Uluslararası Nakliyecileri Platonik Bir Aşka Tutulmuş Aşığa Benzetti

Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Meclis ve Otomotiv-Nakliyat Meslek Komitesi üyesi Önder Reis, uluslararası nakliyecileri platonik bir aşka tutulmuş aşığa benzetti.

Uluslararası Nakliyecileri Platonik Bir Aşka Tutulmuş Aşığa Benzetti
Türk plakalı TIR’larıyla uluslararası nakliyecilik yapan firmaların, ülkesinin, devleti ve milleti tarafından fark edilemeyen gerçek kahramanları olduğunu vurgulayan Önder Reis, TTSO’da yaptığı konuşmada, uluslararası nakliyecilik yapan firmaların sorunlarını gündeme taşıdı.

Reis, nakliyecilerin ülkesine kalıcı döviz girdisi sağlayarak cari açığın kapanmasına katkıda bulunduğunu hatırlatarak "İstihdam sağlar, gelir vergisi ve SGK primi öder. Otomotiv sanayine satış, servis ve yedek parça, lastik, akü, zincir, yan sanayi yedek parça ve işçilik anlamında katkı sağlar. Kasko, trafik sigortası, CMR sigortası, işveren mali mesuliyet ve kaza sigortası yaptırmak zorunda olduğundan, gelirinin yüzde 60’ını sigortalara öder. Yüklü miktarda Motorlu Taşıtlar Vergisi, otoban ve köprü ücretleri öder. Yıllık yaptırmak zorunda olduğu araç muayenesiyle sanayi sitelerine ve maalesef Almanlar’a katkı sağlar” dedi.



"Destek alamıyoruz"

Yaşanan tüm zorluklara rağmen, uluslararası nakliyecilerin hiçbir şekilde destek alamadığını ifade eden Önder Reis, “Devletinden kendisine hiçbir siyasi destek alamaz. Kendisine ticari olarak hibe, teşvik ve faizsiz kredi hakkı tanınmaz. İş imkanı sağladığı çalışanları tarafından oluşabilecek trafik kazalarında, sürücü haklı ya da haksız olmasına bakılmaksızın maddi ve manevi tüm sorumluluklar, ödenecek tazminatlar firma sahibine aittir. İşini yürütebilmek için ailesinden, düğünlerden, cenaze ve hasta ziyaretlerinden feragat etmek zorundadır. Kurban Bayramında bile kestiği kurbanının derisinin soyulmasını bekleyecek kadar bile zamanı yoktur. İşine dönmek, işini yürütmek zorundadır. Toplumun en umursamaz ve anlaşılamaz kesimlerinden biriyle iş arkadaşlığı yapmak zorunda kalır. İşçisi bir taraftan firmanın aracını, umursamaz tavırlarıyla firmasının sahibini hem maddi hem manevi yıpratır. İşten kendi rızasıyla ayrılan personeliyle İş Mahkemesi’nde karşı karşıya kalır. İşçinin iddialarını ispat zorunluluğu firma sahibine aittir. Firma sahibi, gelirinin yarısını çalışanlarına öder. Kalan yarısıyla çalışanının yada üçüncü kişilerin aracına verdiği zararları karşılar, kalırsa amortismana sayar, evine ekmeğini deftere yazdırarak alır. Beyin kanaması ve kalp krizi sonucu vefat eden çalışanlarının bile sorumluluğu firma sahibine aittir. Trafik polislerinin ceza yazma konusunda birinci hedefidir. İhracatçı ve ithalatçının kazancını arttırabilmek için az ödeme ya da hiç ödeme yapmama konusunda birinci hedefindedir. Hizmetinin karşılığında çok ciddi tahsilat sorunu yaşar. Ödemeleri peşin, alacakları çoğunlukla aşırı rekabetten dolayı vadelidir. Araçları arasında akaryakıt transferi yapamaz, yaparsa araçlarının depolarındaki tüm akaryakıt boşaltılıp alınır, hakkında kaçakçılıktan işlem yapılıp mahkemeye sevk edilir” diye konuştu.

Reis, nakliyecilerin ülkelerine platonik bir aşkla bağlı olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu koşullar altında uluslararası nakliyecilik yapmaya çalışan firma sahipleri, ‘ben kazanmasam da olur ülkem kazansın’ mantığında olduğundan, araçlarını satıp yatırımını Gürcistan, Azerbaycan ve Kazakistan plakalı araçlara yapmayarak vatanseverlik örneği göstermektedirler. Devleti, uluslararası nakliyecisinin farkında değildir. Nakliyeci ile devletinin arasında platonik aşk vardır.”
Kaynak: İHA