Arınç, Yavuz Sultan Selim Camii'ni açtı
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Fatih'te restore edilen Yavuz Sultan Selim Camisi'nin açılışını yaptı.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 7 yılda 3 bin 500 eseri restore ettiklerini belirterek, ''Bu, şu demektir, yılda 500'e yakın eseri ayağa kaldırıyoruz. Bu bir rekordur'' dedi.
Arınç, Fatih'te restore edilen Yavuz Sultan Selim Camisi'nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, 16. yüzyılın başından bugüne kadar 500 yıldan fazla dimdik ayakta duran, milyonlarca insanın ibadet yeri olmuş, rahmete kavuşanıyla, yaşayanıyla güzel insanların ibadet ihtiyacını gidermiş Yavuz Sultan Selim Camisi'nin ihtişamı karşısında Allah'a şükrettiğini dile getirdi.
Yavuz Sultan Selim Camisi'nin 20 milyon civarında para harcanarak yeniden ayağa kalktığını belirten Arınç, bunun gibi bir çok eserin tamir edildiğini ifade etti.
Osmanlı Devleti'nin başkenti olan İstanbul'da nice camiler, külliyeler, aşevleri, kütüphanelerin bulunduğunu, bir vakıf medeniyetinin yaşandığını söyleyen Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Yavuz Sultan Selim Camisi, elbette asırların getirdiği yıpranmışlık içindeydi. İhmal edilen hizmetler olmuştu, yıpranmalar vardı. Vakıflar Genel Müdürlüğümüz, 3 yıl içinde bu eseri tekrar restore etti ve ilk günkü ihtişamına kavuşturdu.
Vakıflar Genel Müdürlüğü çok önemli bir kuruluşumuz. Geçmişten bu yana, vakıf eserlerimize, kültür ve tarih varlığımıza sahip çıkmaya çalışıyor. 7 yılda 3 bin 500 eseri restore ettik. Bu, şu demektir, yılda 500'e yakın eseri ayağa kaldırıyoruz. Bu bir rekordur. İnanıyorsanız, bu işte rahmet olduğunu düşünüyorsanız, özellikle vakfiyelerde, yani vakıfları ortaya koyan geçmişten bu yana ecdadımızın bize yol gösterdiği, yerine göre rızasını dilediği, yerine göre yerinde kullanılmadığı zaman lanet gönderdiği bir vakfın içinde eğer çalışıyorsanız işinize sahip çıkacaksınız. 2002 yılına gelinceye kadar senede bir veya iki eser restore edilirken, şimdi yılda 500 eser restore ediliyorsa, bu işin bir bereketi var, bu işin bir sırrı var. İşe Rıza-yı İlahi gözüyle bakarsanız, 500'ü de yapar, bine de ulaşırsınız.''
Yavuz Sultan Selim Camisi'ni restore eden Alba İnşaat Şirketi'nin, bu projeye büyük emek verdiğini, en iyi ustaları kullandığını ifade eden Arınç, firma yetkililerine bu itinalı çalışmalarından dolayı teşekkür etti.
''Milletimiz büyük bir imanla, büyük bir inançla yolunda yürümeye devam ediyor. Bütün milletimiz böyledir, geçmişte ne varsa hep güzelliktir, bundan sonra da hep iyilik, güzellik ve doğruluk olacaktır'' diye konuşan Arınç, şunları kaydetti:
''Vakıflar Genel Müdürlüğü, aynı zamanda aşevleriyle, kuru gıda yardımlarıyla muhtaç insanlarımıza hizmet ediyor. Şehitlerin, dul ve yetimlerin çocuklarına burs imkanıyla yardım ediyor. Elimizdeki bütün imkanları, bize ecdadımızın miras bıraktığı bu güzel eserleri hangi amaçla kullanacaksak, o amaçla kullanmaya devam ediyoruz. Çünkü vakfın ortaya koyduğu iradeye uymak mecburiyetindeyiz. Hangi amaçla bu vakfı yerine getirmişse, bizim de o amaca uygun hareket etmemiz lazım.
İşte İstanbul'un güzel bir örneği de Vakıf Gureba hastanesidir. Bundan bir kaç yüzyıl önce değerli büyüklerimizin, hamiyetli insanlarımızın, sadece fakir fukara hiç bir ödeme yapmadan sağlık hizmeti alsın diye ortaya koyduğu bu güzel hastane bugün Vatan Caddesi üzerinde yüzyıllardır hizmete devam ediyor. Bütün masrafları Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından karşılanıyor. Şimdi bu güzelliğe biz bir üniversite ilave ettik. Vakıf Gureba Hastanesi, yakında kurulacak olan Bezm-i Alem Vakıf Üniversitesi'nin Tıp Fakültesi olarak hizmet vermeye devam edecek.''
Arınç, Fatih'te restore edilen Yavuz Sultan Selim Camisi'nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, 16. yüzyılın başından bugüne kadar 500 yıldan fazla dimdik ayakta duran, milyonlarca insanın ibadet yeri olmuş, rahmete kavuşanıyla, yaşayanıyla güzel insanların ibadet ihtiyacını gidermiş Yavuz Sultan Selim Camisi'nin ihtişamı karşısında Allah'a şükrettiğini dile getirdi.
Yavuz Sultan Selim Camisi'nin 20 milyon civarında para harcanarak yeniden ayağa kalktığını belirten Arınç, bunun gibi bir çok eserin tamir edildiğini ifade etti.
Osmanlı Devleti'nin başkenti olan İstanbul'da nice camiler, külliyeler, aşevleri, kütüphanelerin bulunduğunu, bir vakıf medeniyetinin yaşandığını söyleyen Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Yavuz Sultan Selim Camisi, elbette asırların getirdiği yıpranmışlık içindeydi. İhmal edilen hizmetler olmuştu, yıpranmalar vardı. Vakıflar Genel Müdürlüğümüz, 3 yıl içinde bu eseri tekrar restore etti ve ilk günkü ihtişamına kavuşturdu.
Vakıflar Genel Müdürlüğü çok önemli bir kuruluşumuz. Geçmişten bu yana, vakıf eserlerimize, kültür ve tarih varlığımıza sahip çıkmaya çalışıyor. 7 yılda 3 bin 500 eseri restore ettik. Bu, şu demektir, yılda 500'e yakın eseri ayağa kaldırıyoruz. Bu bir rekordur. İnanıyorsanız, bu işte rahmet olduğunu düşünüyorsanız, özellikle vakfiyelerde, yani vakıfları ortaya koyan geçmişten bu yana ecdadımızın bize yol gösterdiği, yerine göre rızasını dilediği, yerine göre yerinde kullanılmadığı zaman lanet gönderdiği bir vakfın içinde eğer çalışıyorsanız işinize sahip çıkacaksınız. 2002 yılına gelinceye kadar senede bir veya iki eser restore edilirken, şimdi yılda 500 eser restore ediliyorsa, bu işin bir bereketi var, bu işin bir sırrı var. İşe Rıza-yı İlahi gözüyle bakarsanız, 500'ü de yapar, bine de ulaşırsınız.''
Yavuz Sultan Selim Camisi'ni restore eden Alba İnşaat Şirketi'nin, bu projeye büyük emek verdiğini, en iyi ustaları kullandığını ifade eden Arınç, firma yetkililerine bu itinalı çalışmalarından dolayı teşekkür etti.
''Milletimiz büyük bir imanla, büyük bir inançla yolunda yürümeye devam ediyor. Bütün milletimiz böyledir, geçmişte ne varsa hep güzelliktir, bundan sonra da hep iyilik, güzellik ve doğruluk olacaktır'' diye konuşan Arınç, şunları kaydetti:
''Vakıflar Genel Müdürlüğü, aynı zamanda aşevleriyle, kuru gıda yardımlarıyla muhtaç insanlarımıza hizmet ediyor. Şehitlerin, dul ve yetimlerin çocuklarına burs imkanıyla yardım ediyor. Elimizdeki bütün imkanları, bize ecdadımızın miras bıraktığı bu güzel eserleri hangi amaçla kullanacaksak, o amaçla kullanmaya devam ediyoruz. Çünkü vakfın ortaya koyduğu iradeye uymak mecburiyetindeyiz. Hangi amaçla bu vakfı yerine getirmişse, bizim de o amaca uygun hareket etmemiz lazım.
İşte İstanbul'un güzel bir örneği de Vakıf Gureba hastanesidir. Bundan bir kaç yüzyıl önce değerli büyüklerimizin, hamiyetli insanlarımızın, sadece fakir fukara hiç bir ödeme yapmadan sağlık hizmeti alsın diye ortaya koyduğu bu güzel hastane bugün Vatan Caddesi üzerinde yüzyıllardır hizmete devam ediyor. Bütün masrafları Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından karşılanıyor. Şimdi bu güzelliğe biz bir üniversite ilave ettik. Vakıf Gureba Hastanesi, yakında kurulacak olan Bezm-i Alem Vakıf Üniversitesi'nin Tıp Fakültesi olarak hizmet vermeye devam edecek.''