Engel Tanımayanlar - Engelli Okul Müdüründen 80 Kilometrede Hayat Dersi
Geçirdiği trafik kazasının ardından mesleğinin 17 yılını tekerlekli sandalye ile geçiren okul müdürü Atik, her gün evi ile Kahramankazan'daki okulu arasında kat ettiği 80 kilometrelik yolculuk ve işinde yarattığı farklılıklarla öğretmen, öğrenci ve diğer engelliler için yeni bir hayat felsefesi kurmayı başardı İlçedeki 17 dönümlük arazide, 6 farklı binada eğitim veren okulun her bir koridorunu, edebiyat, matematik, fizik, kimya, biyoloji sokağına çeviren Atik, akademik başarıyı yükseltmek için düzenlediği destek kurslarının yarattığı değişimlerle takdir topladı Kahramankazan Efes Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Okul Müdürü Atik: 'Arabamla tek başıma 40 kilometre gidiyor ve geliyorum. Bir kadın idareci, ardından da bir engelli... Burada farklı bir kombinasyon var aslında. Bir anlamda lokomotif oluyorsunuz' 'Evimin yakınındaki bir okulda öğretmenliğimi devam ettirebilirdim ama dedim ki hayır, insanların beni görmesi lazım'
SELMA KASAP - Geçirdiği trafik kazasının ardından mesleğinin 17 yılını tekerlekli sandalye ile geçiren Kahramankazan Efes Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Özlem Atik, her gün evi ile okulu arasında katettiği 80 kilometrelik yolculuk ve işinde yarattığı farklılıklarla öğretmen, öğrenci ve diğer engelliler için yeni bir hayat felsefesi kurmayı başardı.
Mesleğine 20 yıl önce Van Erciş'te sınıf öğretmeni olarak başlayan Atik, 2000'de babasını doktora götürürken geçirdiği trafik kazası sonucunda 1,5 yıl hastanede kaldıktan sonra yaşamına ve çok sevdiği öğretmenlik mesleğine tekerlekli sandalye ile devam etmek zorunda kaldı.
Uzun yıllar, çeşitli branşlarda yürüttüğü görevinin ardından 6 yıl müdür yardımcısı, son bir yıldır da müdürlük yapan Atik, Kahramankazan'da 17 dönümlük arazide 6 farklı binada eğitim veren okulun her bir koridorunu, edebiyat, matematik, fizik, kimya, biyoloji sokağı haline getirdi.
Özlem Atik, akademik başarıyı yükseltmek için destek kursları düzenleyerek, disiplini işinin ana eksenine koydu ve yarattığı değişimlerle takdir topladı.
- 'Giriş katta sınıf talebim yerine gelmedi'
Mesleğinin 17 yılını tekerlekli sandalyede sürdüren Atik, okulunda yarattığı farklılıkları, öğretmenler ve öğrencileriyle kurduğu ilişkileri, engellilerin yaşadığı zorlukları ve aşılması gerekenlerle ilgili görüşlerini AA muhabirine anlattı.
'Yaşadıklarım benim sınavımdı, sizin sınavınız da benim bu yaşadıklarım karşısında sizin bana nasıl davrandığınız' sözünün hayatını özetlediğini belirten Atik, trafik kazası ve uzun süren hastane sürecinin ardından Erciş'teki öğretmenlik görevine tekerlekli sandalye ile döndüğünü ifade etti.
Ankara'da bir okula tayini çıktığında, okul müdürünün 'Ben seni ne yapacağım?' sorusuyla karşı karşıya kaldığını aktaran Atik, giriş katta bir sınıf istemesine karşın bu talebinin yerine gelmediğini ve bir lisede bilgisayar öğretmeni olarak kısa bir süre çalıştığını, ardından da Etimesgut Ticaret Meslek Lisesi'nde 8 yıl görev yaptığını dile getirdi.
Müdür yardımcılığı sınavına hem engellilere hem de diğer insanlara örnek olmak için girdiğini vurgulayan Atik, çalışmalarını daha etkin yürütmek için müdürlük sınavlarına girdiğini ve geçen yıl FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi teşebbüsünde bulunduğu gün Kahramankazan'daki okul müdürlüğü görevine başladığını anlattı.
- 'Aramızdaki tek fark bu'
Türkiye'nin nüfusunun yaklaşık yüzde 10'unun engelli olduğunu, bunun da yaklaşık 8,5 milyon insan anlamına geldiğini bildiren Atik, şu görüşleri paylaştı:
'Engellilerin en az yardımla kendi ayakları üzerinde durabilmesi gerekiyor. Hepimiz bir şekilde yardım alıyoruz ama bu insanlar kendi başlarına evlerinden çıkıp alışveriş yapıp tekrar evlerine dönebilmeliler. Ben bunu başardım, dileğim diğer engellilerin de bunu başarması. Hayatlarını eve kapanarak yürütmemeliler. Normal biri için bir metrelik bir duvar engel ise bizler için 50 santimetrelik bir duvar engeldir, aramızdaki tek fark bu. Engellilerin karar alma mekanizmalarında daha çok görev alması gerekiyor. Engelli öğretmenlere de yöneticilik görevi daha çok verilebilir. Empati çok zor bir kavram. O nedenle engellilerin özellikle okullarda yöneticilik yapması gerekiyor.'
- 'Dedim ki hayır, insanların beni görmesi lazım'
Özlem Atik, yaşadığı Elvankent ile görev yapığı Kahramankazan ilçesindeki mesafenin gidiş geliş 80 kilometre olduğuna dikkati çekerek sözlerini şöyle sürdürdü:
'Elvankent'teki evimden her gün Kahramankazan'daki okuluma, engelliler için özel dizayn edilmiş arabamla tek başıma 40 kilometre gidiyorum ve tekrar aynı yolu kendi başıma geliyorum. İnsanlar okulda beni ilk gördüklerinde öncelikle bir kadın idareci ardından da bir engelli görüyorlar. Burada farklı bir kombinasyon var aslında. Ama bir süre sonra alışıyorlar. İnsanlar, 'Bu kadın, her gün sabah 40 kilometre gidip geliyor' diyor. Onlara 'Sen de çalış' mesajı vermiş oluyorsunuz. Bu kelimeyi sevmiyorum ama insanlar 'Bu haliyle bile çalışıyor, ben niye çalışmayayım' diyorlar. Bir anlamda lokomotif oluyorsunuz. Evimin yakınındaki bir okulda öğretmenliğimi devam ettirebilirdim ama dedim ki 'Hayır, insanların beni görmesi lazım. Bir şekilde, engellilerin de bir şeyler yapabildiğini, topluma katma değer katabildiğini görmeleri lazım' ve görevimin başındayım.'
- 'Hocam yürüyen halinizi düşünemiyorum, her bir yerden çıkıyorsunuz'
Okulu ziyaret edenlerin 'okula bir kadın elinin değdiğini' söylediğini aktaran Atik, şunları söyledi:
'Okulda girişten itibaren bir fark yarattığımızı düşünüyorum. Okulumuzda edebiyat, matematik, fizik, kimya, biyoloji sokağı oluşturduk. Son bir yıldır görev yaptığım okul, 17 dönümlük bir araziye sahip ve 6 ayrı binası var. Geçenlerde bir öğrencim 'Hocam yürüyen halinizi düşünemiyorum, her bir yerden çıkıyorsunuz' dedi. Güldüm ve 'Belli olmaz benim ne zaman nereden çıkacağım' dedim.' diye konuştu.
Atik, yaşamanın kuralları olduğunu, öğrencilere de bu kuralları aşılamaya çalıştığını ifade ederek 'Meslek lisesi memleket meselesi. Okulda kuralları almayan öğrenci, işletmede zorluk çeker. Okulda bir kuralı alırsa ilerideki aile hayatında da kurallar bütünü oluşur. Bu nedenle disiplini önemsiyorum.' dedi.
Öğrencilerinin istihdamı için de çalışmalar yürüttüğünü anlatan Atik, 'Okulun tanınması ve başarılı olması için çalışıyoruz. Meslek liselerinde okuyan çocuklar, gerçekten çok akıllılar ve önlerinin açılması lazım. Farklı şirketlerle protokoller yapıyoruz. 10'uncu sınıfa geçen öğrenci burs alıyor, 12'nci sınıftan sonra da istihdam ediliyor. Okulda döner sermaye açtık ve öğrencilerimizi yaptıkları işlerden ücret kazanabilir hale getirdik.' diye konuştu.
- 'Yaşamımdaki en büyük enerjiyi Cumhurbaşkanımızdan alıyorum'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ın engellilerle ilgili çok güzel çalışmalar yaptığını vurgulayan Atik, şu değerlendirmeyi yaptı:
'Yaşamımdaki en büyük enerjiyi Cumhurbaşkanımızdan alıyorum çünkü çalışmak zorunda olduğumuzu, başka bir alternatifin ve başka bir ülkenin de olmadığını söylüyor. Hele ki 15 Temmuz darbe girişiminin ardından insanların bir değil, 10 çalışması lazım çünkü şehit ve gazilere çok borcumuz var. 15 Temmuz'un da en iyi anlatılabileceği yer okullar.'
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Öğretmenler Günü etkinliğine de katılarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ile tanıştığını aktaran Özlem Atik, okulda yapılan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın portresi ve 'Dünya Beşten Büyüktür' sözlerinin yer aldığı tabloyu kendisine takdim etmeyi çok istediğini söyledi.
Eşinin de hayattaki en büyük destekçilerinden olduğunu da sözlerine ekleyen Atik, mükemmel bir insan olarak ifade ettiği eşi ile aralarında şikayet kavramının bulunmadığını bildirdi.
- 'Disiplini hiç anlatılmaz, yaşanır'
Okul Öğrenci Başkanı Mertcan Çiftçi ise müdürleri Atik'in çok cana yakın olduğunu ifade ederek şunları kaydetti:
'Bir şeyi kafaya takarsa mutlaka yapar. Öğrencilerinin daha iyi yerlerde olmasını çok istiyor. Bunun için de çok çaba sarf ediyor. Öğretmenlerimizle toplantılar yaptı, sınavlardan önce okula geldi. Kıyafetlerimizin bile her gün kontrolünü yapar. Disiplini hiç anlatılmaz, yaşanır... Hafta sonu ve akşamları öğretmenlerimiz kurs verdi ve bunların derslerimizdeki başarısına büyük etkisi oldu. Çabasının karşılığını aldı diye düşünüyorum.'
Kaynak: AA
Mesleğine 20 yıl önce Van Erciş'te sınıf öğretmeni olarak başlayan Atik, 2000'de babasını doktora götürürken geçirdiği trafik kazası sonucunda 1,5 yıl hastanede kaldıktan sonra yaşamına ve çok sevdiği öğretmenlik mesleğine tekerlekli sandalye ile devam etmek zorunda kaldı.
Uzun yıllar, çeşitli branşlarda yürüttüğü görevinin ardından 6 yıl müdür yardımcısı, son bir yıldır da müdürlük yapan Atik, Kahramankazan'da 17 dönümlük arazide 6 farklı binada eğitim veren okulun her bir koridorunu, edebiyat, matematik, fizik, kimya, biyoloji sokağı haline getirdi.
Özlem Atik, akademik başarıyı yükseltmek için destek kursları düzenleyerek, disiplini işinin ana eksenine koydu ve yarattığı değişimlerle takdir topladı.
- 'Giriş katta sınıf talebim yerine gelmedi'
Mesleğinin 17 yılını tekerlekli sandalyede sürdüren Atik, okulunda yarattığı farklılıkları, öğretmenler ve öğrencileriyle kurduğu ilişkileri, engellilerin yaşadığı zorlukları ve aşılması gerekenlerle ilgili görüşlerini AA muhabirine anlattı.
'Yaşadıklarım benim sınavımdı, sizin sınavınız da benim bu yaşadıklarım karşısında sizin bana nasıl davrandığınız' sözünün hayatını özetlediğini belirten Atik, trafik kazası ve uzun süren hastane sürecinin ardından Erciş'teki öğretmenlik görevine tekerlekli sandalye ile döndüğünü ifade etti.
Ankara'da bir okula tayini çıktığında, okul müdürünün 'Ben seni ne yapacağım?' sorusuyla karşı karşıya kaldığını aktaran Atik, giriş katta bir sınıf istemesine karşın bu talebinin yerine gelmediğini ve bir lisede bilgisayar öğretmeni olarak kısa bir süre çalıştığını, ardından da Etimesgut Ticaret Meslek Lisesi'nde 8 yıl görev yaptığını dile getirdi.
Müdür yardımcılığı sınavına hem engellilere hem de diğer insanlara örnek olmak için girdiğini vurgulayan Atik, çalışmalarını daha etkin yürütmek için müdürlük sınavlarına girdiğini ve geçen yıl FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi teşebbüsünde bulunduğu gün Kahramankazan'daki okul müdürlüğü görevine başladığını anlattı.
- 'Aramızdaki tek fark bu'
Türkiye'nin nüfusunun yaklaşık yüzde 10'unun engelli olduğunu, bunun da yaklaşık 8,5 milyon insan anlamına geldiğini bildiren Atik, şu görüşleri paylaştı:
'Engellilerin en az yardımla kendi ayakları üzerinde durabilmesi gerekiyor. Hepimiz bir şekilde yardım alıyoruz ama bu insanlar kendi başlarına evlerinden çıkıp alışveriş yapıp tekrar evlerine dönebilmeliler. Ben bunu başardım, dileğim diğer engellilerin de bunu başarması. Hayatlarını eve kapanarak yürütmemeliler. Normal biri için bir metrelik bir duvar engel ise bizler için 50 santimetrelik bir duvar engeldir, aramızdaki tek fark bu. Engellilerin karar alma mekanizmalarında daha çok görev alması gerekiyor. Engelli öğretmenlere de yöneticilik görevi daha çok verilebilir. Empati çok zor bir kavram. O nedenle engellilerin özellikle okullarda yöneticilik yapması gerekiyor.'
- 'Dedim ki hayır, insanların beni görmesi lazım'
Özlem Atik, yaşadığı Elvankent ile görev yapığı Kahramankazan ilçesindeki mesafenin gidiş geliş 80 kilometre olduğuna dikkati çekerek sözlerini şöyle sürdürdü:
'Elvankent'teki evimden her gün Kahramankazan'daki okuluma, engelliler için özel dizayn edilmiş arabamla tek başıma 40 kilometre gidiyorum ve tekrar aynı yolu kendi başıma geliyorum. İnsanlar okulda beni ilk gördüklerinde öncelikle bir kadın idareci ardından da bir engelli görüyorlar. Burada farklı bir kombinasyon var aslında. Ama bir süre sonra alışıyorlar. İnsanlar, 'Bu kadın, her gün sabah 40 kilometre gidip geliyor' diyor. Onlara 'Sen de çalış' mesajı vermiş oluyorsunuz. Bu kelimeyi sevmiyorum ama insanlar 'Bu haliyle bile çalışıyor, ben niye çalışmayayım' diyorlar. Bir anlamda lokomotif oluyorsunuz. Evimin yakınındaki bir okulda öğretmenliğimi devam ettirebilirdim ama dedim ki 'Hayır, insanların beni görmesi lazım. Bir şekilde, engellilerin de bir şeyler yapabildiğini, topluma katma değer katabildiğini görmeleri lazım' ve görevimin başındayım.'
- 'Hocam yürüyen halinizi düşünemiyorum, her bir yerden çıkıyorsunuz'
Okulu ziyaret edenlerin 'okula bir kadın elinin değdiğini' söylediğini aktaran Atik, şunları söyledi:
'Okulda girişten itibaren bir fark yarattığımızı düşünüyorum. Okulumuzda edebiyat, matematik, fizik, kimya, biyoloji sokağı oluşturduk. Son bir yıldır görev yaptığım okul, 17 dönümlük bir araziye sahip ve 6 ayrı binası var. Geçenlerde bir öğrencim 'Hocam yürüyen halinizi düşünemiyorum, her bir yerden çıkıyorsunuz' dedi. Güldüm ve 'Belli olmaz benim ne zaman nereden çıkacağım' dedim.' diye konuştu.
Atik, yaşamanın kuralları olduğunu, öğrencilere de bu kuralları aşılamaya çalıştığını ifade ederek 'Meslek lisesi memleket meselesi. Okulda kuralları almayan öğrenci, işletmede zorluk çeker. Okulda bir kuralı alırsa ilerideki aile hayatında da kurallar bütünü oluşur. Bu nedenle disiplini önemsiyorum.' dedi.
Öğrencilerinin istihdamı için de çalışmalar yürüttüğünü anlatan Atik, 'Okulun tanınması ve başarılı olması için çalışıyoruz. Meslek liselerinde okuyan çocuklar, gerçekten çok akıllılar ve önlerinin açılması lazım. Farklı şirketlerle protokoller yapıyoruz. 10'uncu sınıfa geçen öğrenci burs alıyor, 12'nci sınıftan sonra da istihdam ediliyor. Okulda döner sermaye açtık ve öğrencilerimizi yaptıkları işlerden ücret kazanabilir hale getirdik.' diye konuştu.
- 'Yaşamımdaki en büyük enerjiyi Cumhurbaşkanımızdan alıyorum'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ın engellilerle ilgili çok güzel çalışmalar yaptığını vurgulayan Atik, şu değerlendirmeyi yaptı:
'Yaşamımdaki en büyük enerjiyi Cumhurbaşkanımızdan alıyorum çünkü çalışmak zorunda olduğumuzu, başka bir alternatifin ve başka bir ülkenin de olmadığını söylüyor. Hele ki 15 Temmuz darbe girişiminin ardından insanların bir değil, 10 çalışması lazım çünkü şehit ve gazilere çok borcumuz var. 15 Temmuz'un da en iyi anlatılabileceği yer okullar.'
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Öğretmenler Günü etkinliğine de katılarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ile tanıştığını aktaran Özlem Atik, okulda yapılan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın portresi ve 'Dünya Beşten Büyüktür' sözlerinin yer aldığı tabloyu kendisine takdim etmeyi çok istediğini söyledi.
Eşinin de hayattaki en büyük destekçilerinden olduğunu da sözlerine ekleyen Atik, mükemmel bir insan olarak ifade ettiği eşi ile aralarında şikayet kavramının bulunmadığını bildirdi.
- 'Disiplini hiç anlatılmaz, yaşanır'
Okul Öğrenci Başkanı Mertcan Çiftçi ise müdürleri Atik'in çok cana yakın olduğunu ifade ederek şunları kaydetti:
'Bir şeyi kafaya takarsa mutlaka yapar. Öğrencilerinin daha iyi yerlerde olmasını çok istiyor. Bunun için de çok çaba sarf ediyor. Öğretmenlerimizle toplantılar yaptı, sınavlardan önce okula geldi. Kıyafetlerimizin bile her gün kontrolünü yapar. Disiplini hiç anlatılmaz, yaşanır... Hafta sonu ve akşamları öğretmenlerimiz kurs verdi ve bunların derslerimizdeki başarısına büyük etkisi oldu. Çabasının karşılığını aldı diye düşünüyorum.'