İşaret Dilinde Sesli Devrim

Adana’da işitme engelli arkadaşlarının çektiği zorluklardan ilham alan bilişim uzmanı gençler, işaret dilini sese ve yazıya çeviren yazılım geliştirdi.

İşaret Dilinde Sesli Devrim
Adanalı bilişim uzmanları Hilal Can Yılmaz ve Teoman Sanver, üniversite dönemlerinde işitme engelli bir arkadaşlarının çektiği zorluklardan ilham alarak, engelli insanların özellikle kurumlarda kendilerini ifade edebilmelerini sağlamak için bir yazılım geliştirdi. Gençler, Microsoft’un ürettiği hareket algılayan kamera sistemini işaret dilini ses ve yazıya çeviren bir yazılıma entegre etmeyi başardı.

Yazılım hakkında bilgiler aktaran Hilal Can Yılmaz, işitme engelli bireylerin hastane, adliye, karakol, banka, belediye gibi kurumlarda pek çok problem yaşadığına değinerek, "Engelli vatandaşlar özel hayatının bir çoğunda tanıdığını, işaret dilini bilen birini gezdirmek zorunda kalıyordu. Bu da özel hayatına müdahale anlamına geliyordu" diye konuştu.



"Programa öğrenme yetisi koyduk"

Yılmaz, "Oyun konsolları için kullanılan kamerayı amacından saptırarak hareketleri algılayıcı ve işaret dilinde karşılığını bulan program geliştirdik. Tüm kelimeleri tanıtamayacağımız için öğrenebilme yetisini de koyduk. Aynı bir çocuğun Türkçe öğrenmesi gibi bizim program da başka insanların, başka yörelerde gönüllü insanların öğretmesiyle öğrenip yeni insanlara ışık tutabilecek bir yazılım" ifadelerini kullandı.

"Tercüman gereksinimi ortadan kalktı"

Hilal Can Yılmaz, yazılımın engelli bireylere adeta bir tercüman olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:

"Kamu kurumlarında girişlerde genellikle danışma masaları olur. Engelli vatandaşlarımız bu danışma masalarına kurulan sistemimize doğrudan derdini anlatıp görevliden yardım alabilecek. Bunun bir standart altında yapılmasına olanak sunacağız. Bu standartla beraber yanlış anlaşılmaya müsaade etmeyeceğiz. O kurumda ne işlem yapılması gerekiyorsa ilgili kişi onu yapacağına inanıyoruz. En önemli şeylerden biri de hasta-doktor ilişkisi. Bu tür işitme engelli insanlar doktor karşısına çıktıkları zaman hastalığını anlatırken mutlaka yanında bir tanıdığı, akrabası, işaret dilini bilen, tercüme yapabilen birini bulmak zorunda kalıyor. Bu da hasta doktor ilişkisini etkileyebiliyor. Bu durum kötü psikolojik etkilere neden olabiliyor. Bunu gidermenin yanı sıra adliyede derdini anlatacak kişi eğer sanık sandalyesinde oturuyorsa bunu bir tercüman aracılığıyla anlatmak zorunda ki tercüman bunu anlamayabilir, yanlış anlayabilir. Biz bunları standardize etmek istiyoruz. İnsanların hayatı kolaylaştıkça aynı zamanda güvenlik anlamında da kolaylaştırmasını sağlıyoruz."
Kaynak: İHA