Merkez Bankası PPK Toplantı Özeti (2)

Özetten: 'Enflasyon beklentilerinin çıpalanması, para politikası etkinliğinin desteklenmesi ve enflasyonbüyüme ödünleşiminin sınırlanması açısından kritik önem taşımaktadır' 'Gelecek dönemde, bankacılık sektörü likidite ve sermaye yeterlilik oranlarındaki iyileşmenin ve faizlerdeki düşüşün kredi büyümesini destekleyeceği öngörülmektedir' 'Enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruş sürmeli'.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) yayımladığı Para Politikası Kurulu (PPK) özetinde, "Enflasyon beklentilerinin çıpalanması, para politikası etkinliğinin desteklenmesi ve enflasyon-büyüme ödünleşiminin sınırlanması açısından kritik önem taşımaktadır." ifadeleri kullanıldı.

Bu gelişmelerin küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tuttuğu belirtilen özette, söz konusu unsurların gerek sermaye akımları gerekse dış ticaret kanalıyla yurt içi büyüme üzerinde oluşturabileceği etkilerin yakından takip edildiği vurgulandı.

Özette, küresel iktisadi faaliyetin zayıf seyrinin emtia fiyatlarını baskıladığı ve jeopolitik gelişmelere bağlı olarak meydana gelen arz yönlü sorunlara karşın ham petrol fiyatlarının ılımlı seyrettiği, bu bağlamda, küresel enflasyon oranlarının da yatay bir görünüm sergilediği belirtildi.

Yakın dönemde küresel iktisadi faaliyetteki seyrin zayıf, enflasyona dair aşağı yönlü risklerin belirgin ve gelişmiş ülke merkez bankaları para politikalarının genişleyici olduğu kaydedilen özette, küresel finansal koşullar açısından daha olumlu bir görünüm ortaya koyan gelişmekte olan ülkelerin finansal varlıklarına yönelik talep ve risk iştahını desteklediği ifade edildi. Özette, korumacılık önlemleri ve küresel ekonomi politikalarına dair diğer belirsizliklerin ise gelişmekte olan ülkelere yönelen sermaye akımlarını sınırladığı ve önümüzdeki döneme ilişkin aşağı yönlü riskleri güçlendirdiği belirtildi.

Türkiye'nin ülke risk priminin, para politikasındaki temkinli duruş ve makroekonomik göstergelerdeki iyileşmenin yanı sıra, gelişmiş ülkelerde genişleyici yönde şekillenmeye başlayan para politikası görünümüne bağlı olarak eylülde gerilediği kaydedilen özette, takip eden dönemde ise jeopolitik gelişmeler nedeniyle yükseldiği ve dalgalı bir seyir izlediği vurgulandı.

Özette, küresel ve jeopolitik belirsizliklerin hâkim olduğu bu dönemde ülke risk primi ve kur oynaklığının yüksek seviyelerini korumasının, orta vadeli enflasyon görünümü üzerindeki yukarı yönlü riskleri canlı tuttuğu ifade edildi.

- "Kredi koşullarındaki normalleşmenin hızı, kapsamı ve sürdürülebilirliği iktisadi faaliyet görünümü açısından önemli olacak"

Temmuz ve eylülde yapılan güçlü faiz indirimi ve takip eden döneme ilişkin indirim beklentileri neticesinde kredi ve mevduat faizlerinin gerilemeye devam ettiği belirtilen özette, şu değerlendirmelere yer verildi:

"TL ticari ve tüketici kredi faizleri belirgin ölçüde gerilemiş, finansman koşullarındaki iyileşme ve iç talepteki toparlanmaya bağlı olarak, tüketici kredilerinde daha ağırlıklı olmak üzere, toplam kredilerde bir ivme artışı gözlenmiştir. Tüketici kredileri ağustos ayı başından itibaren önemli bir ivme kazanırken, ticari kredilerde de daha ılımlı bir artış gözlenmeye başlamıştır. Söz konusu gelişmede genel ekonomik görünüme ilişkin beklentilerin yol açtığı arz yönlü etkilere ilave olarak, ertelenmiş kredi talebinin de etkili olduğu değerlendirilmektedir. Ayrıca, zorunlu karşılıkların finansal istikrarı destekleyecek şekilde makro ihtiyati bir araç olarak daha esnek ve etkin kullanılması kapsamında 19 Ağustos 2019 tarihinde TL cinsi kredi büyüme oranı yüzde 10-20 aralığında bulunan bankalar için TL zorunlu karşılık oranlarının düşürülmesi ve TL zorunlu karşılık faiz oranının yükseltilmesi de kredilerdeki canlanmaya katkıda bulunmuştur.

Gelecek dönemde, bankacılık sektörü likidite ve sermaye yeterlilik oranlarındaki iyileşmenin ve faizlerdeki düşüşün kredi büyümesini destekleyeceği öngörülmektedir. Buna ilaveten, tahsili gecikmiş alacakların ve yakın izlemedeki kredi tutarlarının, kısa vadede bankacılık sektörü kredi arzı üzerindeki olası etkileri yakından takip edilmektedir. Son dönemde faizlerdeki düşüşe bağlı olarak kredi talebinde gözlenen canlanmanın sürmesi açısından istihdam ve gelir tarafındaki gelişmeler belirleyici olacaktır. Kredi koşullarındaki normalleşmenin hızı, kapsamı ve sürdürülebilirliği iktisadi faaliyet görünümü açısından önemli olacaktır."

Özette, iç talep koşullarının enflasyonu sınırlayıcı etkisine karşın, enflasyon beklentilerinin bulunduğu seviyelerin orta vadeli enflasyon görünümü üzerinde yukarı yönlü risk oluşturmaya devam ettiğine dikkati çekilerek, "Enflasyon beklentilerinin çıpalanması, para politikası etkinliğinin desteklenmesi ve enflasyon-büyüme ödünleşiminin sınırlanması açısından kritik önem taşımaktadır." değerlendirmelerine yer verildi.

- "Eldeki bütün araçlar kullanılmaya devam edilecek"

Enflasyon görünümündeki iyileşmenin devam ettiği ve iç talep gelişmelerinin ve parasal sıkılık düzeyi enflasyondaki düşüşü desteklediği kaydedilen özette, "Enflasyonun ana eğilimine dair göstergeler, arz yönlü faktörler ve ithalat fiyatları enflasyon görünümünü olumlu etkilemektedir. Bu gelişmelere bağlı olarak, güncel tahminler yılsonu itibarıyla enflasyonun Temmuz Enflasyon Raporu’nda verilen öngörülerin belirgin olarak altında kalabileceğine işaret etmektedir. Bu çerçevede Kurul, enflasyon görünümünü etkileyen tüm unsurları dikkate alarak, politika faizinin 250 baz puan indirilmesine karar vermiştir. Gelinen noktada, mevcut para politikası duruşunun hedeflenen dezenflasyon patikasıyla büyük ölçüde uyumlu olduğu değerlendirilmektedir." ifadeleri kullanıldı.

Kurulun, enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk priminin gerilemesinin ve uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesinin ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem taşıdığına vurgu yapılan değerlendirmede şunlar kaydedildi:

"Enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruş sürmeli. Parasal sıkılığın düzeyinin ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki düşüşün sürekliliği sağlanacak şekilde belirlenirken merkez bankasının fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda eldeki bütün araçları kullanmaya devam edilecektir."

Özette, para politikası duruşu oluşturulurken, maliye politikasına dair esas alınan görünümün, fiyat istikrarı ve makroekonomik dengelenmeye odaklı, para politikasıyla eşgüdüm arz eden bir politika duruşu içerdiğine dikkati çekildi.

Bu doğrultuda, yönetilen ve yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamalarının geçmiş enflasyona endeksleme davranışının azaltılmasına yardımcı olacak şekilde belirleneceğinin varsayıldığı belirtilen özette, maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesinin söz konusu olacağı ifade edildi.

Para ve maliye politikası arasında kuvvetlendirilen eşgüdümün sürekli ve sistematik bir yapıya dönüştürülmesi yönünde yürütülmekte olan ortak çabaların fiyat istikrarını sağlamaya katkıda bulunması beklendiğinin altı çizilen özette, şu değerlendirmelere yer verildi:

"Bunun yanı sıra, enflasyondaki katılık ve oynaklıkları azaltacak yapısal adımlara devam edilmesi fiyat istikrarına ve dolayısıyla toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacaktır. Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır."
Kaynak: AA