Avrasya Maratonu'nun Boğaziçi Köprüsü'ne Etkisi
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İnşaat Mühendisliği Öğretim üyesi olan ve dünyada asma köprü konusunda uzman olan birkaç isim arasında yer alan Prof
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İnşaat Mühendisliği Öğretim üyesi olan ve dünyada asma köprü konusunda uzman olan birkaç isim arasında yer alan Prof. Dr. Aydın Dumanoğlu, Avrasya Maratonu sırasında Boğaziçi Köprüsü'nde yaşanan titreşimin köprüye zarar vermesinin mümkün olmadığını ancak köprünün her 10 yıl da bir genel bakımdan geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Konuyla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Dumanoğlu, Boğaziçi Köprüsü'nün 1973 yılında trafiğe açıldığını hatırlattı. Freeman&Fox Şirketi tarafından projelendirilen köprünün İngiliz Clevland Köprü Firması tarafından yapılmasının ardından trafiğe açıldığını kaydeden Dumanoğlu "Kutu kesitli, narin kuleli, eğik askılı olarak yapılan bu tarz köprülerden dünyada 4 tane vardır. 2 tanesi Türkiye'de, 2 tanesi ise İngiltere'dedir. Bu köprülerin ilki İngiltere'de Seven Körfezi'nde yapılan Seven Köprüsü'dür" dedi.
Dumanoğlu, 1986-87 yıllarında "Bu köprü acaba yaşlanıyor mu?" diye o dönem görev yaptığı İngiltere'deki Bristol Üniversitesi'nde NATO'nun ve İngiliz Bilim ve Araştırmaları Kurumu desteği ile köprünün başta deprem olmak üzere dayanıklılığı konusunda incelemelerde bulunduğunu ifade ederek "Yapmış olduğumuz araştırmalarda köprünün durumunun iyi olduğunu gördüm. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde de 1990 yılında benzeri çalışmalar yaptım. Köprülerimiz ve barajlarımızın insan vücudu gibi 10 yılda bir Check-up'tan geçmesi gerekir. Ufak tefek sorunlar da böylece hiçbir zaman yaşanmaz. Köprüde trafik yükü köprünün ağırlığı yanında çok hafif olan bir yüktür. Trafiğin bunda tesiri yoktur. Köprülerimiz ve barajlarımızın insan vücudu gibi 10 yılda bir Check-up'tan geçmesi gerekir. Ufak tefek sorunlar da böylece hiçbir zaman yaşanmaz. Köprüde trafik yükü köprünün ağırlığı yanında çok hafif olan bir yüktür. Trafiğin bunda tesiri yoktur. Sadece köprünün üzerinde trafiğin olmasının rüzgarlı fırtınalı havalarda perde oluşturması nedeniyle köprüde titreşimler oluşturacağı için fırtınalı havalarda köprü üzerinde trafiğin az olması veya olmaması arzu edilir" şeklinde konuştu.
Son olarak Avrasya Maratonu'nda köprünün üzerinden 120-160 bin kişinin geçtiği için sallandığı haberlerinin basında yer aldığını ifade eden Dumanoğlu "Herkesin aynı anda üzerinde bulunup bulunmadığını bilmiyorum ancak hepsinin aynı anda bulunduğunu düşünürsek kişi başına 50'şer kilodan 8 bin ton eder. Tabi köprünün kendi ağırlığı da söz konusu. Bir de hareketli yükler göz önüne alındığında bu köprü yaklaşık 10 bin ton civarında yük düşünülmüş bir proje, ona göre yapılmış. Fakat köprünün askıları aşağı yukarı 54 bin ton yük taşır. Demek ki köprünün bu haliyle 160 bin kişi üzerinde olsa taşıma kapasitesinin bozulmayacağını söyleyebiliriz" diye konuştu.
"KÖPRÜ ÜZERİNDE AYNI ANDA AYNI HAREKET TEHLİKELİ OLABİLİR"
"Köprü titreştiği sürece bir şey olmaz denildi, doğaldır" diyen Dumanoğlu "Her titreşen yapı çökecek diye bir kural yoktur ancak her yapıda çökerken titreşir. Yol üzerinde yürüyen insanlar buna keyfi bir titreşim uyguladılar, bu titreşimden bir tanesi de binanın frekansıdır, doğal frekansıdır. Biz buna 'rezonans' diyoruz. Ancak bunun binayı çökertmesi için bu etkinin şiddeti sürekli olması lazım. Öyle bir şey olmadığı için 'rezonans' noktasında binanın uzun süre kalması söz konusu değil. Ancak olaya bir de farklı yönden bakacak olursak 160 bin kişi köprünün üzerinde bulunduğu bir sırada bir kişi 'köprüde bomba var' gibi sözler sarf etmesi durumunda 160 bin kişinin toplumsal psikolojisinin oluşturduğu etkilerle köprünün üzerinde feci bir dalgalanmalar olabilirdi ?" ifadelerini kullandı.
Dumanoğlu, köprüde 6 yıl önce halatlardan birinin koptuğunu da hatırlatarak şunları söyledi:
"Bu olayda o andaki rüzgarın 160 kilometreye ulaşması, havanın birden soğuyarak kablolar üzerinde baskı kitlesinin 2 buçuk katı kütle oluşturması etkili olmuştu. Bir de o durum askıların zamanında anarşistlerin etkisinden korumak için etrafına kafes inşa edeceğiz diye askıların köprüye tutunduğu bayrak kafalarının delinmesi ve zayıflatılmasının sonucuydu. Ayrıca bu köprü günlük maksimum 30 bin araç trafiğe göre inşa edilmişti. Ancak günde 200 binden fazla araç üzerinde geçmeye başladı. 30 bin trafik için 500 sene ömürle projelendirilmişti. Günde 200 bin aracın geçmesi, Marmara Bölgesi'nin sürekli olarak depremlere maruz kalması ve son insan hareketinin zaman zaman yaşanmasını düşündüğümüzde ister istemez köprüde yorulmalara neden olacaktır. Bu köprü 36 milyon dolara mal oldu. Bu köprünün yıllık kazancı aşağı yukarı 36 milyon dolar. En azından her yıl bu kazancının 40'ta birini köprüye bakım için harcayalım. Yoksa köprüye vefasızlık yapmış oluruz."
Konuyla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Dumanoğlu, Boğaziçi Köprüsü'nün 1973 yılında trafiğe açıldığını hatırlattı. Freeman&Fox Şirketi tarafından projelendirilen köprünün İngiliz Clevland Köprü Firması tarafından yapılmasının ardından trafiğe açıldığını kaydeden Dumanoğlu "Kutu kesitli, narin kuleli, eğik askılı olarak yapılan bu tarz köprülerden dünyada 4 tane vardır. 2 tanesi Türkiye'de, 2 tanesi ise İngiltere'dedir. Bu köprülerin ilki İngiltere'de Seven Körfezi'nde yapılan Seven Köprüsü'dür" dedi.
Dumanoğlu, 1986-87 yıllarında "Bu köprü acaba yaşlanıyor mu?" diye o dönem görev yaptığı İngiltere'deki Bristol Üniversitesi'nde NATO'nun ve İngiliz Bilim ve Araştırmaları Kurumu desteği ile köprünün başta deprem olmak üzere dayanıklılığı konusunda incelemelerde bulunduğunu ifade ederek "Yapmış olduğumuz araştırmalarda köprünün durumunun iyi olduğunu gördüm. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde de 1990 yılında benzeri çalışmalar yaptım. Köprülerimiz ve barajlarımızın insan vücudu gibi 10 yılda bir Check-up'tan geçmesi gerekir. Ufak tefek sorunlar da böylece hiçbir zaman yaşanmaz. Köprüde trafik yükü köprünün ağırlığı yanında çok hafif olan bir yüktür. Trafiğin bunda tesiri yoktur. Köprülerimiz ve barajlarımızın insan vücudu gibi 10 yılda bir Check-up'tan geçmesi gerekir. Ufak tefek sorunlar da böylece hiçbir zaman yaşanmaz. Köprüde trafik yükü köprünün ağırlığı yanında çok hafif olan bir yüktür. Trafiğin bunda tesiri yoktur. Sadece köprünün üzerinde trafiğin olmasının rüzgarlı fırtınalı havalarda perde oluşturması nedeniyle köprüde titreşimler oluşturacağı için fırtınalı havalarda köprü üzerinde trafiğin az olması veya olmaması arzu edilir" şeklinde konuştu.
Son olarak Avrasya Maratonu'nda köprünün üzerinden 120-160 bin kişinin geçtiği için sallandığı haberlerinin basında yer aldığını ifade eden Dumanoğlu "Herkesin aynı anda üzerinde bulunup bulunmadığını bilmiyorum ancak hepsinin aynı anda bulunduğunu düşünürsek kişi başına 50'şer kilodan 8 bin ton eder. Tabi köprünün kendi ağırlığı da söz konusu. Bir de hareketli yükler göz önüne alındığında bu köprü yaklaşık 10 bin ton civarında yük düşünülmüş bir proje, ona göre yapılmış. Fakat köprünün askıları aşağı yukarı 54 bin ton yük taşır. Demek ki köprünün bu haliyle 160 bin kişi üzerinde olsa taşıma kapasitesinin bozulmayacağını söyleyebiliriz" diye konuştu.
"KÖPRÜ ÜZERİNDE AYNI ANDA AYNI HAREKET TEHLİKELİ OLABİLİR"
"Köprü titreştiği sürece bir şey olmaz denildi, doğaldır" diyen Dumanoğlu "Her titreşen yapı çökecek diye bir kural yoktur ancak her yapıda çökerken titreşir. Yol üzerinde yürüyen insanlar buna keyfi bir titreşim uyguladılar, bu titreşimden bir tanesi de binanın frekansıdır, doğal frekansıdır. Biz buna 'rezonans' diyoruz. Ancak bunun binayı çökertmesi için bu etkinin şiddeti sürekli olması lazım. Öyle bir şey olmadığı için 'rezonans' noktasında binanın uzun süre kalması söz konusu değil. Ancak olaya bir de farklı yönden bakacak olursak 160 bin kişi köprünün üzerinde bulunduğu bir sırada bir kişi 'köprüde bomba var' gibi sözler sarf etmesi durumunda 160 bin kişinin toplumsal psikolojisinin oluşturduğu etkilerle köprünün üzerinde feci bir dalgalanmalar olabilirdi ?" ifadelerini kullandı.
Dumanoğlu, köprüde 6 yıl önce halatlardan birinin koptuğunu da hatırlatarak şunları söyledi:
"Bu olayda o andaki rüzgarın 160 kilometreye ulaşması, havanın birden soğuyarak kablolar üzerinde baskı kitlesinin 2 buçuk katı kütle oluşturması etkili olmuştu. Bir de o durum askıların zamanında anarşistlerin etkisinden korumak için etrafına kafes inşa edeceğiz diye askıların köprüye tutunduğu bayrak kafalarının delinmesi ve zayıflatılmasının sonucuydu. Ayrıca bu köprü günlük maksimum 30 bin araç trafiğe göre inşa edilmişti. Ancak günde 200 binden fazla araç üzerinde geçmeye başladı. 30 bin trafik için 500 sene ömürle projelendirilmişti. Günde 200 bin aracın geçmesi, Marmara Bölgesi'nin sürekli olarak depremlere maruz kalması ve son insan hareketinin zaman zaman yaşanmasını düşündüğümüzde ister istemez köprüde yorulmalara neden olacaktır. Bu köprü 36 milyon dolara mal oldu. Bu köprünün yıllık kazancı aşağı yukarı 36 milyon dolar. En azından her yıl bu kazancının 40'ta birini köprüye bakım için harcayalım. Yoksa köprüye vefasızlık yapmış oluruz."