'3 Bin Yılda Bir Açan Udumbara Çiçeği Elmanın Üzerinde Çıktı' Haberine Yalanlama
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İsmail Eker, "3 bin yılda bir açan Udumbara çiçeği elmanın üzerinde çıktı" şeklinde basında yer alan haberin gerçeği yansıtmadığını söyleyerek, "Açıklamalarım eksik yayınlandı. Bu yumurtaların 3 bin yılda bir açan çiçek diye tanıtılması hayali ve mantık sınırlarını zorlayan bir ifadedir" dedi.
Dün bazı internet sitelerinde yer alan "Bolu'da 3 bin yılda bir açtığı iddia edilen Udumbara çiçeğinin bir elmanın üzerinde görüldüğüne" ilişkin haberde, görüşlerine yer verilen Abant İzzet Baysal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İsmail Eker, açıklamalarının bütünüyle yansıtılmaması nedeniyle ortaya büyük bir yanlış anlaşılmanın çıktığını söyledi. Yrd. Doç. Dr. Eker, "Konuyla ilgili bana gelen gazeteci arkadaşlara, ilk incelemelerde bu organizmanın bitki
özelliği taşımadığını, bir karayosununun sporofiti ile küf mantarı arasında bir şeylere benzediğini ama kesin bir şey diyemeyeceğimi söyledim. 'Detaylı bir çalışma yapalım ve ne olduğuna karar verelim' dedim. Bu arada mikroskop incelemelerinde organizmanın klorofil taşımadığını ve spor oluşturmadığını gözlemledim. Sonuçta hiçbir bitki ve mantar yapısına uymadığını belirledim. Daha sonra bir böceğin yumurtası olabileceği ihtimali üzerine araştırmalar yaptım. Sonuç olarak, bu yapının Chrysoperla carnea'nın
yumurtaları olduğu kanaatine vardım. Bu nedenle bu arkadaşları arayıp bu şekilde doğru bir bilgi verdim. Fakat internet sitelerine okuduğunuz şekilde yansıttılar" diye konuştu.
Bu yumurtaların, 3 bin yılda bir açan çiçek diye tanıtılmasının hayali ve mantık sınırlarını zorlayan bir ifade olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. İsmail Eker, "Bu yanılgı sadece ülkemizde değil tüm dünyada devam etmektedir. Hatta Budizm'de buna inanıldığına dair yazılar gazetelerde yer almış ve bu inanışla ilgili internet sayfaları bulunmaktadır. Fransa, Amerika, Malezya, Kore ve Kanada''da gibi birçok ülkede bulunduğuna dair bir sürü haber dolaşmakta internette. Udumbara veya Avatar çiçeği olarak gün
geçmiyor ki Türkiye ve dünyada bir şehirde haber yapılmasın. Türkiye'de daha önce Zonguldak ve Kocaeli'de de bulunduğu iddia edilmişti. Maalesef sadece Türkiye'de değil dünyada bu konuyu düzeltecek bilimsel bir açıklamaya da rastlamadım. İlk defa gözümle gördüğüm bu organizmayı tanımlamaya çalıştım ve bilimsel bir sonuca ulaştım. Bu canlının yumurtalarından gelişen larvalar yaprakbitleri ve bazı zararlılarla beslenirler" şeklinde konuştu.
Larvaların bu özellikleri nedeniyle biyolojik olarak zararlılarla mücadelede kullanıldığına da dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Eker, şunları kaydetti:
"Erginliğe ulaşınca ağaçlar üzerinde, oyuklarda ve binalarda uyku moduna geçerler ve gün ışığının uzunluğuna ve sıcaklığa bağlı olarak kışın yeşilden kırmızımsı kahverengiye baharda tekrar yeşil renge dönerler. Erginlikte uzun bir iplikçik (4-5 mm) oluşturarak uçlarına yumurtalarını (1 mm) bırakırlar. Yumurtaları ayrı ayrı iplikçikler üzerine bırakmalarının nedeni, yumurtaları diğer avcı böceklerden ve erken gelişen larvaların henüz gelişmemiş olanları yemesini engellemektir. Bir dişinin ortalama 800'e
yakın yumurta bırakabildiği ve erkek ve dişi bireylerin 3-6 yaşayabildikleri tespit edilmiştir. Bu familyaya ait türler dünyada ve ülkemizde yaygın olarak bulunmaktadır."
Dün bazı internet sitelerinde yer alan "Bolu'da 3 bin yılda bir açtığı iddia edilen Udumbara çiçeğinin bir elmanın üzerinde görüldüğüne" ilişkin haberde, görüşlerine yer verilen Abant İzzet Baysal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İsmail Eker, açıklamalarının bütünüyle yansıtılmaması nedeniyle ortaya büyük bir yanlış anlaşılmanın çıktığını söyledi. Yrd. Doç. Dr. Eker, "Konuyla ilgili bana gelen gazeteci arkadaşlara, ilk incelemelerde bu organizmanın bitki
özelliği taşımadığını, bir karayosununun sporofiti ile küf mantarı arasında bir şeylere benzediğini ama kesin bir şey diyemeyeceğimi söyledim. 'Detaylı bir çalışma yapalım ve ne olduğuna karar verelim' dedim. Bu arada mikroskop incelemelerinde organizmanın klorofil taşımadığını ve spor oluşturmadığını gözlemledim. Sonuçta hiçbir bitki ve mantar yapısına uymadığını belirledim. Daha sonra bir böceğin yumurtası olabileceği ihtimali üzerine araştırmalar yaptım. Sonuç olarak, bu yapının Chrysoperla carnea'nın
yumurtaları olduğu kanaatine vardım. Bu nedenle bu arkadaşları arayıp bu şekilde doğru bir bilgi verdim. Fakat internet sitelerine okuduğunuz şekilde yansıttılar" diye konuştu.
Bu yumurtaların, 3 bin yılda bir açan çiçek diye tanıtılmasının hayali ve mantık sınırlarını zorlayan bir ifade olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. İsmail Eker, "Bu yanılgı sadece ülkemizde değil tüm dünyada devam etmektedir. Hatta Budizm'de buna inanıldığına dair yazılar gazetelerde yer almış ve bu inanışla ilgili internet sayfaları bulunmaktadır. Fransa, Amerika, Malezya, Kore ve Kanada''da gibi birçok ülkede bulunduğuna dair bir sürü haber dolaşmakta internette. Udumbara veya Avatar çiçeği olarak gün
geçmiyor ki Türkiye ve dünyada bir şehirde haber yapılmasın. Türkiye'de daha önce Zonguldak ve Kocaeli'de de bulunduğu iddia edilmişti. Maalesef sadece Türkiye'de değil dünyada bu konuyu düzeltecek bilimsel bir açıklamaya da rastlamadım. İlk defa gözümle gördüğüm bu organizmayı tanımlamaya çalıştım ve bilimsel bir sonuca ulaştım. Bu canlının yumurtalarından gelişen larvalar yaprakbitleri ve bazı zararlılarla beslenirler" şeklinde konuştu.
Larvaların bu özellikleri nedeniyle biyolojik olarak zararlılarla mücadelede kullanıldığına da dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Eker, şunları kaydetti:
"Erginliğe ulaşınca ağaçlar üzerinde, oyuklarda ve binalarda uyku moduna geçerler ve gün ışığının uzunluğuna ve sıcaklığa bağlı olarak kışın yeşilden kırmızımsı kahverengiye baharda tekrar yeşil renge dönerler. Erginlikte uzun bir iplikçik (4-5 mm) oluşturarak uçlarına yumurtalarını (1 mm) bırakırlar. Yumurtaları ayrı ayrı iplikçikler üzerine bırakmalarının nedeni, yumurtaları diğer avcı böceklerden ve erken gelişen larvaların henüz gelişmemiş olanları yemesini engellemektir. Bir dişinin ortalama 800'e
yakın yumurta bırakabildiği ve erkek ve dişi bireylerin 3-6 yaşayabildikleri tespit edilmiştir. Bu familyaya ait türler dünyada ve ülkemizde yaygın olarak bulunmaktadır."