Tunuslu Düşünür Moro'dan Gençlere Sorumluluk Verilmesi Önerisi
Tunuslu düşünür ve Nahda Hareketi Başkan Yardımcısı Moro: 'Ülkelerimizdeki gelecek, halkların olacaktır, devrimlerin ya da partilerin değil. Gelecek, çalışma pozisyonu elde eden ve yenilenme imkanı bulan gençlerindir'
SUHİB M. NEMED ABED - Tunuslu düşünür ve Nahda Hareketi Başkan Yardımcısı Abdulfettah Moro, geleceğin devrimlere ya da partilere değil halka ait olduğunu, İslami akımların geleceğinin de halkların geleceğine bağlı bulunduğunu söyledi.
AA muhabirine konuşan Moro, "Gelecek, çalışma pozisyonu elde eden ve yenilenme imkanı bulan gençlerindir." dedi.
Gençlere sorumluluk verilmesi durumunda İslami eğilimli hareketlerin vatanlarına hizmet eden gençler vasıtasıyla toplumun geleceğinde rollerinin bulunabileceğini ifade eden Moro, toplumun siyasi kesime ve değişime kapılarını kapatması ve yeni aydın bir grubun gelmesinin önlenmesi halinde ülkede ataletin baş göstereceğini, herkesin bu durumdan zarar göreceğini aktardı.
Moro, "Ülkelerimizdeki gelecek, halkların olacaktır, devrimlerin ya da partilerin değil. Gelecek, çalışma pozisyonu elde eden ve yenilenme imkanı bulan gençlerindir." değerlendirmesinde bulundu.
İslami akımlara ilişkin düşüncelerini de paylaşan Moro, bu akımların halkın bir parçası olduğunu ancak kamu işlerinden uzak tutulduklarını, Arap baharından sonra ise kendilerine hayata katılacak bir alan bulabildiklerini söyledi.
Arap ve İslam ülkelerindeki "Siyasal İslamın" ise İslami fikirlerle dolu vatandaşların ürettiği bir şey olduğunu kaydeden Moro, "Bu insanların hepsi, zulüm görmüş, yönetimden uzak tutulmuş, sürgün edilmiş ve hapiste kalmış kişiler. Çalışmak için fırsat yakaladıklarında kendilerini kötü şartların hakim olduğu bir durumdan sorumlu buldular. Arap baharı döneminde yönetime gelen İslami eğilimli bu kesim kendilerini daha öncekilerin çözemediği problemlerin üstesinden gelmek zorunda hissetti." diye konuştu.
Moro, bu nedenle İslami eğilimli kesimin büyük çoğunluğunun siyaset yapamadığını, bu durumun "kısmi bir başarısızlığa" neden olduğunu ifade etti.
- İslami eğilimlilerin tecrübesi
Arap baharının ardından İslami eğilimli kesimin yönetim tecrübesini değerlendiren Moro, bu kesimin, devletlerinden vazgeçmediğini, yükü omuzlamak için öne geçtiğini belirtti.
"Vatanın sorumluluğunu yükleniyoruz dediler; daha önce bırakılan yükü de omuzladılar. Bu yük ise yönetimin görevini yapmasını engelliyordu." diyen Moro, sonuçları başarılı ya da başarısız şeklinde yargılayamayacaklarını aktararak, "Vatanlarına karşı sorumluluk taşıyacak ve problemlerine çözüm üretecek gençlerimiz arasında süreklilik arz edecek bir hareketliliği değerlendiririz." ifadesini kullandı.
Moro, İslami akımlardan beklentinin bir fikir ya da ideoloji dayatmaları değil, halkın bir kesiminde hareketlilik oluşturma olduğunu kaydetti.
Kaynak: AA
AA muhabirine konuşan Moro, "Gelecek, çalışma pozisyonu elde eden ve yenilenme imkanı bulan gençlerindir." dedi.
Gençlere sorumluluk verilmesi durumunda İslami eğilimli hareketlerin vatanlarına hizmet eden gençler vasıtasıyla toplumun geleceğinde rollerinin bulunabileceğini ifade eden Moro, toplumun siyasi kesime ve değişime kapılarını kapatması ve yeni aydın bir grubun gelmesinin önlenmesi halinde ülkede ataletin baş göstereceğini, herkesin bu durumdan zarar göreceğini aktardı.
Moro, "Ülkelerimizdeki gelecek, halkların olacaktır, devrimlerin ya da partilerin değil. Gelecek, çalışma pozisyonu elde eden ve yenilenme imkanı bulan gençlerindir." değerlendirmesinde bulundu.
İslami akımlara ilişkin düşüncelerini de paylaşan Moro, bu akımların halkın bir parçası olduğunu ancak kamu işlerinden uzak tutulduklarını, Arap baharından sonra ise kendilerine hayata katılacak bir alan bulabildiklerini söyledi.
Arap ve İslam ülkelerindeki "Siyasal İslamın" ise İslami fikirlerle dolu vatandaşların ürettiği bir şey olduğunu kaydeden Moro, "Bu insanların hepsi, zulüm görmüş, yönetimden uzak tutulmuş, sürgün edilmiş ve hapiste kalmış kişiler. Çalışmak için fırsat yakaladıklarında kendilerini kötü şartların hakim olduğu bir durumdan sorumlu buldular. Arap baharı döneminde yönetime gelen İslami eğilimli bu kesim kendilerini daha öncekilerin çözemediği problemlerin üstesinden gelmek zorunda hissetti." diye konuştu.
Moro, bu nedenle İslami eğilimli kesimin büyük çoğunluğunun siyaset yapamadığını, bu durumun "kısmi bir başarısızlığa" neden olduğunu ifade etti.
- İslami eğilimlilerin tecrübesi
Arap baharının ardından İslami eğilimli kesimin yönetim tecrübesini değerlendiren Moro, bu kesimin, devletlerinden vazgeçmediğini, yükü omuzlamak için öne geçtiğini belirtti.
"Vatanın sorumluluğunu yükleniyoruz dediler; daha önce bırakılan yükü de omuzladılar. Bu yük ise yönetimin görevini yapmasını engelliyordu." diyen Moro, sonuçları başarılı ya da başarısız şeklinde yargılayamayacaklarını aktararak, "Vatanlarına karşı sorumluluk taşıyacak ve problemlerine çözüm üretecek gençlerimiz arasında süreklilik arz edecek bir hareketliliği değerlendiririz." ifadesini kullandı.
Moro, İslami akımlardan beklentinin bir fikir ya da ideoloji dayatmaları değil, halkın bir kesiminde hareketlilik oluşturma olduğunu kaydetti.