Dünya İnme Günü
Trabzon Sağlık Müdürlüğü, inme oluşumunda en önemli risk faktörlerinin tütün kullanımı, sağlıksız beslenme ve yetersiz fiziksel aktivite olduğunu bildirdi.
29 Ekim Dünya İnme Günü dolayısıyla İl Sağlık Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, kanın, kalpten boynun iki yanında yer alan iki büyük damar aracılığı ile beyne taşındığı ifade edildi.
İnmenin kalp krizi gibi oluştuğu aktarılan açıklamada, kan akımı kesildiği zaman oksijen ve besleyici maddelerin beyne ulaşamadığı durumda beyin dokusunda hasara yol açtığı, bunun da inme olarak adlandırıldığı vurgulandı.
Açıklamada, damarların iç duvarlarında depolanan yağın damarlarda daralmaya ve sertleşmeye yol açtığı, bazen oluşan kan pıhtısının damarı tıkamasına bağlı kan akımının kesildiği ve hasar oluştuğuna dikkat çekildi.
Damarlarda yağ birikiminin kontrol edilebilen üç ana sebebi olduğuna işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Damarlarda yağ birikimi çocukluk çağında dahi başlayabilir. Yaşlanma ile daha da kötüleşir. İnme oluşumunda en önemli risk faktörleri tütün kullanımı, sağlıksız beslenme, yetersiz fiziksel aktivitedir. Bu risk faktörleri yüksek kan şekeri, yüksek kan basıncı, yüksek kan yağları gibi ciddi problemlere yol açar. Diğer risk faktörleri ise metabolik sendromlar, kronik stres, düzensiz kalp ritmi, doğum kontrol hapları ve bazı hormon ilaçları kullanımıdır."
İnmenin belirtilerinin genellikle ani gelişen yüz, kol, bacak veya sıklıkla vücudun bir yarısında kuvvet kaybı olduğunun altı çizilen açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
"Bunların dışında aynı bölgelerde uyuşma, bayılma, bilinç bulanıklığı, konuşmada veya konuşulanları anlamada güçlük, sebebi bilinmeyen şiddetli baş ağrısı, baş dönmesi, dengeyi sağlayamamak, bir gözde veya her iki gözde görme kaybı, bilincin tamamen kaybı görülebilir. İnme bulguları olayın beynin hangi bölgesini etkilediğine ve şiddetine bağlıdır. İnme bulguları olduğu zaman çok şiddetli olmasa dahi en kısa sürede hastaneye gidilmelidir. Çünkü inme ilerleyebilir."
İnme riskini azaltmak için tütün ve alkol kullanımından uzak durulması, sigara dumanına maruz kalınmaması, günde en az 30 dakika fiziksel aktivite yapılması, diyette yağ, şeker ve tuzun azaltılması, günde 5 öğün sebze ve meyve tüketilmesi gerektiğine işaret edildi.
Kaynak: AA
İnmenin kalp krizi gibi oluştuğu aktarılan açıklamada, kan akımı kesildiği zaman oksijen ve besleyici maddelerin beyne ulaşamadığı durumda beyin dokusunda hasara yol açtığı, bunun da inme olarak adlandırıldığı vurgulandı.
Açıklamada, damarların iç duvarlarında depolanan yağın damarlarda daralmaya ve sertleşmeye yol açtığı, bazen oluşan kan pıhtısının damarı tıkamasına bağlı kan akımının kesildiği ve hasar oluştuğuna dikkat çekildi.
Damarlarda yağ birikiminin kontrol edilebilen üç ana sebebi olduğuna işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Damarlarda yağ birikimi çocukluk çağında dahi başlayabilir. Yaşlanma ile daha da kötüleşir. İnme oluşumunda en önemli risk faktörleri tütün kullanımı, sağlıksız beslenme, yetersiz fiziksel aktivitedir. Bu risk faktörleri yüksek kan şekeri, yüksek kan basıncı, yüksek kan yağları gibi ciddi problemlere yol açar. Diğer risk faktörleri ise metabolik sendromlar, kronik stres, düzensiz kalp ritmi, doğum kontrol hapları ve bazı hormon ilaçları kullanımıdır."
İnmenin belirtilerinin genellikle ani gelişen yüz, kol, bacak veya sıklıkla vücudun bir yarısında kuvvet kaybı olduğunun altı çizilen açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
"Bunların dışında aynı bölgelerde uyuşma, bayılma, bilinç bulanıklığı, konuşmada veya konuşulanları anlamada güçlük, sebebi bilinmeyen şiddetli baş ağrısı, baş dönmesi, dengeyi sağlayamamak, bir gözde veya her iki gözde görme kaybı, bilincin tamamen kaybı görülebilir. İnme bulguları olayın beynin hangi bölgesini etkilediğine ve şiddetine bağlıdır. İnme bulguları olduğu zaman çok şiddetli olmasa dahi en kısa sürede hastaneye gidilmelidir. Çünkü inme ilerleyebilir."
İnme riskini azaltmak için tütün ve alkol kullanımından uzak durulması, sigara dumanına maruz kalınmaması, günde en az 30 dakika fiziksel aktivite yapılması, diyette yağ, şeker ve tuzun azaltılması, günde 5 öğün sebze ve meyve tüketilmesi gerektiğine işaret edildi.