'Türkiye De Gerekli Adımları Atmalıdır'
ASKON Genel Başkanı Hasan Ali Cesur: 'Elbette iş dünyası olarak önceliğimiz diyalogdur. Ne var ki, ABD bu tutumlarından taviz vermez ve benim istediklerim olacak dayatmasına devam eder ise mütekabiliyet esasına dayalı olarak Türkiye de gerekli adımları atmalıdır'
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Hasan Ali Cesur, iş dünyası olarak önceliklerinin diyalog olduğunu belirterek, "Ne var ki, ABD bu tutumlarından taviz vermez ve benim istediklerim olacak dayatmasına devam eder ise mütekabiliyet esasına dayalı olarak Türkiye de gerekli adımları atmalıdır." ifadelerini kullandı.
Cesur, yaptığı yazılı açıklamada, ABD'nin "dost" ve "müttefik ülke" kelimelerini dilinden düşürmediğini kaydetti.
Cesur, "Milletçe, bölücü terör örgütü PKK'lı hainlerin pususunda şehit verdiğimiz anne ve 11 aylık evladının matemini tuttuğumuz, onları ebediyete yolcu ettiğimiz bir günde, sözüm ona dost ve müttefik dediğimiz ABD'nin rahip Brunson'ı gerekçe göstererek Türkiye’ye yaptırım kararı almasını nereye koyacağız. Bu nasıl dost ve müttefikse ne matemimize saygı duyuyor ne acımıza... Böyle dost olmaz, böyle müttefik olmaz." ifadelerini kullandı.
ABD yönetiminin son dönemlerde almış olduğu politik kararların Türkiye'nin menfaatlerine ters düştüğünü belirten Cesur, şunları kaydetti:
"Biz 'PKK-PYD aynı hain örgüt' derken, ABD, PKK-PYD'ye 5 bin tır dolusu silah dolu malzeme yardımı yapmaktadır. Aynı silahlar dönüp dolaşıp askerimizi, polisimizi, annelerimizi ve yavrularını şehit etmektedir. 'PYD'ye Suriye'nin kuzeyinde koridor açmayın. Bunlar terörist unsurlar' dememize rağmen bu plan üzerine stratejilerine devam etmektedirler. 15 Temmuz’da 249 şehidimizin katilleri ABD’yi mesken tuttu, 'iade edin' dediğimizde oralı bile olmamışlardır. Her ne hikmetse darbenin baş mimarları mantar gibi ABD'de bitmektedir.
Buna rağmen ABD’den herhangi bir adım gelmemektedir. Adeta teröristlere kucak açar bir pozisyonda durmaktadırlar. Filistin’de onlarca masum İsrail kurşunlarına hedef olurken, Müslümanların hassasiyetini hiçe sayarak kızı ve damadı üzerinden işi şova dönüştürerek Kudüs'e büyükelçilik açmaktadır. Ne hakka ve ne de hukuka saygısı olmayan, 'ben böyle istiyorum, böyle de olacak' şeklinde bir dayatma içinde politika yürütmektedir."
- "Umarız karşılıklı görüş alışverişleriyle aklıselim bir yol bulunur"
Hasan Ali Cesur, resmin büyüğünü görmekte fayda olduğunu ve Brunson üzerinden yapılan bu çıkışın, hukukun üstünlüğü ilkesini açıkça çiğnediğini vurguladı.
ABD politikalarının Türkiye'ye karşı son dönemde hep aleyhte olduğuna işaret eden Cesur, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kendince bir gerekçe bulamayan ABD, bu konuları akışı içinde zamana bırakarak yol almaya çalışmıştır. Bir nevi oyalama taktiği... Ne var ki, Brunson meselesi üzerinden kendi iç kamuoyundan da destek görünce Türkiye’ye karşı sözde kendilerince haklı bir konuma geçmiş ve harekete geçmişlerdir. Oysa tüm gerçekler ortadadır. Umarız karşılıklı görüş alışverişleriyle aklıselim bir yol bulunur. Elbette iş dünyası olarak önceliğimiz diyalogdur. Ne var ki, ABD bu tutumlarından taviz vermez ve benim istediklerim olacak dayatmasına devam eder ise mütekabiliyet esasına dayalı olarak Türkiye de gerekli adımları atmalıdır."
Kaynak: AA
Cesur, yaptığı yazılı açıklamada, ABD'nin "dost" ve "müttefik ülke" kelimelerini dilinden düşürmediğini kaydetti.
Cesur, "Milletçe, bölücü terör örgütü PKK'lı hainlerin pususunda şehit verdiğimiz anne ve 11 aylık evladının matemini tuttuğumuz, onları ebediyete yolcu ettiğimiz bir günde, sözüm ona dost ve müttefik dediğimiz ABD'nin rahip Brunson'ı gerekçe göstererek Türkiye’ye yaptırım kararı almasını nereye koyacağız. Bu nasıl dost ve müttefikse ne matemimize saygı duyuyor ne acımıza... Böyle dost olmaz, böyle müttefik olmaz." ifadelerini kullandı.
ABD yönetiminin son dönemlerde almış olduğu politik kararların Türkiye'nin menfaatlerine ters düştüğünü belirten Cesur, şunları kaydetti:
"Biz 'PKK-PYD aynı hain örgüt' derken, ABD, PKK-PYD'ye 5 bin tır dolusu silah dolu malzeme yardımı yapmaktadır. Aynı silahlar dönüp dolaşıp askerimizi, polisimizi, annelerimizi ve yavrularını şehit etmektedir. 'PYD'ye Suriye'nin kuzeyinde koridor açmayın. Bunlar terörist unsurlar' dememize rağmen bu plan üzerine stratejilerine devam etmektedirler. 15 Temmuz’da 249 şehidimizin katilleri ABD’yi mesken tuttu, 'iade edin' dediğimizde oralı bile olmamışlardır. Her ne hikmetse darbenin baş mimarları mantar gibi ABD'de bitmektedir.
Buna rağmen ABD’den herhangi bir adım gelmemektedir. Adeta teröristlere kucak açar bir pozisyonda durmaktadırlar. Filistin’de onlarca masum İsrail kurşunlarına hedef olurken, Müslümanların hassasiyetini hiçe sayarak kızı ve damadı üzerinden işi şova dönüştürerek Kudüs'e büyükelçilik açmaktadır. Ne hakka ve ne de hukuka saygısı olmayan, 'ben böyle istiyorum, böyle de olacak' şeklinde bir dayatma içinde politika yürütmektedir."
- "Umarız karşılıklı görüş alışverişleriyle aklıselim bir yol bulunur"
Hasan Ali Cesur, resmin büyüğünü görmekte fayda olduğunu ve Brunson üzerinden yapılan bu çıkışın, hukukun üstünlüğü ilkesini açıkça çiğnediğini vurguladı.
ABD politikalarının Türkiye'ye karşı son dönemde hep aleyhte olduğuna işaret eden Cesur, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kendince bir gerekçe bulamayan ABD, bu konuları akışı içinde zamana bırakarak yol almaya çalışmıştır. Bir nevi oyalama taktiği... Ne var ki, Brunson meselesi üzerinden kendi iç kamuoyundan da destek görünce Türkiye’ye karşı sözde kendilerince haklı bir konuma geçmiş ve harekete geçmişlerdir. Oysa tüm gerçekler ortadadır. Umarız karşılıklı görüş alışverişleriyle aklıselim bir yol bulunur. Elbette iş dünyası olarak önceliğimiz diyalogdur. Ne var ki, ABD bu tutumlarından taviz vermez ve benim istediklerim olacak dayatmasına devam eder ise mütekabiliyet esasına dayalı olarak Türkiye de gerekli adımları atmalıdır."