1 Eylül Dünya Barış Günü
Hakİş Genel Başkanı Mahmut Arslan:'BM başta olmak üzere uluslararası kuruluşların görevi, savaşları izlemek ya da raporlar yayınlamak değil kalıcı barışı tesis etmek ve caydırıcı kararlar almak olmalıdır'.
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, "BM başta olmak üzere uluslararası kuruluşların görevi, savaşları izlemek ya da raporlar yayınlamak değil kalıcı barışı tesis etmek ve caydırıcı kararlar almak olmalıdır." ifadelerini kullandı.
Arslan, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında, tarihteki büyük kanlı çatışmalar ve iki büyük savaşın ardından 1 Eylül'ün "Dünya Barış Günü" olarak ilan edildiğini belirtti.
Barışın sadece gün ilanı ile mümkün olmadığını aktaran Arslan, yaşanan acı savaş tecrübelerine rağmen günümüzde hala çeşitli bölgelerde kanlı çatışmaların devam ettiğine, sivil halk ve çocukların can verdiğini, masum insanların sorumlu olmadıkları çatışmaların bedelini ağır bir şekilde ödediğine değindi.
Barışın ortadan kaldırılarak silahların kullanılmasının ağır ekonomik ve sosyal faturalar ödenmesine yol açtığını vurgulayan Arslan, şunları kaydetti:
"Dünyanın pek çok bölgesinde insanlığın ve BM başta olmak üzere uluslararası kuruluşların gözleri önünde katliamlar yaşanmaktadır. Filistin'de, Gazze'de, Kudüs'te, Yemen'de, Mısır'da, Suriye'de, Doğu Guta'da, Myanmar'da, Arakan'da, Doğu Türkistan'da dünyanın neresinde olursa olsun yapılan zulümleri, soykırımları, vahşetleri lanetliyoruz. Dünyanın dört bir yanında mazlumların uğradığı zulmün son bulmasını, dünyada demokrasinin galip gelmesini, adalet ve barışın kazanmasını istiyoruz.Birleşmiş Milletlerin, Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçlerinin Yemen'deki hava saldırılarının savaş suçu olabileceğine yönelik raporunu ve Arakan'da yaşanan katliamın üzerinden neredeyse bir yıl geçtikten sonra Arakanlı Müslümanlara yönelik soykırım suçunun işlendiğine ilişkin raporunu olumlu ancak yetersiz buluyoruz. BM başta olmak üzere uluslararası kuruluşların görevi, savaşları izlemek ya da raporlar yayınlamak değil kalıcı barışı tesis etmek ve caydırıcı kararlar almak olmalıdır."
Arslan, dünyayı tehdit eden FETÖ, PKK, DAEŞ, YPG, DHKP-C ve diğer terör örgütleri ile etkin mücadele edilerek, terörün bir an önce son bulmasını ve barışın egemen olmasını istediklerini bildirdi.
Kaynak: AA
Arslan, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında, tarihteki büyük kanlı çatışmalar ve iki büyük savaşın ardından 1 Eylül'ün "Dünya Barış Günü" olarak ilan edildiğini belirtti.
Barışın sadece gün ilanı ile mümkün olmadığını aktaran Arslan, yaşanan acı savaş tecrübelerine rağmen günümüzde hala çeşitli bölgelerde kanlı çatışmaların devam ettiğine, sivil halk ve çocukların can verdiğini, masum insanların sorumlu olmadıkları çatışmaların bedelini ağır bir şekilde ödediğine değindi.
Barışın ortadan kaldırılarak silahların kullanılmasının ağır ekonomik ve sosyal faturalar ödenmesine yol açtığını vurgulayan Arslan, şunları kaydetti:
"Dünyanın pek çok bölgesinde insanlığın ve BM başta olmak üzere uluslararası kuruluşların gözleri önünde katliamlar yaşanmaktadır. Filistin'de, Gazze'de, Kudüs'te, Yemen'de, Mısır'da, Suriye'de, Doğu Guta'da, Myanmar'da, Arakan'da, Doğu Türkistan'da dünyanın neresinde olursa olsun yapılan zulümleri, soykırımları, vahşetleri lanetliyoruz. Dünyanın dört bir yanında mazlumların uğradığı zulmün son bulmasını, dünyada demokrasinin galip gelmesini, adalet ve barışın kazanmasını istiyoruz.Birleşmiş Milletlerin, Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçlerinin Yemen'deki hava saldırılarının savaş suçu olabileceğine yönelik raporunu ve Arakan'da yaşanan katliamın üzerinden neredeyse bir yıl geçtikten sonra Arakanlı Müslümanlara yönelik soykırım suçunun işlendiğine ilişkin raporunu olumlu ancak yetersiz buluyoruz. BM başta olmak üzere uluslararası kuruluşların görevi, savaşları izlemek ya da raporlar yayınlamak değil kalıcı barışı tesis etmek ve caydırıcı kararlar almak olmalıdır."
Arslan, dünyayı tehdit eden FETÖ, PKK, DAEŞ, YPG, DHKP-C ve diğer terör örgütleri ile etkin mücadele edilerek, terörün bir an önce son bulmasını ve barışın egemen olmasını istediklerini bildirdi.