Koruyucu Aile Oldular, Kalabalık Aile Hayallerine Kavuştular
Antalya'da 15 yıllık evli ve çocukları olmayan Tuncay Deniz Dolgun çifti, koruyucu aile sistemiyle iki çocuk sahibi oldu Baba Tuncay Dolgun: 'İdealimdeki o kalabalık aileye kavuştuk. Bu çocuklar sadece eşim ve beni değil bütün aileyi daha çok bir araya getiriyor. Halası, teyzesi, anneannesi, babaannesi ve dedeleri çok mutlu' Anne Deniz Dolgun: 'İlk başta 'Uyum sağlayabilir miyim?' diye çok düşünüyordum ama şimdi çocukları kendim doğurmuş kadar seviyorum. Sevgileri çok farklı'
Antalya'da 15 yıllık evli ve çocukları olmayan Tuncay - Deniz Dolgun çifti, koruyucu aile sistemiyle iki çocuk sahibi oldu.
15 yıldır evli olan ve çocukları olmayan Tuncay- Deniz Dolgun çifti 1,5 yıl önce 2 yaşındaki S.D'nin koruyucu ailesi oldu. Bir süre önce ailesi tarafından terk edilen ve sahipsiz bırakılan 10 aylık bir erkek bebeğin daha koruyuculuğunu üstlenen çiftin hayatı çocuklarla birlikte değişti.
Bilgisayar teknisyeni baba Tuncay Dolgun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, koruyucu aile modeliyle tanıştıktan sonra hayatlarının tamamen değiştiğini söyledi.
İkinci bir çocuğu düşünmediklerini ancak, gelişmelerin kendilerini bu yöne sürüklediğini anlatan Dolgun, 'İkinciyi düşünmüyorduk. Bir tanesi bizi gerçekten çok uğraştırıyordu. İkinci evladı birincisi biraz büyüdükten sonra düşünmüştük. Bakıma ihtiyacı olan bir bebek olduğunu duyduk. Sağlık sorunları vardı ve özel bir ilgiye ihtiyacı vardı. Eşime bahsettim. Orada bırakmaya gönlü hiç razı olmadı. Böylece ikinci bebeğe de kavuştuk.' diye konuştu.
10 aylık bebeğin sağlık sorunları olduğunu ve hastalıktan dolayı vücudunda yaralar oluştuğunu gördüklerini belirten Dolgun, şöyle devam etti:
'Biz tedavi sürecine başladığımızda doktorlar engelli olabileceğini söylediler. Bedensel ve fiziksel engelinden şüphelendiler. Detaylı testler istendi. Götürdüğümüz her doktor sorun olabileceğini söyledi. Kafamızda yüzde 90 engelli bir çocuk gözüyle bakıyorduk. Hatta eşim 'Bu durumda onu çocuk yuvasında hiç bırakamayız.' diyerek daha çok sahiplenmek istedi. Bu süreçte bebek bizde misafir bebek statüsünde bulunuyordu. Engelliyse daha özel bir ilgiye ihtiyacı olacak diye düşündük ve kabul ettik.'
Daha sonra çocuğu kapsamlı bir sağlık taramasından geçirttiklerini ve hiçbir sorun çıkmadığını da anlatan Dolgun, 'Çok şükür hiçbir sorun çıkmadı. Sağlıklı bir çocuk olduğu ortaya çıktı. Engellilik durumunun bakımsızlıktan kaynaklandığı anlaşıldı. Şimdi, ağabeyiyle birlikte bize renk katmış oldu.' ifadelerini kullandı.
- 'İdealimdeki o kalabalık aileye kavuştuk'
Çocuklarla birlikte hayatlarında büyük değişiklikler olduğunu da vurgulayan baba Dolgun, 'İdealimdeki o kalabalık aileye kavuştuk. Bu çocuklar sadece eşim ve beni değil bütün aileyi daha çok bir araya getiriyor. Halası, teyzesi, anneannesi, babaannesi ve dedeleri çok mutlu. Sadece bize değil tüm aileye iyi geldi. Neredeyse her gün bir akrabamız bizde. Yaşları çok küçük olduğu için akrabalarımızla daha sık görüşmeye başladık. Biraz dinamik bir ortam yarattılar.' şeklinde konuştu.
Antalya Aile ve Politikalar İl Müdürlüğü'ne başvuru sırasında çocuk tercihinde cinsiyet belirtmediklerini de vurgulayan Dolgun, şöyle konuştu:
'Hangisinin kısmetinde aile ortamı varsa onun olsun diye düşündük. Kısmetimizde iki erkek evlat varmış. Hayata bakış açımız kesinlikle değişti. Bu yaşımıza kadar biz hep iki kişilik aile ortamı düşünüyor ve planlar yapıyorduk. Geleceğimizi iki kişi planlıyorduk. Yatırımlarımızı iki kişilik yapıyorduk. Bu şekilde gidecek sanıyorduk ama başvuruyu yapmadan bir hafta önce koruyucu aile sistemini öğrendik. Böylece bir aileye kavuştuk. İki kişi düşünürken şu an dört kişi düşünüyoruz. Hayalimizdeki geniş aileye bu şekilde kavuşmuş olduk.'
Anne Deniz Dolgun ise, anne olmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi.
Çocuklara bakmakta hiçbir zorluk çekmediğini anlatan Dolgun, 'İlk oğlumuz tam bir anne bağımlısı, o yüzden biraz zor olacağını düşünmüştüm. Kardeşini çok sevdi. Arada bir kıskanıyor ama iyi geçiniyorlar. Sahipleniyor. Kardeşini sevmek için alanlara bile kızıyor. Sanki alıp götüreceklermiş gibi düşünüyor.' diye konuştu.
Çocuklarla birlikte ziyaretçilerinin çoğaldığını, akrabaların yoğun bir ilgisiyle karşılaştıklarını anlatan Dolgun, şunları kaydetti:
'Halalar, teyzeler çok merak ediyorlar. Çok seviyorlar en az bizim kadar seviyorlar. İlk başta bizim kendi kanımızdan canımızdan olmasa bile bu kadar sahipleneceklerini hiç düşünmemiştim ama en az bizim kadar sahipleniyorlar, hatta bizden daha fazla. Büyük çocuk yaramazlık yaptığında kızdığım zaman bana kızıyorlar bağırma çocuğa diye.'
Erkek çocuk sahibi olmanın kız çocuğuna göre biraz daha yorucu olduğunu anlatan Deniz Dolgun, 'İlk başta 'Uyum sağlayabilir miyim?' diye çok düşünüyordum ama şimdi çocukları kendim doğurmuş kadar seviyorum. Sevgileri çok farklı.' dedi.
Kaynak: AA
15 yıldır evli olan ve çocukları olmayan Tuncay- Deniz Dolgun çifti 1,5 yıl önce 2 yaşındaki S.D'nin koruyucu ailesi oldu. Bir süre önce ailesi tarafından terk edilen ve sahipsiz bırakılan 10 aylık bir erkek bebeğin daha koruyuculuğunu üstlenen çiftin hayatı çocuklarla birlikte değişti.
Bilgisayar teknisyeni baba Tuncay Dolgun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, koruyucu aile modeliyle tanıştıktan sonra hayatlarının tamamen değiştiğini söyledi.
İkinci bir çocuğu düşünmediklerini ancak, gelişmelerin kendilerini bu yöne sürüklediğini anlatan Dolgun, 'İkinciyi düşünmüyorduk. Bir tanesi bizi gerçekten çok uğraştırıyordu. İkinci evladı birincisi biraz büyüdükten sonra düşünmüştük. Bakıma ihtiyacı olan bir bebek olduğunu duyduk. Sağlık sorunları vardı ve özel bir ilgiye ihtiyacı vardı. Eşime bahsettim. Orada bırakmaya gönlü hiç razı olmadı. Böylece ikinci bebeğe de kavuştuk.' diye konuştu.
10 aylık bebeğin sağlık sorunları olduğunu ve hastalıktan dolayı vücudunda yaralar oluştuğunu gördüklerini belirten Dolgun, şöyle devam etti:
'Biz tedavi sürecine başladığımızda doktorlar engelli olabileceğini söylediler. Bedensel ve fiziksel engelinden şüphelendiler. Detaylı testler istendi. Götürdüğümüz her doktor sorun olabileceğini söyledi. Kafamızda yüzde 90 engelli bir çocuk gözüyle bakıyorduk. Hatta eşim 'Bu durumda onu çocuk yuvasında hiç bırakamayız.' diyerek daha çok sahiplenmek istedi. Bu süreçte bebek bizde misafir bebek statüsünde bulunuyordu. Engelliyse daha özel bir ilgiye ihtiyacı olacak diye düşündük ve kabul ettik.'
Daha sonra çocuğu kapsamlı bir sağlık taramasından geçirttiklerini ve hiçbir sorun çıkmadığını da anlatan Dolgun, 'Çok şükür hiçbir sorun çıkmadı. Sağlıklı bir çocuk olduğu ortaya çıktı. Engellilik durumunun bakımsızlıktan kaynaklandığı anlaşıldı. Şimdi, ağabeyiyle birlikte bize renk katmış oldu.' ifadelerini kullandı.
- 'İdealimdeki o kalabalık aileye kavuştuk'
Çocuklarla birlikte hayatlarında büyük değişiklikler olduğunu da vurgulayan baba Dolgun, 'İdealimdeki o kalabalık aileye kavuştuk. Bu çocuklar sadece eşim ve beni değil bütün aileyi daha çok bir araya getiriyor. Halası, teyzesi, anneannesi, babaannesi ve dedeleri çok mutlu. Sadece bize değil tüm aileye iyi geldi. Neredeyse her gün bir akrabamız bizde. Yaşları çok küçük olduğu için akrabalarımızla daha sık görüşmeye başladık. Biraz dinamik bir ortam yarattılar.' şeklinde konuştu.
Antalya Aile ve Politikalar İl Müdürlüğü'ne başvuru sırasında çocuk tercihinde cinsiyet belirtmediklerini de vurgulayan Dolgun, şöyle konuştu:
'Hangisinin kısmetinde aile ortamı varsa onun olsun diye düşündük. Kısmetimizde iki erkek evlat varmış. Hayata bakış açımız kesinlikle değişti. Bu yaşımıza kadar biz hep iki kişilik aile ortamı düşünüyor ve planlar yapıyorduk. Geleceğimizi iki kişi planlıyorduk. Yatırımlarımızı iki kişilik yapıyorduk. Bu şekilde gidecek sanıyorduk ama başvuruyu yapmadan bir hafta önce koruyucu aile sistemini öğrendik. Böylece bir aileye kavuştuk. İki kişi düşünürken şu an dört kişi düşünüyoruz. Hayalimizdeki geniş aileye bu şekilde kavuşmuş olduk.'
Anne Deniz Dolgun ise, anne olmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi.
Çocuklara bakmakta hiçbir zorluk çekmediğini anlatan Dolgun, 'İlk oğlumuz tam bir anne bağımlısı, o yüzden biraz zor olacağını düşünmüştüm. Kardeşini çok sevdi. Arada bir kıskanıyor ama iyi geçiniyorlar. Sahipleniyor. Kardeşini sevmek için alanlara bile kızıyor. Sanki alıp götüreceklermiş gibi düşünüyor.' diye konuştu.
Çocuklarla birlikte ziyaretçilerinin çoğaldığını, akrabaların yoğun bir ilgisiyle karşılaştıklarını anlatan Dolgun, şunları kaydetti:
'Halalar, teyzeler çok merak ediyorlar. Çok seviyorlar en az bizim kadar seviyorlar. İlk başta bizim kendi kanımızdan canımızdan olmasa bile bu kadar sahipleneceklerini hiç düşünmemiştim ama en az bizim kadar sahipleniyorlar, hatta bizden daha fazla. Büyük çocuk yaramazlık yaptığında kızdığım zaman bana kızıyorlar bağırma çocuğa diye.'
Erkek çocuk sahibi olmanın kız çocuğuna göre biraz daha yorucu olduğunu anlatan Deniz Dolgun, 'İlk başta 'Uyum sağlayabilir miyim?' diye çok düşünüyordum ama şimdi çocukları kendim doğurmuş kadar seviyorum. Sevgileri çok farklı.' dedi.