Olay Yerindeki Titiz İncelemeyle Düğüm Çözülüyor

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri Şube Müdürlüğü ekipleri, bir suçun aydınlatılmasında kritik öneme sahip delillere ulaşabilmek için adeta kılı kırk yararcasına çalışarak olaylardaki düğümün çözülmesine katkı sağlıyor 19. yüzyılda yaşanan kriminalistik uygulamalardaki gelişmeler sonrası ivme kazanan olay inceleme ve kimlik tespit işlemlerini yapan olay yeri inceleme ekipleri, delilden suçluya ulaşma noktasında önemli bir görev yürütüyor Olay Yeri İnceleme Büro Amiri Yunus Emre Çöpçü: 'Beyan üzerine yürütülen soruşturmalarda yanılmalar olabilir ama maddi delil üzerinden yürütülen soruşturmalarda olay bütün yönleriyle ve gerçekliğiyle ortaya çıkarılır. Bizim burada yaptığımız çalışmanın amacı, olayın maddi delillerini elde etmek ve olayı bütün yönleriyle ortaya çıkarmak'

ADEM KOÇ/SAFİYE GÖREN - İstanbul Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü ekipleri, bir olayın aydınlatılmasında kritik öneme sahip delillere ulaşabilmek için adeta kılı kırk yararcasına çalışma yürütüyor.

19. yüzyılda yaşanan kriminalistik uygulamalardaki gelişmeler sonrası ivme kazanan olay inceleme ve kimlik tespit işlemleri, Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanlığı çatısı altında, teknolojik gelişmelere uygun ve bilimsel yöntemlerle, ülke genelinde başarılı bir şekilde yürütülüyor.

Osmanlı'da ilk kriminalistik uygulamalar, 1899'lu yıllarda İstanbul'da Zaptiye Nezaretinde antropometri sistemiyle kullanılmaya başlandı. Suçluların tasnifini kolaylaştıran antropometri yöntemiyle yapılan parmak izlerinin tasniflenmesi ve değerlendirilmesi çalışmalarıyla yürütülen kriminalistik incelemeler, ilerleyen yıllarda Daktiloskopi Dairesi altında, bilimsel ve sistematik anlamda yürütüldü.

Bu süreçte binlerce sanık ve suçlunun parmak izleri alındı. Parmak izlerinin Henry-Galton sistemine göre sınıflandırılıp ve formüle edilmesiyle ilk parmak izi arşiv sisteminin temelleri atıldı. Fen ve Neşriyat Bürosu olarak 1930'dan itibaren faaliyetini sürdüren bu birim, Asayiş Şube Müdürlükleri bünyesinde Teknik Büro Amirliği olarak hizmet verirken, 1996'da Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü olarak faaliyete geçti.

Olay yeri incelemesi, suç işlenen yerlerde sebep ve sonuç ilişkisini ortaya koyacak delillerin aranması, bulunması ve el konulması için geliştirilen bilimsel ve teknik araştırmalar olarak tabir edilirken, bunu yapan ekipler ise uzmanlaşmış, bilimsel yöntem ve usullerle inceleme yapabilecek kapasite ve teknik donanıma sahip kişilerden oluşuyor.

Kentte suç unsuru oluşturan bir olay meydana geldiğinde olay yerine giden bu ekip, ayak izi ya da bir araca ait lastik izi gibi kritik öneme sahip bulguları detaylı bir şekilde inceleyerek olaylardaki düğümün çözülmesinde ilk aşamayı oluşturuyor. Bir suçun failine ulaşmada, ekiplerin olay yerindeki çalışması büyük önem taşıyor.

- "Ekspertiz raporu düzenleniyor"

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü ekipleri de, bir suçun aydınlatılması amacıyla delillere ulaşabilmek için adeta kılı kırk yararcasına çalışma yürütüyor.

Hakkında bilgileri topladığı olayın türüne göre bir strateji oluşturan ekip, diğer taraftan bu strateji doğrultusunda kullanılacak ekipmanlara da karar veriyor.

İnceleme ilk olarak olay yerinin fotoğraflanıp videoya kaydedilmesiyle başlıyor. İnceleme sırasında tespiti yapılan bulgular numaralandırılıyor. Kimyasal, biyolojik veya balistik bulgular ayrıca değerlendiriliyor.

Bulgu türüne göre materyaller paketlenip gerekli yerlere incelenmek için transfer edilirken, olay yeri inceleme ekibi de raporunu hazırlıyor. Çalışmaların sonunda, delile dönüşen bulgularla ilgili olaya ilişkin ekspertiz raporu düzenleniyor.

- "Olay yerinin bütünlüğünün korunması önemli"

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Büro Amiri Komiser Yardımcısı Yunus Emre Çöpçü, AA muhabirine olay yeri ekibinin çalışmasını anlattı.

İstanbul'da gerçekleşen bütün olayların incelemesini, 39 ilçedeki olay yeri grup amirlikleriyle koordineli olarak yürüttüklerini belirten Çöpçü, suçun öğrenilmesini takiben, gerekli yasal dayanak sağlandıktan sonra olay yerindeki incelemeyi yaptıklarını söyledi.

Çöpçü, "Yani düğümün çözümündeki ilk aşaması burası diyebiliriz. Olay Yeri İnceleme Büro Amirliği, olay yerinde, şüpheli, mağdur ve olay yeri arasındaki ilişkiyi kurarken, teknik çalışmayı yapan birimdir." dedi.

Suç mahallinde olay yerinin bütünlüğünün korunabilmesinin önemini vurgulayan Çöpçü, şöyle devam etti:

"İstanbul'da, bununla alakalı önleyici hizmetler eğitimi veriyoruz. Olay yeri bütünlüğünün korunabilmesi, bir olayın gerçekleştiği andaki durumunun, delillerin ve bulguların yerlerinin değiştirilmemesi bizim için çok önemli. En çok dikkat ettiğimiz, bizim için olmazsa olmaz diyebileceğimiz konu, olay yeri bütünlüğünün korunması.

Kullandığımız ekipman olarak dünya standartlarıyla aynı seviyedeyiz. Yaptığımız teknik çalışmalardaki uzmanlık seviyelerimiz de aynı şekilde. Çok sayıda Avrupa ülkesine, daire başkanlığınca bunun eğitimi verilmekte. Ben her konuda dünya standartlarında olduğumuzu, hatta çoğu konuda dünya standartlarının üstünde çalıştığımızı söyleyebilirim."

- "Delilden, suçluya ulaşmada önemli görevimiz var"

Ekip olarak, suçludan delile değil, delilden suçluya ulaşma noktasında çok önemli bir görev üstlendiklerini kaydeden Çöpçü, "Beyan üzerine yürütülen soruşturmalarda yanılmalar olabilir ama maddi delil üzerinden yürütülen soruşturmalarda olay bütün yönleriyle ve gerçekliğiyle ortaya çıkarılır. Bizim burada yaptığımız çalışmanın amacı, olayın maddi delillerini elde etmek ve olayı bütün yönleriyle ortaya çıkarmak." dedi.

Yunus Emre Çöpçü, son yıllarda gerçekleştirdikleri en önemli işler arasında ilk aklına gelenin, İstanbul Atatürk Havalimanına yapılan terör saldırısı sonrası yürüttükleri çalışma olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Havalimanındaki saldırıda bir an önce hayatı, normal akışına döndürmemiz gerekiyordu. 6,5 saatlik bir sürede, havalimanı tekrardan kullanıma açıldı. Buna benzer, Brüksel'de böyle bir olay olmuştu. Havalimanı 2 gün kapalı kalmıştı. Bizim orada gayet planlı ve programlı çalışma sistemimiz sayesinde, havalimanını çok kısa sürede tekrardan normal şekliyle kullanıma açabilmiştik."
Kaynak: AA