'Seçim barajı ve darbe aynı'

Türkiye'deki mevcut seçim sistemi yerine özgür, eşit ve demokratik bir siyasi yarışın temin edilmesi gerektiğini belirten Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş,'Barajlarla insanların oylarını seçim akşamı çöpe atmakla, darbelerle milli iradenin önüne geçmek arasında hiçbir fark yoktur' dedi.

Türkiye'de darbe girişimleri gibi milli iradenin önüne geçen engeller olduğunu iddia eden SP Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, darbecilerin milletin seçtiğini değil kendilerinin belirlediğini milletin iradesinin önüne geçirmek istediklerini belirtti. Kurtulmuş, "Şu anda Türkiye'deki seçim sistemi ve seçim kanunu da milletin iradesinin önüne geçiyor. 2002 seçimlerinde yüzde 45 oy yani 2 vatandaştan 1'inin oyu daha seçim akşamı yırtılarak, çöpe atılmıştır. Burada irade; 'Ey millet; senin verdiğin irade değil, benim verdiğim irade' diyor. Seçim barajlarıyla milletin iradesinin önüne geçmek, aynen darbe girişimleriyle milletin iradesinin önüne geçmek gibidir" dedi.

Seçim barajıyla darbe girişiminin aynı şey olduğunu ileri süren Kurtulmuş, "Birisi seçim sonuçlarının önüne irade koyuyor, daha kötü olan diğeri ise seçim sonuçları alınmadan 'Senin oyunun kıymeti yok kardeşim. Ahmet'in oyunun kıymeti yok, Mehmet'in oyunun kıymeti var' diyor. Son seçimlerde de yüzde 30 civarında, yani 3 kişiden 1'inin oyu alındı, çöpe atıldı. Bizim teklifimiz şudur: Anayasa ile başlayacak bir süreç, Siyasi Partiler Yasası'nda değişiklikler, Seçim Yasası'nda değişiklikler ve seçim sisteminde değişikliklerdir. Mesela biz 'Dar Bölge, Tek Milletvekilliği' seçim sisteminden yanayız. Örneğin; küçük bir yer olan Aydın'da 8 milletvekili seçtiniz, 7'ye düştü. Bu milletvekilleri milletvekili sayısının 7'ye düşmesinin sebebini açıklayamayacakları için gelip burada konuşamıyorlar. Gelip kabuktaki bilinen basit tartışmalarla ilgili açıklamalar yapıyorlar" diye konuştu.

Talep ettikleri 'Dar Bölge, Tek Milletvekilliği' seçim sistemi hakkında da bilgiler veren SP Lideri Kurtulmuş, şunları söyledi: "Efendim 100-150 kişi Türkiye milletvekili olsun. Öyle milletvekilleri var ki, bu adam projeci milletvekili. Siyasi partiler aldıkları oylara göre bunları da seçmiş olsunlar. Sadece barajın kaldırılması değil; siyasi dokunulmazlıklar konusu, siyasi partilerin kapatılmasının zorlaştırılması meselesi, fikir özgürlüklerinin önündeki engellerin kaldırılması meselesi, anayasayla ilgili değişikliklerin yapılması meselesi ve böylece bir bütün olarak Türkiye siyasi sisteminin demokratikleşmeye ihtiyacı var. Temsilde adalet, temsilde istikrar. Bu ikisi yıllardır hep tartışılmış bir şeydir. İstikrar, doğrunun istikrarı olur. Tabii ki seçim sisteminin adaletli olması şarttır. Çok net söylüyorum; barajlarla insanların oylarını seçim akşamı çöpe atmakla, darbelerle milli iradenin önüne geçmek arasında hiçbir fark yoktur"

"12 EYLÜL PARTİLERİ PSİKOLOJİK OLARAK KAPATTI"

12 eylül darbesinin siyasi partileri psikolojik olarak kapattığını ve yok ettiğini ileri süren Kurtulmuş, konuşmasını şöyle tamamladı: "12 eylül Türkiye'nin toplumsal dinamitlerinin dibine kibrit suyu dökmüştür. 28 şubat da 12 eylülün getirmiş olduğu siyaset üzerindeki etkiyi, sosyolojik etkilere dönüştürmeye çalışmıştır. Bizim gibi büyük ülkelerin, büyük milletlerin mutlaka sosyolojik olarak güçlü partilerle hareket etmesi lazım. Siyasetin yapması gereken; siyaseti doğal zeminine kaydırmaktır, doğal zemini üzerine kurdurmaktır. Özgür, eşit ve demokratik bir siyasi yarışın Türkiye'de temin edilmesi gerekiyor."