Çevrenin Korunmasına Yönelik Teklif Genel Kurulda

Teklifin birinci bölümü üzerindeki görüşmelere başlandı İYİ Parti Muğla Milletvekili Metin Ergun: 'Türkiye, 2030 yılında 100 milyonluk nüfusla su fakiri bir ülke olacak. Sadece yağışlar azalacağından dolayı değil, su kaynaklarımızı kötü kullandığımız için böyle olacak' CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat: 'Dünyanın gelişmiş ülkelerinde, Avrupa'da, Amerika'da ve Kanada'da rüzgar enerji santrallerine izin verilirken insanların yaşam alanlarından 1,4 kilometre kadar uzaklıkta izinler verilmekte. Maalesef bu izinler ülkemizde 400 metreye kadar düşmüş bulunmakta'

TBMM Genel Kurulunda, Çevre Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerinde görüşmeler başladı.

Genel Kurulda, bir önceki birleşimde tümü üzerindeki görüşmeleri tamamlanan teklifin maddelerine geçilmesi oylandı.

Ardından, "temel kanun" olarak ele alınan teklifin birinci bölümünün görüşmelerine geçildi.

İYİ Parti grubu adına söz alan Muğla Milletvekili Metin Ergun, Türkiye'nin 2030 yılında 100 milyonluk nüfusla su fakiri bir ülke olacağını savunarak, şöyle devam etti:

"Sadece yağışlar azalacağından dolayı değil, su kaynaklarımızı kötü kullandığımız için böyle olacak. Mesela çok sayıda gölümüz kurudu, eskiden var olan birçok göl bugün yok, çok sayıda göl ise kuruma, yok olma tehdidiyle karşı karşıyadır. Çevre sorunlarımızın en büyüğü çevre kirliliğidir, en fazla kirlilik ise sularımızdadır."

Çevre meselesine hukuki çözümler gerektiğini fakat bunun yeterli olmadığını belirten Ergun, çevrenin korunmasının eğitimle ve bilinçlenmeyle mümkün olabileceğini vurguladı.

MHP İzmir Milletvekili Hasan Kalyoncu, milli bir su politikası oluşturulmaması halinde gelecek yıllarda Türkiye'de büyük problemlerle karşı karşıya kalınacağını söyledi.

Kalyoncu, gerek çevresel yükümlülüklerini yerine getirmek, çevrenin kirlenmesini önlemek ve gerekse sürdürülebilir kalkınmayı gerçekleştirebilmek için kuruluş aşamasında şirketlere çevre cezası yazmak yerine sigorta primi indirimi veya teşvik sağlarken, çevresel yükümlülüklerini yerine getirip getirmediklerine bakmanın daha faydalı olacağını ifade etti. Kalyoncu, bunun hem şirketleri ceza karşısında maddi külfetten kurtaracağını hem de çevrenin kirletilmemesi için gerekli önleyici tedbirleri alarak firmalara otokontrol sağlayacağını kaydetti.

CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, dünyanın gelişmiş ülkelerinde, Avrupa'da, Amerika'da ve Kanada'da rüzgar enerji santrallerine izin verilirken insanların yaşam alanlarından 1,4 kilometre kadar uzaklıkta verildiğini ancak Türkiye'de bu mesafenin 400 metreye kadar düştüğünü anlattı.

Polat ayrıca, "ÇED gerekli değildir" kararlarıyla ülkenin birçok yerinde tahribatlara neden olan bir sürecin yaşandığını da ileri sürdü.

- "Aynaya bakın, bu milletin dışında bir parça gibi davranmayın"

HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan, Afrin'e yönelik Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin "AKP'nin zeytinliklere olan düşmanlığı sadece içeride değil, dışarıda da kendini gösteriyor. Barbar IŞİD çeteleriyle iş birliği yaparak yağmacı bir anlayışla Afrin'i işgal eden AKP hükümeti, gözlerini ilk olarak buradaki zeytinliklere dikti." ifadelerini kullandı.

Bunun üzerine söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan ise şu karşılığı verdi:

"Afrin'e giden Mehmetçik, bu ülkenin Mehmetçiği. Oraya giderken, PKK başta olmak üzere tüm kanlı, hain, alçak terör örgütlerini yok etmek, oranın milletine destek olmak için gitti. Tüm partiler, siz (HDP) hariç, her kurum, her STK bu konuda büyük destek verdi. Bu dil doğru, sorumlu bir dil değil. Ne demek 'Afrin'i işgal eden hükümet.' İşgal değil, Afrin halkının daveti üzerine uluslararası anlaşmaların gereği olarak bu millet oraya destek olmak için gitti. Bütün millet, yediden yetmişe davul zurnayla bunu kutladı, gurur duydu ama bunu ruhunda yaşayamayan insanlar, PKK/PYD'nin sözcüsü gibi davranırlarsa bu halk, hakettikleri cevabı onlara verir. Ne olur aynaya bakın, bu dil doğru bir dil değil, bu milletin dışında bir parça gibi davranmayın."

HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, Afrinlilerin yüzde 80'inin yerinden yurdundan edildiklerini ileri sürerek, "AKP, orada ÖSO adı altında toplanan çetelerle iş tutmakta ve Afrin'e zulüm uygulamakta." diye konuştu. "Afrin'deki zulmü" hiç kimsenin savunmaması gerektiğini öne süren Kurtulan, "Afrin halkının AK Parti'yi davet etmediğini, bunun işgal olduğunu" iddia etti.

Kurtulan'ın sözlerine AK Parti ve MHP sıralarından tepki geldi.

MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, Afrin'e yönelik harekatı "işgal" olarak nitelendirmenin akla ziyan bir durum olduğunu söyledi.

Afrin'e sınır olan bölgedeki Türk halkının birçok tehdide maruz kalması nedeniyle bu harekatın düzenlendiğini ve büyük bir hassasiyet içerisinde tamamlandığını anımsatan Bülbül, "Keşke Türk ordusunun, Türkiye Cumhuriyeti devletinin hassasiyeti, şu anda Orta Doğu'da, Kafkasya'da, dünyada mazlumların sıkıntı çektiği her yerde olabilse, onun adalet anlayışı keşke her yerde hakim olabilse." şeklinde konuştu.

Teklifin birinci bölümünde yer alan maddelere yönelik değişiklik önergeleri üzerinde konuşmalar devam ediyor.
Kaynak: AA