Bakanlığın adı değişiyor
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın yeni bir isim altında yeniden yapılandırılması öngörülüyor.
Afet İşleri Genel Müdürlüğünün, 17 Aralık 2009 tarihinde faaliyete geçen Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'na devriyle birlikte Bakanlık afet alanında müdahaleden çekilerek, yapı stokunun iyileştirilmesine yoğunlaşacak.
Bakanlık, farklı bakanlıklarda bulunan üst ölçek planlama yetkisini de bünyesinde toplayarak, kentleşme alanında planlama, projelendirme, yapım süreçlerini denetim altına almayı ve vizyon oluşturmayı hedefliyor. Bakanlığın yeniden yapılandırılmasına ilişkin yasa çalışmasının 2010 yılının ilk yarısında tamamlanması planlanıyor. Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, teşkilat kanunuyla ilgili taslak metin üzerindeki çalışmanın son aşamaya geldiğini belirterek, yakında Başbakanlığa sunulacağını söyledi.
Demir, Bakanlığın yeni ismine ilişkin, ''Bayındırlık ve Şehircilik isminde muhtemelen olacak. Diğer isimler üzerinde birazcık daha çalışmamız lazım, Başbakanlık ve Bakanlar Kurulunun onayını gerektiren şeyler bunlar, açıklamak çok doğru değil'' şeklinde konuştu. Bakan Demir, Afet İşleri Genel Müdürlüğünün de ayrılmasıyla birlikte Bakanlığın içinin boşaltıldığı gibi görüşlerin dile getirildiğini kaydederek, bunların gerçeği yansıtmadığını söyledi. Demir, ''Aslında bir nevi değişen şartlara göre, Türkiye'nin geldiği nokta itibariyle Bakanlık olması gerektiği yere doğru kendisini yapılandırmak durumunda, bizim çalışmalarımız da bu yönde'' dedi.
Bakanlığın düzenleyici, denetleyici, planlayıcı bir noktaya gelmesi gerektiğini ifade eden Demir, ''Ana hedef; mühendislik ve mimarlık uygulamalarında planlamadan başlayarak, projelendirme, yapım aşamaları... Ancak yapımın bizzat kendisi değil, denetlenmesi, yönetilmesi, kullanımı ve yapıların oluşturduğu kırsal ve kentsel yerleşimleri bir strateji dahilinde yöneten kurum olmak'' diye konuştu.
''ÜST ÖLÇEK PLANLARLA İLGİLİ YETKİ BAKANLIKTA TOPLANMALI''
Bakan Demir, afet konusunda da Bakanlık olarak müdahale alanından çekildiklerini, ancak afete dayanıksız yapı stokunun iyileştirilmesi konusunda görevlerinin devam ettiğini söyledi.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının bir koordinasyon birimi olarak hizmet vereceğini ve sorunların çözümü için Kuruldaki 10 ilgili bakana görev dağılımı yapılacağını anlatan Demir, ''Bunu sağlıklı işletebilirsek, netice itibariyle bizim kırsal ve kentsel alanda afete karşı dayanıklı olmayan yapı stoklarımızın iyileştirilmesi, doğal olarak Bakanlığımızın ukdesinde olmak durumunda'' dedi.
Demir, konuya ilişkin Kentsel Dönüşüm Yasa Taslağı üzerinde çalıştıklarını ifade ederek, ''taslağı yakında Bakanlar Kuruluna sunacaklarını'' belirtti. ''Tasarının 2010 yılının ilk ayları içinde yasalaşmasını öngördüklerini'' kaydeden Demir, yasanın ana konusunu ''afete, özellikle depreme dayanıksız yapı stoklarının dönüştürülmesinin'' oluşturduğunu, yıpranmış, köhnemiş kent dokularının da kapsam içinde yer aldığını ifade etti.
Demir, ''Bununla da bağlantılı, özellikle üst ölçek planların yapımı veya onaylanması, tüm yetkilerin bu bakanlıkta toplanması gerektiği konusunda herkes hemfikir'' dedi.
''DENETİME AĞIRLIK VERİLECEK''
Bu yetkileri elinde bulunduran Bakanlıkların konuya nasıl yaklaştığı sorusuna karşılık da Bakan Demir, şunları kaydetti:
''Teşkilat Kanununu hazırlıyoruz... Teşkilat kanunumuzda üst ölçek planları tarif edeceğiz ve yapmak, yaptırtmak veya onaylamak diye ifade edeceğiz. Bakanlığımız plan yapma peşinde değil ama kamu adına üst ölçek planların tek elde onayının ve kaydının, koordinasyonunun yapılması elzem, şart. Buna en uygun bakanlık bizim bakanlığımız.
Biz, buna en uygun diye Bakanlar Kuruluna sunduğumuzda bir başka bakanlık uygun görülürse... Önemli olan planların bir yerde toplanması. Buna belki kurumsal bir yetki devri konusunda çekinceli bakan olabilir ama bu çok reel olmaz, doğru da olmaz. Bu yetkiyi kullanan bakanlıklarımızın veya ilgili kuruluşlarımızın da çok lehine olan bir yetki değil aslında... Çok başlılık. Bu konuda geçmişteki koordinasyonsuzluktan doğan sıkıntıları yaşıyoruz. Artık burayı tek elde toplamak durumundayız.''
Bakan Demir, alt ölçek, uygulama planları yetkisinin yerel yönetimlerde olduğuna işaret ederek, ''Bunları daraltmayı düşünmüyoruz, daha da güçlendirmek gerekir. Orada belki katılımcılığı daha da artıracak düzenlemelere ihtiyaç duyacağız. Bu imar kanunu ve ikincil düzenlemelerle gerçekleştirilebilir'' dedi.
Alt ölçek planların üst ölçek planlara uygun yapılıp yapılmadığını denetlemenin önem taşıdığını kaydeden Demir, Bakanlığın mimar ve mühendislik uygulamalarından başlayarak, planlama, projelendirme, yapım süreçleri, standartlara uygun malzeme kullanılıp kullanılmadığı, ehliyetli ustaların görev alıp almadığı, yapıların projeye uygun olup olmadığı gibi her yönüyle denetime ağırlık vereceğini, sürdürülebilirliğin ön planda tutulacağını anlattı.
KENTSEL DÖNÜŞÜME YÖNELİK ELEŞTİRİLER...
Söz konusu süreçlerle ilgili ''tüm aktörleri güçlendirmek istediklerini'' kaydeden Demir, mimar ve mühendislerin önünü açmak ve en iyi şekilde çalışabilmelerini sağlamak amacıyla meslek yasaları çıkaracaklarını, usta ve kalfalara yönelik eğitim desteği vereceklerini söyledi.
Demir, bu çerçevede, yurtdışındaki kentsel dönüşüm çalışmalarında olduğu gibi mimarlara ve kent dokusunu öne çıkaran projelere ağırlık verip vermeyeceklerinin sorulması üzerine, kırsal alanla ilgili yöresel mimari çalışmaları bulunduğunu ve Kayseri ilinde yürüttükleri pilot projeyi yaygınlaştırmak istediklerini söyledi.
Benzer bir projeyi kentsel alanlar için düşünüp düşünmediklerinin sorulması üzerine Demir, kentsel dönüşümün ölçekli, büyük projeler olduğunu ifade ederek, ''Bakanlığımızın bu alana kırsaldaki bu yapılaşmayla ilgili ortamla girmesini çok doğru bulmuyoruz doğrusu. Kentsel Dönüşüm Yasasında ana yetkili kurumlar il özel idareleri, belediyeler, bir de TOKİ. Onlardan talep gelirse Bakanlığımızın tüm birikimlerini, üniversitelerle işbirliği içindeki çalışmalarını hizmete sunarız'' dedi.
Demir, ''kentsel dönüşümün, yerel unsurları gözardı ederek, tüm kentleri birbirine benzer hale getirdiği'' yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine de TOKİ'yi de eleştirenlerin bulunduğunu, kendisinin bu yöndeki eleştirilere ''çok katılmadığını'' söyledi. Demir, ''Eğer varsa böyle bir eleştiri, böyle bir yapılaşmanın, kentleşme dokularının ortaya çıkmasında en büyük eksiklik, ancak katılım eksikliğinden kaynaklanabilir'' dedi. Demir, üst ölçek planlarda muhtemel gelişmeleri gözeten esnek modeller geliştirmenin de önemini vurguladı.
Demir, bu konuda bakanlığın yapılanmasıyla ilgili soruyu yanıtlarken de ''Yapmak değil daha çok takip eden, yetkilerini kullanırken planlamada vizyonu, gelecek perspektifi olan, bunun için yeterli verileri temin eden ve kullanan bir bakanlık öngörüyoruz'' dedi.
Personelin öngörülen yapıya uyumuyla ilgili soru üzerine Demir, özellikle yılın ilk aylarında eğitim çalışmalarına ağırlık vereceklerini söyledi. Demir, yeni yapıda ihtiyaç duyulacak alanlar için bu yıl 500'ün üzerinde personel aldıklarını da ifade etti.
2010 HEDEFLERİ
Demir ayrıca 2010 yılında Bakanlık ve il müdürlüklerinde vatandaşların işlemlerinin hızlı sonuçlandırılmasına yönelik çalışma yürüteceklerini belirterek, iş ve işlemleri tarif ettiklerini, ne kadar süre içinde tamamlanacağına ilişkin sistemi kurduklarını bildirdi, elektronik ortamı oluşturma üzerinde çalıştıklarını kaydetti.
2010 yılında coğrafi bilgi sistemleri ve yapı envanteri oluşturma gibi ''Cumhuriyet tarihinin en büyük projelerinden 2'sini işler hale getirmek istediklerini'' belirten Demir, kentsel dönüşüm ve yapı denetim kanunlarının yanı sıra İller Bankası Teşkilat Kanunu ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teşkilat Kanunu da gelecek yıl içinde çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.
Bakan Demir, 2010 yılında yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin önünü açacak çalışmalara da ağırlık vereceklerini ifade ederek, ''Yurtdışı müteahhitlik hizmetlerine destek sağlayacak, yükseliş trendini, sağladığı güveni daha etkin, kalıcı kılacak ciddi çalışmalar başlayacak'' dedi. Müşavirlik sistemini destekleyeceklerini belirten Demir, Türk müteahhitlerinin etkin olduğu, olma potansiyelinin bulunduğu pazarları araştıracaklarını, temasları güçlendireceklerini, standartlarda birlik oluşturacaklarını anlattı.
Demir, Türk müteahhitlerinin teminat mektubu sorunun çözümü için ne yapılacağının sorulması üzerine de bunun daha çok finans sektörünü ilgilendirdiğini, ancak katkı sağlayabilecek bir sistem oluşturacaklarını söyledi.
''YAPI DENETİMİNDE MADDİ SÜREÇ TAKİP EDİLECEK''
Bakan Demir, önümüzdeki yıl içinde 19 ilde yürütülen Yapı Denetimi Kanunu'nun kapsamını da genişleteceklerini söyledi. Söz konusu 19 ilde yapı denetim elemanlarınca gerçekleştirilen araştırmada ''yüzde 95 güvenli yapı stokuna ulaşıldığı'' sonucunun çıktığını belirten Demir, yüzde 5'in de güvensiz olduğu anlamı taşımadığını, tereddüt oluşturduğu için inceleme yürütüldüğünü kaydetti.
Demir, böyle bir sonucun üzerine sistemi yaygınlaştırmayı ve yasa kapsamındaki il sayısını 54 veya 59'a çıkarılmayı kararlaştırdıklarını belirterek, çalışmaların devam ettiğini söyledi. Demir, yasa kapsamı dışındaki illerde de 4 ayrı fenni mesuliyetle denetimlerin sürdürüleceğini vurguladı.
Bakan Demir, yasa kapsamının neden 81 ilde yaygınlaştırılmadığına ilişkin de ''İş ve hacim açısından yapı denetimi bürolarının oluşturulmasının verimli olmayacağını düşündüğümüz iller var. Yapı denetimi, ilave bir mali yük de getiriyor yüzde 1 civarında. Oralardaki yapılaşma konusunda bu külfetin bir yapı yapmaya engel oluşturmasını arzu etmiyoruz'' dedi.
Demir, Yapı Denetim Yasası uygulamasındaki aksaklıkları da gidermeye çalışacaklarını belirterek, ''Ana şikayetlerden bir tanesi, yapı sahibinin müteahhitle yapı denetimi bürolarının maddi konularda karşı karşıya gelmesi. Bunu önleyeceğiz. İki sistem üzerinde çalışacağız. Bu paraların başka bir yere yatırılması lazım. Bu paralar yapı denetim firmasının hesabına geçtikten sonra tekrar ilgisine iade edilip edilmediğini takip edeceğiz, gerekirse banka hesaplarını, ekstrelerini uzun vadede denetleyeceğiz'' dedi.
Bakanlık, farklı bakanlıklarda bulunan üst ölçek planlama yetkisini de bünyesinde toplayarak, kentleşme alanında planlama, projelendirme, yapım süreçlerini denetim altına almayı ve vizyon oluşturmayı hedefliyor. Bakanlığın yeniden yapılandırılmasına ilişkin yasa çalışmasının 2010 yılının ilk yarısında tamamlanması planlanıyor. Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, teşkilat kanunuyla ilgili taslak metin üzerindeki çalışmanın son aşamaya geldiğini belirterek, yakında Başbakanlığa sunulacağını söyledi.
Demir, Bakanlığın yeni ismine ilişkin, ''Bayındırlık ve Şehircilik isminde muhtemelen olacak. Diğer isimler üzerinde birazcık daha çalışmamız lazım, Başbakanlık ve Bakanlar Kurulunun onayını gerektiren şeyler bunlar, açıklamak çok doğru değil'' şeklinde konuştu. Bakan Demir, Afet İşleri Genel Müdürlüğünün de ayrılmasıyla birlikte Bakanlığın içinin boşaltıldığı gibi görüşlerin dile getirildiğini kaydederek, bunların gerçeği yansıtmadığını söyledi. Demir, ''Aslında bir nevi değişen şartlara göre, Türkiye'nin geldiği nokta itibariyle Bakanlık olması gerektiği yere doğru kendisini yapılandırmak durumunda, bizim çalışmalarımız da bu yönde'' dedi.
Bakanlığın düzenleyici, denetleyici, planlayıcı bir noktaya gelmesi gerektiğini ifade eden Demir, ''Ana hedef; mühendislik ve mimarlık uygulamalarında planlamadan başlayarak, projelendirme, yapım aşamaları... Ancak yapımın bizzat kendisi değil, denetlenmesi, yönetilmesi, kullanımı ve yapıların oluşturduğu kırsal ve kentsel yerleşimleri bir strateji dahilinde yöneten kurum olmak'' diye konuştu.
''ÜST ÖLÇEK PLANLARLA İLGİLİ YETKİ BAKANLIKTA TOPLANMALI''
Bakan Demir, afet konusunda da Bakanlık olarak müdahale alanından çekildiklerini, ancak afete dayanıksız yapı stokunun iyileştirilmesi konusunda görevlerinin devam ettiğini söyledi.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının bir koordinasyon birimi olarak hizmet vereceğini ve sorunların çözümü için Kuruldaki 10 ilgili bakana görev dağılımı yapılacağını anlatan Demir, ''Bunu sağlıklı işletebilirsek, netice itibariyle bizim kırsal ve kentsel alanda afete karşı dayanıklı olmayan yapı stoklarımızın iyileştirilmesi, doğal olarak Bakanlığımızın ukdesinde olmak durumunda'' dedi.
Demir, konuya ilişkin Kentsel Dönüşüm Yasa Taslağı üzerinde çalıştıklarını ifade ederek, ''taslağı yakında Bakanlar Kuruluna sunacaklarını'' belirtti. ''Tasarının 2010 yılının ilk ayları içinde yasalaşmasını öngördüklerini'' kaydeden Demir, yasanın ana konusunu ''afete, özellikle depreme dayanıksız yapı stoklarının dönüştürülmesinin'' oluşturduğunu, yıpranmış, köhnemiş kent dokularının da kapsam içinde yer aldığını ifade etti.
Demir, ''Bununla da bağlantılı, özellikle üst ölçek planların yapımı veya onaylanması, tüm yetkilerin bu bakanlıkta toplanması gerektiği konusunda herkes hemfikir'' dedi.
''DENETİME AĞIRLIK VERİLECEK''
Bu yetkileri elinde bulunduran Bakanlıkların konuya nasıl yaklaştığı sorusuna karşılık da Bakan Demir, şunları kaydetti:
''Teşkilat Kanununu hazırlıyoruz... Teşkilat kanunumuzda üst ölçek planları tarif edeceğiz ve yapmak, yaptırtmak veya onaylamak diye ifade edeceğiz. Bakanlığımız plan yapma peşinde değil ama kamu adına üst ölçek planların tek elde onayının ve kaydının, koordinasyonunun yapılması elzem, şart. Buna en uygun bakanlık bizim bakanlığımız.
Biz, buna en uygun diye Bakanlar Kuruluna sunduğumuzda bir başka bakanlık uygun görülürse... Önemli olan planların bir yerde toplanması. Buna belki kurumsal bir yetki devri konusunda çekinceli bakan olabilir ama bu çok reel olmaz, doğru da olmaz. Bu yetkiyi kullanan bakanlıklarımızın veya ilgili kuruluşlarımızın da çok lehine olan bir yetki değil aslında... Çok başlılık. Bu konuda geçmişteki koordinasyonsuzluktan doğan sıkıntıları yaşıyoruz. Artık burayı tek elde toplamak durumundayız.''
Bakan Demir, alt ölçek, uygulama planları yetkisinin yerel yönetimlerde olduğuna işaret ederek, ''Bunları daraltmayı düşünmüyoruz, daha da güçlendirmek gerekir. Orada belki katılımcılığı daha da artıracak düzenlemelere ihtiyaç duyacağız. Bu imar kanunu ve ikincil düzenlemelerle gerçekleştirilebilir'' dedi.
Alt ölçek planların üst ölçek planlara uygun yapılıp yapılmadığını denetlemenin önem taşıdığını kaydeden Demir, Bakanlığın mimar ve mühendislik uygulamalarından başlayarak, planlama, projelendirme, yapım süreçleri, standartlara uygun malzeme kullanılıp kullanılmadığı, ehliyetli ustaların görev alıp almadığı, yapıların projeye uygun olup olmadığı gibi her yönüyle denetime ağırlık vereceğini, sürdürülebilirliğin ön planda tutulacağını anlattı.
KENTSEL DÖNÜŞÜME YÖNELİK ELEŞTİRİLER...
Söz konusu süreçlerle ilgili ''tüm aktörleri güçlendirmek istediklerini'' kaydeden Demir, mimar ve mühendislerin önünü açmak ve en iyi şekilde çalışabilmelerini sağlamak amacıyla meslek yasaları çıkaracaklarını, usta ve kalfalara yönelik eğitim desteği vereceklerini söyledi.
Demir, bu çerçevede, yurtdışındaki kentsel dönüşüm çalışmalarında olduğu gibi mimarlara ve kent dokusunu öne çıkaran projelere ağırlık verip vermeyeceklerinin sorulması üzerine, kırsal alanla ilgili yöresel mimari çalışmaları bulunduğunu ve Kayseri ilinde yürüttükleri pilot projeyi yaygınlaştırmak istediklerini söyledi.
Benzer bir projeyi kentsel alanlar için düşünüp düşünmediklerinin sorulması üzerine Demir, kentsel dönüşümün ölçekli, büyük projeler olduğunu ifade ederek, ''Bakanlığımızın bu alana kırsaldaki bu yapılaşmayla ilgili ortamla girmesini çok doğru bulmuyoruz doğrusu. Kentsel Dönüşüm Yasasında ana yetkili kurumlar il özel idareleri, belediyeler, bir de TOKİ. Onlardan talep gelirse Bakanlığımızın tüm birikimlerini, üniversitelerle işbirliği içindeki çalışmalarını hizmete sunarız'' dedi.
Demir, ''kentsel dönüşümün, yerel unsurları gözardı ederek, tüm kentleri birbirine benzer hale getirdiği'' yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine de TOKİ'yi de eleştirenlerin bulunduğunu, kendisinin bu yöndeki eleştirilere ''çok katılmadığını'' söyledi. Demir, ''Eğer varsa böyle bir eleştiri, böyle bir yapılaşmanın, kentleşme dokularının ortaya çıkmasında en büyük eksiklik, ancak katılım eksikliğinden kaynaklanabilir'' dedi. Demir, üst ölçek planlarda muhtemel gelişmeleri gözeten esnek modeller geliştirmenin de önemini vurguladı.
Demir, bu konuda bakanlığın yapılanmasıyla ilgili soruyu yanıtlarken de ''Yapmak değil daha çok takip eden, yetkilerini kullanırken planlamada vizyonu, gelecek perspektifi olan, bunun için yeterli verileri temin eden ve kullanan bir bakanlık öngörüyoruz'' dedi.
Personelin öngörülen yapıya uyumuyla ilgili soru üzerine Demir, özellikle yılın ilk aylarında eğitim çalışmalarına ağırlık vereceklerini söyledi. Demir, yeni yapıda ihtiyaç duyulacak alanlar için bu yıl 500'ün üzerinde personel aldıklarını da ifade etti.
2010 HEDEFLERİ
Demir ayrıca 2010 yılında Bakanlık ve il müdürlüklerinde vatandaşların işlemlerinin hızlı sonuçlandırılmasına yönelik çalışma yürüteceklerini belirterek, iş ve işlemleri tarif ettiklerini, ne kadar süre içinde tamamlanacağına ilişkin sistemi kurduklarını bildirdi, elektronik ortamı oluşturma üzerinde çalıştıklarını kaydetti.
2010 yılında coğrafi bilgi sistemleri ve yapı envanteri oluşturma gibi ''Cumhuriyet tarihinin en büyük projelerinden 2'sini işler hale getirmek istediklerini'' belirten Demir, kentsel dönüşüm ve yapı denetim kanunlarının yanı sıra İller Bankası Teşkilat Kanunu ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teşkilat Kanunu da gelecek yıl içinde çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.
Bakan Demir, 2010 yılında yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin önünü açacak çalışmalara da ağırlık vereceklerini ifade ederek, ''Yurtdışı müteahhitlik hizmetlerine destek sağlayacak, yükseliş trendini, sağladığı güveni daha etkin, kalıcı kılacak ciddi çalışmalar başlayacak'' dedi. Müşavirlik sistemini destekleyeceklerini belirten Demir, Türk müteahhitlerinin etkin olduğu, olma potansiyelinin bulunduğu pazarları araştıracaklarını, temasları güçlendireceklerini, standartlarda birlik oluşturacaklarını anlattı.
Demir, Türk müteahhitlerinin teminat mektubu sorunun çözümü için ne yapılacağının sorulması üzerine de bunun daha çok finans sektörünü ilgilendirdiğini, ancak katkı sağlayabilecek bir sistem oluşturacaklarını söyledi.
''YAPI DENETİMİNDE MADDİ SÜREÇ TAKİP EDİLECEK''
Bakan Demir, önümüzdeki yıl içinde 19 ilde yürütülen Yapı Denetimi Kanunu'nun kapsamını da genişleteceklerini söyledi. Söz konusu 19 ilde yapı denetim elemanlarınca gerçekleştirilen araştırmada ''yüzde 95 güvenli yapı stokuna ulaşıldığı'' sonucunun çıktığını belirten Demir, yüzde 5'in de güvensiz olduğu anlamı taşımadığını, tereddüt oluşturduğu için inceleme yürütüldüğünü kaydetti.
Demir, böyle bir sonucun üzerine sistemi yaygınlaştırmayı ve yasa kapsamındaki il sayısını 54 veya 59'a çıkarılmayı kararlaştırdıklarını belirterek, çalışmaların devam ettiğini söyledi. Demir, yasa kapsamı dışındaki illerde de 4 ayrı fenni mesuliyetle denetimlerin sürdürüleceğini vurguladı.
Bakan Demir, yasa kapsamının neden 81 ilde yaygınlaştırılmadığına ilişkin de ''İş ve hacim açısından yapı denetimi bürolarının oluşturulmasının verimli olmayacağını düşündüğümüz iller var. Yapı denetimi, ilave bir mali yük de getiriyor yüzde 1 civarında. Oralardaki yapılaşma konusunda bu külfetin bir yapı yapmaya engel oluşturmasını arzu etmiyoruz'' dedi.
Demir, Yapı Denetim Yasası uygulamasındaki aksaklıkları da gidermeye çalışacaklarını belirterek, ''Ana şikayetlerden bir tanesi, yapı sahibinin müteahhitle yapı denetimi bürolarının maddi konularda karşı karşıya gelmesi. Bunu önleyeceğiz. İki sistem üzerinde çalışacağız. Bu paraların başka bir yere yatırılması lazım. Bu paralar yapı denetim firmasının hesabına geçtikten sonra tekrar ilgisine iade edilip edilmediğini takip edeceğiz, gerekirse banka hesaplarını, ekstrelerini uzun vadede denetleyeceğiz'' dedi.