Harp Akademileri Komutanlığı'ndaki Darbe Faaliyetlerine İlişkin Dava

FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Harp Akademileri Komutanlığı'ndaki faaliyetler ve eylemlere ilişkin, aralarında 3 generalin de bulunduğu 116'sı tutuklu, 1'i firari 122 sanığın yargılanmasına sanık savunmalarıyla devam edildi Duruşma, 16 Ocak'a ertelendi.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Harp Akademileri Komutanlığı'ndaki faaliyetler ve eylemlerle Akademi Komutanı Korgeneral Tahir Bekiroğlu'nun kaçırılarak cezaevine konulmasına ilişkin, aralarında 3 generalin de bulunduğu 116'sı tutuklu, 1'i firari 122 sanığın yargılandığı davanın 23. duruşması tamamlandı.

İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada yapılan duruşmada savunması alınan eski Kurmay Binbaşı Mustafa Özcan Çay, 15 Temmuz darbe girişimi esnasında Harp Akademileri Komutanlığı'nda savunma nöbetçi amiri olduğunu anlattı.

Komutanlık binasında yapılan darbe koordinasyon toplantılarına katıldığı iddialarını reddeden Çay, "Astsubay bana, sıkıyönetim direktifi geldiğini söyledi. Kurmay Başkanı Hasan Nevzat Taşdeler’e götürülen direktifi okuma fırsatım olmadı. Kurmay başkanı ve odada bulunan komutanlar da bana bunun kanunsuz bir emir olduğunu söylemedi. Ardından, kurmay başkanı tüm personelin çağrılmasını emretti." dedi.

Sanık Çay, yerleşkenin güvenliğini sağlamak için Acil Müdahale Mangası'nı nizamiyeye çağırdığını savunarak, manganın darbe amacıyla kullanılacağı iddiasının gerçek olmadığını öne sürdü.

Sanık eski Tümgeneral Nevzat Taşdeler'in saat 23.00 sıralarında nizamiyelerin kapatılması, kimliği olmayan kişilerin birliğe girişlerinin yasaklanması yönünde emri olduğunu iddia eden Çay, kendisini ana darbe davasının sanıklarından eski Kurmay Albay Uzay Şahin’in aradığını söyledi.

Şahin’in kendisine "Genelkurmay Başkanlığı'nı temsilen arıyorum. Deniz Harp Akademisi Komutanı Tuğamiral Tayyar Ertem tehdit altında. Ben 3 personel subay gönderdim, onlara yardımcı ol ve güvenliği sağla." dediğini ileri süren Çay, "Bunun üzerine gelen 3 subay, Binbaşı Mustafa Bayram ve ben Tayyar Ertem’in evine gittik. Eşi ve oğlu bize kapıyı açtı. Komutana karşı bir tehdit olacağını onu korumak amacıyla geldiğimizi eşine söyledim. Teklifi kabul ederek, bizi eve davet etti." ifadelerini kullandı.

Sanık Çay, iddianamede belirtildiği gibi Ertem’in eşi ve çocuğunu tehdit etmediğini savunarak, silahla girmelerinin nedeninin evde tehdit olabilmesi ihtimali olduğunu iddia etti.

Ertem’in evinden ayrıldıktan sonra gece 02.00 sıralarında Albay Alptekin Tartıcı tarafından görevden alındığını aktaran Çay, sabah saatlerinde polise teslim edildiğini, suçlamaları reddettiğini ve tahliyesini talep ettiğini belirtti.

Çay’ın savunmasının ardından, mahkeme heyeti duruşmayı 16 Ocak'a erteledi.

- İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Can Tuncay tarafından hazırlanan 841 sayfalık iddianamede, dönemin Harp Akademileri Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Hasan Nevzat Taşdeler, Kara Harp Akademisi Komutanı Tümgeneral Selim Mert ve Hava Harp Akademisi Komutanı Tümgeneral Recep Yüksel'in de bulunduğu 116’sı tutuklu, 1'i firari 122 sanık asker bulunuyor.

İddianamede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM ve 65. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ''suçtan zarar gören'', aralarında dönemin Harp Akademileri Komutanı Korgeneral Tahir Bekiroğlu ile dönemin Deniz Harp Akademisi Komutanı Tuğamiral Tayyar Ertem'in bulunduğu 12 kişi ise ''müşteki'' sıfatıyla yer alıyor.

- Ceza istemleri

Bütün sanıklar hakkında, "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme'', ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme'' ve ''anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme'' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile ''silahlı terör örgütüne üye olma'' suçundan da ayrı ayrı 15 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

Kaynak: AA