DP eski Genel Başkanı Soylu: 27 Mayıs'ta Atatürk'ü tasfiye edenlerin 28 Şubat'ta kurmak istedikleri yeni devlet sistemini halk yıktı
Demokrat Parti (DP) eski Genel Başkanı Süleyman Soylu, 27 Mayıs 1960 darbesini yapan zihniyetin, gerçekte Atatürk'ü tasfiye ederek, 28 Şubat kriziyle
Soylu, 12 Eylül referandumunda oylanan anayasa değişikliği ile milletin, bu askeri vesayetçi zihniyetin ve bazı çıkar odaklarının devlet anlayışı sistemini yerle bir ederek, geleceğini nasıl şekillendireceğine kendisinin karar verdiğini ifade etti.
DP eski Genel Başkanı Süleyman Soylu ile Sosyal Halkçı Parti (SHP)'nin iski Genel Başkanı Hüseyin Ergün, 3H Hareketi'nin Özgürlük Yolu etkinlikleri kapsamında Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde düzenlenen 'Türkiye'de Vesayet Altında Siyaset' konulu konferansa katıldı.
Konferansta, ülkenin içinde bulunduğu temel meselelerin ve dünya ile olan entegrasyon problemlerinin ülkedeki askeri, idari ve merkez odaklı vesayet sistemlerinden kaynaklandığını vurgulayan Soylu ile Ergün, Türkiye'nin yeni dünya düzeninde vesayet sisteminden kurtulması gerektiğinin altını çizdi.
Vesayet sisteminin, Türkiye'de farklı algılanıp uygulandığını anlatan SHP Eski Genel Başkanı Hüseyin Ergün, sistemin emri vaki oluşturduğunun altını çizerek, kanunlar ve devlet otoritesi düzgün işlese de ülkenin yıllarca perde arkasındaki güçlerce yönetildiğini kaydetti. Birilerinin el altından meselelerde belirleyici rol oynadığını ifade eden Ergün, "Vesayet sisteminin Cumhuriyet'in kuruluşundan bugüne kadar geldiği açık. 27 Mayıs 1960 darbesiyle bu rejim azaldıysa da etkileri daha sonra ortaya çıkmaya başladı. Gizli güçler, örgütler, çıkar odakları ortaya çıktı. Bunlar çeşitli olaylarda bunu kullandı. Öğrenci çatışmaları, Kürt sorunu bu sistemin doğurduğu olaylardır. Bugün Ergenekon yargılamaları, halının altına süpürülen pislikleri ortaya çıkarmaktadır. Vesayet konusu siyasette de var. Partilerde tam demokrasi hiçbir zaman olmamıştır. Seçilmişler, genel başkanlarca belirlenmiş, hiçbir zaman da ön seçim yapılmamıştır. Yani vesayet, ülkenin demokratikleşmesini engellemektedir." dedi.
Küreselleşme ile birlikte ülkelerin ufkunun açıldığını, bununla birlikte yönetim tarzlarının değiştiğine de değinen Hüseyin Ergün, Türkiye'nin eski yöntemlerle yönetilmesinin artık mümkün olmadığının altını çizdi.
Demokrat Parti (DP) eski Genel Başkanı Süleyman Soylu da anayasa değişikliğinin, vesayetçilerin sisteminin yıkılması açısından önemli olduğunu dile getirdi. Soylu, "Türkiye'de vesayet sistemi, 1960 darbesiyle başlamıştır. Bu, ülkedeki bütün faili meçhul cinayetlerin, haksızlıkların, kötülüklerin, anarşizmin, terörizmin en önemli sebeplerinden bir tanesi, bütün kötülüklerin anasıdır. Darbeyle askeri ve bürokratik vesayet başlamıştır. Türkiye, 50 yıldır aralıksız bir ara rejime mahkum edilmiştir. Ta ki 12 Eylül referandumuna kadar. İlk kez millet, 1960'tan sonra kendi iradesine, idealine, geleceğine yönelik fırsata el atarak bir şekilde değerlendirmiştir." şeklinde konuştu.
Soylu, 1960 darbesiyle 1923'te kurulan Cumhuriyet'in ve Atatürk'ün tasfiye edildiği iddiasında bulundu, Süleyman Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunun ötesi berisi yoktur. 28 Şubat'ı yapan o günün generaller, '28 Şubat bin yıl devam edecek' diyerek, çok stratejik bir aklı ortaya koymaya çalıştı. O da şuydu, bin yıldır bu topraklarda birlikte yaşıyoruz. Size yeni bir devlet inşa ediyoruz, artık dininizi bir tayin edeceğiz, milletleşme sürecinizi biz tanzim edeceğiz, tek tip mi çok tip mi olacağınıza biz karar vereceğiz demek isteyerek bizi sınırlandırmak, ölçütlendirmek ve bu toprakları bir şekilde istekleri adına düzenlemek için 28 Şubat'ı gerçekleştirmişlerdir. Ama şükürler olsun ki 12 Eylül günü milletimiz, 28 Şubat'ı ve vesayet sistemini tasfiye etmiştir."
Konferansta, YÖK üyesi Prof. Dr. Sait Bilgiç, akademisyenler ile öğrenciler de hazır bulundu.