Dünya Gençleri Türkçe Öğrenip Gönüllü Elçilik Yapıyor

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi ile Yunus Emre Enstitüsü işbirliğinde Türkçe eğitimi almak üzere 14 ülkeden Muğla'ya gelen öğrenciler, eğitimlerinin yanı sıra sosyal paylaşım hesaplarından kentteki tarihi ve kültürel alanların da tanıtımını yapıyor MSKÜ Türkçe Öğretim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Kenan Koç: 'Misafirlerimizi birer kültür elçisi olarak hazırlamak için çeşitliliğe çok önem veriyoruz. Bu kapsamda kültürel çok sayıda sosyal aktivite yaptık. Öğrenciler gittikleri her yere hayran kalıp bunu kendi sosyal ağlarında paylaşıp izlenimlerini aktarıyor ve gönüllü kültür elçiliği yapıyorlar' Gürcistan'dan gelen Meryem Osinova:'Gezilerimizde geçtiğimiz sokaklarda bulunan teyzeler bizi evlerine davet edip 'gelin yemek yiyelim, çay içelim öyle gidin' diyorlar. Bu bizi çok mutlu etti'

DURMUŞ GENÇ - Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi ile Yunus Emre Enstitüsü işbirliğinde Türkçe eğitimi almak üzere 14 ülkeden Muğla'ya gelen öğrenciler, Türkiye'nin tanıtımı için gönüllü elçilik görevi üstleniyor.

Cumhurbaşkanlığı himayelerinde Yunus Emre Enstitüsü'nün (YEE) öncülüğünde başlatılan "Türkçe Yaz Okulu" programı kapsamında İtalya, Polonya, Sırbistan, Karabağ, İngiltere, ABD, Sudan, Katar, Hırvatistan, Ürdün, Kudüs, Somali, Suriye, Güney Afrika'dan gelen 26 öğrenciMuğla Sıtkı Koçman Üniversitesinde Türkçe ve Türk kültürünü öğreniyor.

Eğitimlerinin yanı sıra kentteki tarihi ve kültürel alanları da gezen öğrenciler sosyal paylaşım hesaplarından ülkenin ve kentin tanıtımını yapıyor, Türkçeye hayranlıklarını ise okudukları şiir ve söyledikleri türkülerle dile getiriyor.

- "Gönüllü kültür elçileri yetiştiriyoruz"

MSKÜ Türkçe Öğretim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Kenan Koç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, konuk öğrencilere Türk kültürünü tanıttıklarını söyledi.

"Türkçe Yaz Okulu" programı kapsamında 26 öğrenciyi Muğla'da konuk ettiklerini belirten Koç, "Öğrencilere sabah saatlerinde Türkçe dersleri verip öğleden sonra Muğla, Ege ve Türkiye kültürünü tanıtıcı aktiviteler düzenliyoruz. Misafirlerimizi birer kültür elçisi olarak hazırlamak için çeşitliliğe çok önem veriyoruz. Bu kapsamda kültürel geziler yapıp çok sayıda sosyal aktivite yaptık. Öğrenciler gittikleri her yere hayran kalıp bunu kendi sosyal ağlarında paylaşıp izlenimlerini aktarıyor ve gönüllü kültür elçiliği yapıyorlar." dedi.

Koç, dünyanın birçok ülkesinden gelen gençlerin verilen Türkçe eğitimi sayesinde kaynaşarak önümüzde dönemde dünya barışına da katkı sağlayacaklarını dile getirdi.

- "Türk insanı çok sıcakkanlı"

Türkçe eğitimi almak için Gürcistan'dan gelen Meryem Osinova, Türkiye'yi çok sevdiğini belirterek, ülkenin en güzel şehirlerden birinin Muğla olduğunu söyledi.

Ege kültürüne hayran kaldığını özellikle yemeklerini çok sevdiğini anlatan Osinova, "Burada tarihi evleri, antik kentleri ve denizi çok sevdim. İnsanlar çok sıcakkanlı ve samimi. Gezilerimizde geçtiğimiz sokaklarda bulunan teyzeler bizi evlerine davet edip 'Gelin yemek yiyelim, çay içelim öyle gidin' diyorlar. Bu bizi çok mutlu etti." dedi.

Türkiye ile Gürcistan'ın komşu olduğunu ifade eden Osinova, ülkelerine çok Türk vatandaşı geldiğini kendisinin de Türkçe öğrenmek istediğini vurgulayarak, ilk defa geldiği Türkiye'ye aşık olduğunu dile getirdi.

Osinova, ülkenin türkülerine de hayran kaldığını anlatarak, kısa süre önce öğrendiği aynı zamanda bir dizi müziği olan "Oy beni vurun vurun" isimli türküyü seslendirdi.

Sudan'dan gelen Muhammed Ahmed ise Türkiye'ye daha önce gelmediğini Türkçe öğrenmek için ilk defa geldiğini bildirerek, Sudan'da çok sayıda Türk şirketi bulunduğunu onlarla çalışmak için Türkçe öğrenmeye karar verdiğini söyledi.

Muğla'da tarihi yapıları ve ören yerlerini de gezdiklerini kaydeden Ahmed, kentte yaşayan insanlarla sohbet ederek, Türkçe'yi geliştirdiklerini anlattı.

Türk kültürüne, yemeklerine ve müziklerine hayran kaldığını dile getiren Ahmed, "Gesi Bağları" isimli türküyü seslendirdi.

Türkçe öğrenmek için ABD Şikago'dan gelen Madina Azamova ise Türk şiirine hayran kaldığını, Ömer Hayyam'ın "Karanlık aydınlıktan, yalan doğrudan kaçar" şiirini ezberleyerek sürekli okuduğunu anlattı.

Annesinin evde sürekli Türk dizilerini izlediğini ancak Türkçe yerine Rusça olarak izlediğini vurgulayan Azamova, "Annemle izlediğim diziler sayesinde Türkçe öğrenmeye karar verdim. Farklı ülkelerden gelen öğrencilerle arkadaş oldum. Türkçe öğrendiğim için çok mutluyum." diye konuştu.

Sudan'dan gelen Raşan Abdo ise Türk dizilerini çok sevdiği için merak edip Türkçe öğrenmeye başladığını ifade etti.

Türkçe öğrenmek için ilk etapta videolar izlemeye başladığına değinen Abdo, "Türkiye'de bulunmaktan çok mutluyum. İlk defa geliyorum ama hala inanamıyorum. Burası cennetten bir köşe. Muğla ise harika bir turizm cenneti. Kesinlikle tekrar geleceğim ve Yüksek Lisans için başvurmaya karar verdim." dedi.

Suriye'den gelen Bilal Khabbaz ise Türk kültürünü daha yakından tanımak ve Türkçe öğrenmek için geldiğini söyledi.

Türkiye'nin en güzel şehrinin kendisine göre Muğla olduğunu anlatan Khabbaz, şunları kaydetti:

"Burada insanlar çok samimi ve sıcakkanlı. Önümüzdeki yıl ailemi de alıp mutlaka tatil için buraya geleceğim. Türkiye'de bulunmaktan çok mutluyum. Burada dünyanın bir çok ülkesinden gençlerle tanıştım ve iyi bir kaynaşma ortamı oldu. Burada hepimiz Türk olduk."

Ege yemeklerine hayran kaldığını ve Türk halk oyunlarını öğrendiğini vurgulayan Khabbaz, Türkiye'nin yardımsever bir ülke olduğunu, eğitim konusunda da kendilerine yardımcı olduğunu dile getirdi.

Kaynak: AA