Suudi Arabistan'daki Tutuklu Kadın Aktivistlere İşkence Edildiği İddiaları
İngiliz parlamenter ve avukatlar, aktivistlerin tutukluluk şartlarını yerinde görmek için başvuru yaptı Parlamenter Crispin Blunt: 'Aktivistlerin konuşma özgürlüğünü kullanmaları ve barışçıl kampanyalar yapmaları nedeniyle tutuklanmaları ve işkence görmeleri, Suudi Arabistan'da insan haklarını kullanmak isteyen herkes için endişe vericidir'.
İngiliz parlamenter ve avukatlar, işkence gördükleri iddia edilen Suudi Arabistan'daki tutuklu kadın aktivistlerin, tutukluluk ve sağlık şartlarını yerinde incelemek için hapishaneleri ziyaret etme talebinde bulundu.
Parlamenterler Crispin Blunt, Layla Moran ve Paul Williams ile avukatlar Tim Moloney ve Tayab Ali, Tutukluluk İnceleme Heyeti adında bir grup kurdu.
Bu gruptan yapılan yazılı açıklamada, Suudi kadın aktivistlerin işkenceye maruz kaldığı, avukatları veya aile bireyleriyle görüşmelerinin engellendiği yönündeki iddialara dikkat çekilerek, hapishaneleri ziyaret için başvuruda bulunulduğu belirtildi.
- "Endişe verici"
Heyetin lideri Blunt, Suudi Arabistan'ın Londa Büyükelçisi Prens Muhammed bin Nevaf bin Abdülaziz'e gönderdiği mektupta ise "Suudi kadın aktivistlerin gözaltı koşullarının hem uluslararası hem de Suudi Arabistan'ın kendi standartlarının çok altında olduğuna dair kaygılar var." değerlendirmesinde bulunarak, durumu yerinde görmek istediklerini belirtti.
"Hiç kimsenin, gözaltındayken bu kadın aktivistlerin karşı karşıya kaldığı iddia edilen muameleye maruz bırakılmaması gerektiğini" kaydeden Blunt, "Aktivistlerin konuşma özgürlüğünü kullanmaları ve barışçıl kampanyalar yapmaları nedeniyle tutuklanmaları ve işkence görmeleri, Suudi Arabistan'da insan haklarını kullanmak isteyen herkes için endişe vericidir." ifadesini kullandı.
Blunt, Suudi Büyükelçi'den ziyaret için kendilerine destek olmasını isteyerek, hem tutukluların doğrudan ifadelerine başvurma hem de yetkililerle görüşme talebinde bulundu.
- İşkence iddiaları
Aralarında Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün de bulunduğu birçok insan hakları grubu, kadınların araba kullanma hakkı için kampanya sürdüren 8 kadın aktiviste, elektrik şokuyla işkence yapıldığı ve kadınların kırbaçlandığını belirtiyor. Bu örgütlerin raporlarında ayrıca, kadınların cinsel tacize maruz kaldıkları, tecavüzle tehdit edildikleri ve avukatlara erişiminin önlendiği iddia ediliyor.
Kaynak: AA
Parlamenterler Crispin Blunt, Layla Moran ve Paul Williams ile avukatlar Tim Moloney ve Tayab Ali, Tutukluluk İnceleme Heyeti adında bir grup kurdu.
Bu gruptan yapılan yazılı açıklamada, Suudi kadın aktivistlerin işkenceye maruz kaldığı, avukatları veya aile bireyleriyle görüşmelerinin engellendiği yönündeki iddialara dikkat çekilerek, hapishaneleri ziyaret için başvuruda bulunulduğu belirtildi.
- "Endişe verici"
Heyetin lideri Blunt, Suudi Arabistan'ın Londa Büyükelçisi Prens Muhammed bin Nevaf bin Abdülaziz'e gönderdiği mektupta ise "Suudi kadın aktivistlerin gözaltı koşullarının hem uluslararası hem de Suudi Arabistan'ın kendi standartlarının çok altında olduğuna dair kaygılar var." değerlendirmesinde bulunarak, durumu yerinde görmek istediklerini belirtti.
"Hiç kimsenin, gözaltındayken bu kadın aktivistlerin karşı karşıya kaldığı iddia edilen muameleye maruz bırakılmaması gerektiğini" kaydeden Blunt, "Aktivistlerin konuşma özgürlüğünü kullanmaları ve barışçıl kampanyalar yapmaları nedeniyle tutuklanmaları ve işkence görmeleri, Suudi Arabistan'da insan haklarını kullanmak isteyen herkes için endişe vericidir." ifadesini kullandı.
Blunt, Suudi Büyükelçi'den ziyaret için kendilerine destek olmasını isteyerek, hem tutukluların doğrudan ifadelerine başvurma hem de yetkililerle görüşme talebinde bulundu.
- İşkence iddiaları
Aralarında Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün de bulunduğu birçok insan hakları grubu, kadınların araba kullanma hakkı için kampanya sürdüren 8 kadın aktiviste, elektrik şokuyla işkence yapıldığı ve kadınların kırbaçlandığını belirtiyor. Bu örgütlerin raporlarında ayrıca, kadınların cinsel tacize maruz kaldıkları, tecavüzle tehdit edildikleri ve avukatlara erişiminin önlendiği iddia ediliyor.