Eski Hububatçılar Birliği Üyelerinin FETÖ Davası
FETÖ elebaşı Gülen'in talimatından sonra Bank Asya'ya 7 milyon 400 bin lira yatırarak, örgüte finansal destek sağladıkları iddiasıyla eski İstanbul Hububat Yağlı Tohumlar ve Mamuller İhracat Birliği Başkanı Zekeriya Mete ile İstanbul İhracatçı Birlikleri Genel Sekreter Yardımcısı Alpaslan Arduç'un da aralarında bulunduğu 7 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in talimatından sonra Bank Asya'ya 7 milyon 400 bin lira yatırarak, örgüte finansal destek sağladıkları iddiasıyla eski İstanbul Hububat Yağlı Tohumlar ve Mamuller İhracat Birliği Başkanı Zekeriya Mete'nin de aralarında bulunduğu 7 sanığın, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan on beşer yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam edildi.
İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar Zekeriya Mete, Alpaslan Arduç, Sübet Çiçek, Yasemin Demirbağ, İzzet Selçuk Şağban ve Mehdi Aslan ile avukatları katıldı.
Duruşmada, eski İstanbul Hububat Yağlı Tohumlar ve Mamuller İhracat Birliği Genel Sekreterliği uzman muhasebecisi Adem Asma tanık olarak dinlenildi.
Çalıştığı dönemde sanıklardan Alpaslan Arduç'un kendisini odasına çağırarak Bank Asya Mercan şubesinde görevli iki kişinin kartvizitlerini verdiğini ve bu kişilere bankanın mevduat oranlarını sormasını istediğini kaydeden Asma, bankaların kendilerine yaptıkları teklifler ve oranlar belli olduktan sonra 10'a yakın bankaya teklif tutanağını hazırladığını, bunu elektronik posta yoluyla şef Mehdi Aslan'a ilettiğini, bu kişinin de postayı genel sekreter yardımcısı Alpaslan Arduç'a gönderdiğini ve gelen talimat üzerine banka tutanağı hazırladığını söyledi.
Birlik başkanı Zekeriya Mete'nin o sırada Almanya'da olduğunu ve tutanağı kendisine faksla ulaştırdığını söyleyen Asma, imzalı talimat yazısı geldikten sonra söz konusu parayı en yüksek teklifi veren Bank Asya'ya yatırdıklarını dile getirdi.
- "En yüksek faizi almak üzere pazarlıklarımızı yapardık"
O dönem birlik tarihinde ilk kez Bank Asya'dan teklif aldıklarını ve onların faiz değil, diğer banka faizleriyle aynı anlama gelen bir terim kullandıklarını da aktaran Asma, "Para en yüksek faizi veren bankaya bağlanır. Talimatta genel sekreter ve birlik başkanının imzası vardır. Alpaslan bey diğer banka tekliflerine de yönlendirirdi. Üreticilerimizin yönlendirmesi ilk olan bir şey değil, rutin bir durum. Eskiden sadece kamu bankalarından faiz oranı alırdık ancak özel bankalar da yüksek faiz teklifleri vermeye başladı. Bunu için en yüksek faiz oranı almak üzere pazarlıklarımızı yapardık." dedi.
Tanık beyanına karşı söz alan sanıklardan Alpaslan Arduç, Bank Asya çalışanlarını birliğe yönlendirmiş gibi bir algı yaratıldığını, 3 birliğin genel sekreter yardımcılığını yürüttüğünü, FETÖ ile ilgili bir katkı düşünse diğer iki birliğe de yönlendirme yapacağını belirterek, "Kapımız her zaman açıktır bankacılara. Banka yetkilileri birliğe hep gelir. Ne yapsaydım, banka yetkililerini kovsa mıydım? Görevim gereği gelenleri, gelen bankacıların kartvizitlerini muhasebe şefine verdim. Bu benim zaten asli görevim. Bu kişileri özel olarak ağırladığım bile yazıldı." diye konuştu.
Birlik başkanı Mete ile birlikte Almanya'da bulunduğunu da söyleyen Arduç, kendisine gönderilen evrakın rutin bir işlem olduğunu, evrakı yırtmasının beklenmeyeceğini, işlemler için aracılık yaptığını ifade ederek, üzerine yıkılmak istenen bir kumpas olduğunu, evraka "acil" ibaresini EFT saatine yetiştirmek amacıyla eklediğini ve imzasının olmadığı bir işlemle ilgili sorumlu tutulmasını anlayamadığını savundu.
- "Konjonktürü okuyamamamız bir hata"
Sanık Zekeriya Mete ise Bank Asya'nın faiz değil, "sükup" adında sabit kira getirisi önerdiğini ve birliğin parasının faizi için en yüksek teklifi onların verdiğini anlatarak, "Araştırmalarımda 500'e yakın kamu kurum parasının Bank Asya'da tutulduğunu öğrendim. Adalet Bakanlığı kurumlarının bile parası var. Parayı batırdıkları için müracaat etmişler. Biz bu parayı batırmadık. Değerlensin diye yatırdık. Zaman zaman tercihimi kullandım. 21 trilyon paramızı devamlı suretle devlet bankasında bulundurduk. En büyük mevduat da bizde var zaten." ifadesini kullandı.
O dönem 10'a yakın bankadan teklif geldiğini, burada yargılanan hiç kimsenin art niyetli davranmadığını ve suç olduğunu bilseler kimsenin o evraka imza atmayacağını da aktaran Mete, "Başkanlık yaptığım dönemde hiçbir suç unsuruna rastlamadım. Bugüne kadar kanunsuz hiçbir şey yapmadım. Sehven hata yapmış olabiliriz. İnsanız, o dönem konjonktürü okuyamamamız bir hata." dedi.
Söz alan diğer sanıklar da FETÖ ve iddianamedeki suçlamalarla bir ilgilerinin olmadığını öne sürerek, beraat talebinde bulundu.
Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
- İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, İstanbul Hububat Yağlı Tohumlar ve Mamuller İhracat Birliği'ne ait paraların iki dilim halinde, örgütle ilişkisi bulunduğu gerekçesiyle kapatılan Bank Asya'ya yatırıldığı öne sürülüyor.
Örgüt elebaşı Gülen'in 25 Aralık 2013'te, Bank Asya'ya para yatırılması talimatı vermesi sonrası, birlikten ilk paranın 27 Ocak 2014'te yatırıldığı belirtilen iddianamede, 27 Ocak ile 5 Mart 2014 tarihleri arasında birliğe ait 3 milyon 612 bin 214 liranın, başka bir banka hesabından çekilerek Bank Asya'ya yatırıldığı ve bu paranın 76 gün sonra Bank Asya'dan çekilip 3 milyon 685 bin 567 lira olarak özel bir bankaya yatırıldığı ifade ediliyor.
Bank Asya'ya ikinci kez 17 Haziran-18 Ağustos 2014 tarihleri arasında 3 milyon 811 bin 142 lira yatırıldığı vurgulanan iddianamede, bankada 59 gün tutulan bu paranın da 3 milyon 875 bin 240 lira değerindeyken çekilip bir kamu bankasına yatırıldığı aktarılıyor.
- "Birlik çıkarını korumak değil, talimat yerine getirme"
Şüphelilerden eski İstanbul İhracatçı Birlikleri Genel Sekreter Yardımcısı Alpaslan Arduç'un, birliğin eski muhasebe şefi Mehdi Aslan'a bir e-posta gönderdiği belirtilen iddianamede, bu e-postada, "Mehdi Bey 1 ay vadeyle Bank Asya'ya yatıralım lütfen acil" ifadelerinin kullanıldığı dile getiriliyor.
Birlik başkanı Zekeriya Mete'nin telefonunun HTS kayıtlarına göre, TUSKON’un firari genel sekreteri Mustafa Muhammet Günay ile irtibatının bulunduğu anlatılan iddianamede, Bank Asya'ya para yatırılmasının, birlik çıkarlarını korumaktan ziyade FETÖ elebaşı Gülen'in talimatını yerine getirme amaçlı olduğu ve bunun da örgüt üyeliği kapsamında değerlendirildiği kaydediliyor.
İddianamede, şüphelilerin "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
Kaynak: AA
İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar Zekeriya Mete, Alpaslan Arduç, Sübet Çiçek, Yasemin Demirbağ, İzzet Selçuk Şağban ve Mehdi Aslan ile avukatları katıldı.
Duruşmada, eski İstanbul Hububat Yağlı Tohumlar ve Mamuller İhracat Birliği Genel Sekreterliği uzman muhasebecisi Adem Asma tanık olarak dinlenildi.
Çalıştığı dönemde sanıklardan Alpaslan Arduç'un kendisini odasına çağırarak Bank Asya Mercan şubesinde görevli iki kişinin kartvizitlerini verdiğini ve bu kişilere bankanın mevduat oranlarını sormasını istediğini kaydeden Asma, bankaların kendilerine yaptıkları teklifler ve oranlar belli olduktan sonra 10'a yakın bankaya teklif tutanağını hazırladığını, bunu elektronik posta yoluyla şef Mehdi Aslan'a ilettiğini, bu kişinin de postayı genel sekreter yardımcısı Alpaslan Arduç'a gönderdiğini ve gelen talimat üzerine banka tutanağı hazırladığını söyledi.
Birlik başkanı Zekeriya Mete'nin o sırada Almanya'da olduğunu ve tutanağı kendisine faksla ulaştırdığını söyleyen Asma, imzalı talimat yazısı geldikten sonra söz konusu parayı en yüksek teklifi veren Bank Asya'ya yatırdıklarını dile getirdi.
- "En yüksek faizi almak üzere pazarlıklarımızı yapardık"
O dönem birlik tarihinde ilk kez Bank Asya'dan teklif aldıklarını ve onların faiz değil, diğer banka faizleriyle aynı anlama gelen bir terim kullandıklarını da aktaran Asma, "Para en yüksek faizi veren bankaya bağlanır. Talimatta genel sekreter ve birlik başkanının imzası vardır. Alpaslan bey diğer banka tekliflerine de yönlendirirdi. Üreticilerimizin yönlendirmesi ilk olan bir şey değil, rutin bir durum. Eskiden sadece kamu bankalarından faiz oranı alırdık ancak özel bankalar da yüksek faiz teklifleri vermeye başladı. Bunu için en yüksek faiz oranı almak üzere pazarlıklarımızı yapardık." dedi.
Tanık beyanına karşı söz alan sanıklardan Alpaslan Arduç, Bank Asya çalışanlarını birliğe yönlendirmiş gibi bir algı yaratıldığını, 3 birliğin genel sekreter yardımcılığını yürüttüğünü, FETÖ ile ilgili bir katkı düşünse diğer iki birliğe de yönlendirme yapacağını belirterek, "Kapımız her zaman açıktır bankacılara. Banka yetkilileri birliğe hep gelir. Ne yapsaydım, banka yetkililerini kovsa mıydım? Görevim gereği gelenleri, gelen bankacıların kartvizitlerini muhasebe şefine verdim. Bu benim zaten asli görevim. Bu kişileri özel olarak ağırladığım bile yazıldı." diye konuştu.
Birlik başkanı Mete ile birlikte Almanya'da bulunduğunu da söyleyen Arduç, kendisine gönderilen evrakın rutin bir işlem olduğunu, evrakı yırtmasının beklenmeyeceğini, işlemler için aracılık yaptığını ifade ederek, üzerine yıkılmak istenen bir kumpas olduğunu, evraka "acil" ibaresini EFT saatine yetiştirmek amacıyla eklediğini ve imzasının olmadığı bir işlemle ilgili sorumlu tutulmasını anlayamadığını savundu.
- "Konjonktürü okuyamamamız bir hata"
Sanık Zekeriya Mete ise Bank Asya'nın faiz değil, "sükup" adında sabit kira getirisi önerdiğini ve birliğin parasının faizi için en yüksek teklifi onların verdiğini anlatarak, "Araştırmalarımda 500'e yakın kamu kurum parasının Bank Asya'da tutulduğunu öğrendim. Adalet Bakanlığı kurumlarının bile parası var. Parayı batırdıkları için müracaat etmişler. Biz bu parayı batırmadık. Değerlensin diye yatırdık. Zaman zaman tercihimi kullandım. 21 trilyon paramızı devamlı suretle devlet bankasında bulundurduk. En büyük mevduat da bizde var zaten." ifadesini kullandı.
O dönem 10'a yakın bankadan teklif geldiğini, burada yargılanan hiç kimsenin art niyetli davranmadığını ve suç olduğunu bilseler kimsenin o evraka imza atmayacağını da aktaran Mete, "Başkanlık yaptığım dönemde hiçbir suç unsuruna rastlamadım. Bugüne kadar kanunsuz hiçbir şey yapmadım. Sehven hata yapmış olabiliriz. İnsanız, o dönem konjonktürü okuyamamamız bir hata." dedi.
Söz alan diğer sanıklar da FETÖ ve iddianamedeki suçlamalarla bir ilgilerinin olmadığını öne sürerek, beraat talebinde bulundu.
Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
- İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, İstanbul Hububat Yağlı Tohumlar ve Mamuller İhracat Birliği'ne ait paraların iki dilim halinde, örgütle ilişkisi bulunduğu gerekçesiyle kapatılan Bank Asya'ya yatırıldığı öne sürülüyor.
Örgüt elebaşı Gülen'in 25 Aralık 2013'te, Bank Asya'ya para yatırılması talimatı vermesi sonrası, birlikten ilk paranın 27 Ocak 2014'te yatırıldığı belirtilen iddianamede, 27 Ocak ile 5 Mart 2014 tarihleri arasında birliğe ait 3 milyon 612 bin 214 liranın, başka bir banka hesabından çekilerek Bank Asya'ya yatırıldığı ve bu paranın 76 gün sonra Bank Asya'dan çekilip 3 milyon 685 bin 567 lira olarak özel bir bankaya yatırıldığı ifade ediliyor.
Bank Asya'ya ikinci kez 17 Haziran-18 Ağustos 2014 tarihleri arasında 3 milyon 811 bin 142 lira yatırıldığı vurgulanan iddianamede, bankada 59 gün tutulan bu paranın da 3 milyon 875 bin 240 lira değerindeyken çekilip bir kamu bankasına yatırıldığı aktarılıyor.
- "Birlik çıkarını korumak değil, talimat yerine getirme"
Şüphelilerden eski İstanbul İhracatçı Birlikleri Genel Sekreter Yardımcısı Alpaslan Arduç'un, birliğin eski muhasebe şefi Mehdi Aslan'a bir e-posta gönderdiği belirtilen iddianamede, bu e-postada, "Mehdi Bey 1 ay vadeyle Bank Asya'ya yatıralım lütfen acil" ifadelerinin kullanıldığı dile getiriliyor.
Birlik başkanı Zekeriya Mete'nin telefonunun HTS kayıtlarına göre, TUSKON’un firari genel sekreteri Mustafa Muhammet Günay ile irtibatının bulunduğu anlatılan iddianamede, Bank Asya'ya para yatırılmasının, birlik çıkarlarını korumaktan ziyade FETÖ elebaşı Gülen'in talimatını yerine getirme amaçlı olduğu ve bunun da örgüt üyeliği kapsamında değerlendirildiği kaydediliyor.
İddianamede, şüphelilerin "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.