'Türkiye-Suriye Sınırında Yeni Güvenlik Endişeleri' Paneli

Bahçeşehir Üniversitesi Amerikan Araştırmaları Merkezi Başkanı Küntay: 'Türkiye'nin Afrin operasyonu, bir haftalık süre içindeki olaylara göre alınmış bir karar değildir. Bu bir sürecin sonucudur. Türkiye, kendi kaderini başka ülkelerin merhametine bırakamazdı. Bu yüzden Türkiye, kendi vatandaşlarını korumak adına atması gereken bir adımı atmıştır' Askeri analist McGregor: 'Ankara ile iyi ilişkilere sahip olmadan ABD'nin sadece Ortadoğu'da değil, Orta Asya'da, Güney Asya'da, Kuzey Afrika'da ve hatta kısmen Balkanlar'daki durumu iyi bir şekilde ele alabilmesi çok zordur. Türkiye bu alanlarda büyük bir güç'

Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Amerikan Araştırmaları Merkezi Başkanı Burak Küntay, Türkiye'nin Afrin operasyonu kararını bir sürecin sonunda aldığını ve operasyonun "atılması gereken bir adım" olduğunu belirtti.

Merkezi Washington'da bulunan Global Policy Enstitüsü (GPI) adlı düşünce kuruluşu, "Türkiye-Suriye Sınırında Yeni Güvenlik Endişeleri" paneline ev sahipliği yaptı.

Panele, Bahçeşehir Üniversitesi Amerikan Araştırmaları Merkezi Başkanı Küntay'ın yanı sıra GPI Başkanı Paolo Von Schirach, BAU International University Öğretim Üyesi Martin Sieff ile emekli albay ve askeri analist Douglas McGregor konuşmacı olarak katıldı. Panelin moderatörlüğünü GPI'dan Cenk Karataş yaptı.

Küntay, konuşmasında, Türkiye'nin PKK teröründen uzun yıllardır muzdarip olduğunu ve bu sebeple Suriye'nin kuzeyinde herhangi bir PKK uzantılı yapıya hiçbir şekilde müsaade etmeyeceğini vurguladı.

- "Türkiye, atması gereken adımı atmıştır"

ABD'nin PYD/PKK'yı silahlandırması sürecinde birçok kez söylem değiştirdiğini belirten Küntay, Washington yönetiminin bu süreçte Türkiye'ye karşı samimi davranmadığını söyledi.

Küntay, "Türkiye'nin Afrin operasyonu kararı, son birkaç haftalık süre içindeki olaylara göre alınmış bir karar değildir. Bu bir sürecin sonucudur. Türkiye, kendi kaderini başka ülkelerin merhametine bırakamazdı. Bu yüzden Türkiye, kendi vatandaşlarını korumak adına atması gereken bir adımı atmıştır." değerlendirmesini yaptı.

- "Türkiye'nin endişeleri meşrudur"

Paolo Von Schirach da ABD'nin PYD/PKK'ya destek verme sürecini "DEAŞ'la mücadele" adı altında meşrulaştırdığını ancak özellikle Rakka'nın geri alınması ve DEAŞ'la mücadelenin önemli ölçüde sona ermesinin ardından bu desteğin nihayete ermediğini belirtti.

"Eğer siz DEAŞ'la mücadele önemli ölçüde sona erdikten sonra 'Biz YPG unsurlarından bir sınır gücü kuruyoruz' derseniz, Türkiye'nin bu noktadaki tüm endişeleri meşru olacaktır." diyen Von Schirach, bu bakımdan Ankara'nın son adımlarını kendi açısından haklı ve meşru bulduğunu dile getirdi.

- PYD/PKK için "Meksika sınırı" örneği

Askeri analist Douglas McGregor da Meksika sınırı tarafında ayrılıkçı amaçlar besleyen bir grubun desteklenmesi durumunda ABD'nin ne kadar kızabileceği örneğini vererek Türkiye'nin Suriye sınırıyla ilgili endişelerinin tamamıyla meşru olduğunu vurguladı.

McGregor, terör örgütü PYD/PKK'nın şu anda Türkiye-Suriye sınırının yaklaşık yüzde 65'ini kontrol ettiğini ve bunun Ankara açısından kabul edilemeyecek bir büyüklük olduğunu dile getirdi.

McGregor, "Ankara ile iyi ilişkilere sahip olmadan ABD'nin sadece Ortadoğu'da değil, Orta Asya'da, Güney Asya'da, Kuzey Afrika'da ve hatta kısmen Balkanlar'daki durumu iyi bir şekilde ele alabilmesi çok zordur. Türkiye bu alanlarda büyük bir güç." değerlendirmesini yaptı.

Kaynak: AA