Demokrat Yargı: Türban bir yasa-anayasa sorunu değil, siyasi-idari sorundur
Demokrat Yargı, türbanın bir yasa-anayasa sorunu değil, siyasi-idari bir sorun olduğunu bildirdi. Konuya ilişkin yazılı bir açıklama yapan dernek, Yar
Türk yargı uygulamalarında laikliğin bir arada yaşama ve özgürlük taleplerinin korunmasına dayanan bir ilke olmak yerine toplumun belirli kesimlerine karşı kurulmuş bir siyasi mevzi haline getirildiğini dile getiren Demokrat Yargı, Yargıtay Başsavcılığı'nın bildirisinin de Türkiye'deki siyasetin bu eskimiş siyasi mevzilerinin yeniden diriltilmesi çabalarının en yeni örneklerinden birisini oluşturduğunu savundu.
Yargıtay Başsavcılığı'nın laiklik ilkesine yönelik olarak daha önce de siyasi mevzi haline getiren yorumlar yaptığını ve hatta bu geleneksel mevziyi hükümet partisine yönelik bir 'yargı muhalefeti' oluşturmak üzere kullandığını hatırlatan dernek, "Bu çerçevede, kamuoyunun çok iyi bildiği üzere büyük çelişki olmak üzere bir yandan Anayasa değişikliğinin türbanı serbest bıraktığını gerekçe göstererek partinin kapatılmasını istemekteydi. Diğer yandan ise Anayasa değişikliği türbanı serbest bırakmadığı halde, sanki böyleymiş gibi üniversitelere çağrıda bulunan AKP'li yetkililerin eylemlerini kapatmaya gerekçe olarak sunmaktaydı geçtiğimiz yıllarda. Yargıtay Başsavcılığı'nın bu son bildirisi de Türkiye'de laiklik ilke ve uygulamasının hala bir siyasi mevzi olarak hukuk ve yargıda itibar görebildiğini göstermektedir." ifadelerini kullandı.
YARGI KARARLARI İLE GENEL YASAK GETİRİLEMEZ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hukuken çok ciddi sorunlar barındıran bildirisi ile geçmişteki çelişkili siyasi yorumlarına devam edeceği kaygısını uyandırdığını dile getiren Demokrat Yargı şöyle devam etti: "Oysa en temel hukuk bilgisinden dahi çıkartılacak sonuç şudur: Türbanı yasaklayan veya serbest bırakan bir yasa/norm olmadığı gibi herhangi bir mahkeme kararından da yasaklayıcı sonuçlar çıkarılması mümkün değildir. Çünkü yasak üretmek norm gerektirir. Normu ise yasama organı koyar. Türk yasama organının böyle bir norm getirmediği açıklıkla ortadadır. Mahkeme kararları ile genel yasaklar getiremeyeceği gibi karar gerekçelerinden hareketle kültürel bir temsil biçimi olarak türban yasaklanamaz. Bu husus hukukun en temel bilgisi ile dahi ulaşılabilen bir bilgidir."
ÜNİVERSİTEDE TÜRBAN SERBESTTİR
Türkiye'nin artık "türban bir yasa/anayasa sorunu değil, siyasi/idari bir sorundur." gerçeğini kabul etmesi gerektiğini vurgulayan dernek, "Dolayısıyla türban, üniversiteler bakımından, yasanın/normun içinde ne bir sorun ne de bir çözüm imkânı barındırmaktadır. Bu nedenle yasa-anayasaya dayanan saçma, skolastik tartışmalardan uzaklaşmak, bizzat rektörlerin siyasi/demokratik olgunluklarının sorgulandığı bir mecraya doğru tartışmayı taşımak artık bir zarurettir. Bu itibarla Siyasi/demokratik olgunluğa sahip her rektörün yapacağı tek şey kapılarını türbana açmak ve üniversitelerdeki eğitim özgürlüğünü engelleyen bu adaletsiz geleneği tersine dönüştürme cesareti göstermektir. Rektörleri böyle bir serbestlik uyguladıklarında yasal olarak sorumlu kılan hiçbir norm, hiçbir mahkeme kararı yoktur. Onların sorumluluğu, asıl olarak, demokratik olgunluk ve öğretici bir eğitim geleneğinin tesis edilmesinden ibarettir. Bu da türbanın ve tüm toplumsal ve kültürel farklılıkların üniversite hayatımızın farklılıkları içine yerleştirilmesi ile mümkün olacaktır." görüşlerine yer verdi.