışık ihlali yapan ve yüksek sesle müzik dinleyenleri hızlı bir şekilde polise bildirdiklerini kaydetti.

Geçtiğimiz günlerde Antalya'dan Burdur'a giderken bir aracın aşırı hız yapma, alkolü araç kullanma ve kırmızı ışık ihlali yapmasından ötürü Alo 155'i aradığını belirten Ali Öztürk, görevli polisin notu aldıktan 15 dakika sonra aradığı telefona geri dönüş yaparak aracın durdurulduğunu alkollü araç kullanma ve hız limitini aşmadan ötürü 'yasal işlem yaptık' sözünü duymaktan memnun olduğunu belirtti. Manavgat Emniyet Müdürü Alpar Tunga Gündoğmuş, Alo 155 ihbar hattına gelen şikayetleri anında değerlendirdikleri kaydetti. Manavgat Tarım İlçe Müdürü Hakan Eski Alo 174 Gıda Hattı'na gelen telefonları kısa sürede değerlendirdiklerini ifade etti. Eski, ihbarı alır almaz gıda mühendislerini gönderdiklerini dile getirdi. Manavgat Kaymakamı Hacı İbrahim Türkoğlu, turizm şehrinde trafik kurallarını çiğneyen, yüksek sesle müzik dinleyen, gereksiz korna basan, kırmızı ışık ihlali, hız ihlali yapan ve çevreye kirletenlere karşı mücadele başlattıklarını kaydetti.