'Türkiye, Kore Yarımadası'nda Barışa Katkı Sağlayabilir'

Güney Kore Yonsei Üniversitesi Siyaset Bilimi Öğretim Üyesi Prof. Kim: 'Türkiye'nin uluslararası mecralarda aktif rol alması gerekiyor. Özellikle silahsızlanma, nükleer arınma, terörizmle mücadele konularında sesini yükseltmeli. Türkiye'nin bu tür platformlarda Güney Kore'nin yanında yer almasını istiyoruz' '67 yıl önce Kuzey ve Güney Kore arasında çıkan savaşta Türkiye bize yardım etmişti. Türk gençleri geldi ve ülkemiz için savaştı. Türkiye sayesinde Güney Kore demokratik rejimini kurdu'

GÜLSÜM İNCEKAYA - Güney Kore Yonsei Üniversitesi Siyaset Bilimi Öğretim Üyesi Prof. Kim Woosang, Türkiye’nin uluslararası mecralarda aktif rol alması gerektiğini belirterek, 'Özellikle silahsızlanma, nükleer arınma, terörizmle mücadele konularında sesini yükseltmeli. Türkiye'nin bu tür platformlarda Güney Kore'nin yanında yer almasını istiyoruz.' dedi.

AA muhabirine iki ülke ilişkilerini değerlendiren Kim, ABD gibi süper güçlerin, hem bölgesel hem de global meselelerde söz sahibi olan ve buna göre roller üstlenen veya üstlenmeye çalışan orta ölçekli güçleri sindirmeye, sürekli kendisine bağımlı ülkeler haline getirmeye çalıştığını söyledi.

Güney Kore ve Türkiye'nin pek çok konuda rol alabileceğini dile getiren Kim, 'Türkiye, Güney Kore, Avustralya, Endonezya gibi ülkeler orta ölçekte güçlü ülkeler. Bu ülkeler, global anlamada roller üstlendiklerini göstermek zorundalar ki diğer orta ölçekli ülkeler de görüp ondan etkilensin. Orta ölçekli güçler barış gücü operasyonlarında rol almalılar. Örneğin asker gönderebilmeliler. Çok sayıda kaynağımız var ama bu gücümüzü ne bölgede ne de global sorunlarda kullanabiliyoruz.' diye konuştu.

Meksika, Endonezya, Güney Kore, Türkiye ve Avustralya'nın oluşturduğu Kıtalar Arası Ekonomik İşbirliği (MIKTA) üyelerinin G20 gibi zirvelerde bir araya gelip dünyayı kontrol eden güçlere karşı seslerini yükseltmesi gerektiğini kaydeden Kim, Türkiye'nin uluslararası platformlarda Kore Yarımadası’nda barışın sağlanması konusunda Güney Kore'nin yanında olmasının kendileri için çok önemli olduğunu anlattı.

- 'Türkiye aktif rol almalı'

Kim, 'Türkiye'nin uluslararası mecralarda aktif rol alması gerekiyor. Özellikle silahsızlanma, nükleer arınma, terörizmle mücadele konularında sesini yükseltmeli. Ayrıca Türkiye'nin bu tür platformlarda Güney Kore'nin yanında yer almasını istiyoruz. Kore Yarımadası'nda barışın sağlanmasında çok büyük katkısı olacağını düşünüyorum.' dedi.

İki ülke arasındaki duygusal bağın 60 yıl önce başladığını, Güney Kore'nin demokratik rejimini Türkiye sayesinde kurduğunu aktaran Kim, '67 yıl önce Kuzey ve Güney Kore arasında çıkan savaşta Türkiye bize yardım etmişti. Türk gençleri geldi ve ülkemiz için savaştı. Türkiye sayesinde Güney Kore demokratik rejimini kurdu. Savaştan sonra hiçbir şeyimiz yoktu. Fakat çok kısa bir sürede hem demokrasimizi hem ekonomimizi iyileştirdik.' diye konuştu.

Güney Kore'nin, Kuzey Kore ile nükleer gerilimden dolayı Ortadoğu'da Türkiye ile birlikte hareket edemediğini belirten Kim, şöyle devam etti:

'Türkiye ile bölgede ortak bir noktamız var, o da göçmenler. Bu anlamda Güney Kore ve Türkiye birlikte bir şey yapabilirler. Türkiye en çok Suriyeli sığınmacı kabul ederek çok çok önemli bir rol üstlenmiştir. Biz de Kuzey Kore’den çok sayıda mülteci kabul etmiş ve desteklemiştik. Bu noktada iki ülke deneyimlerini paylaşabilir. Yani insan hakları konusunda birçok çalışmada Türkiye ve Güney Kore ortak hareket edebilir. Beraber bir güç olabilirler. Orta ölçekli bu iki gücün ortaklığı inanıyorum ki Ortadoğu'da da etkili olur.'

ABD, Kuzey Kore ve dolaylı olarak Çin Halk Cumhuriyeti arasında devam eden nükleer gerilime de değinen Kim, Obama'nın Kuzey Kore stratejisinde sabır, Trump'ın ise barışçıl güç politikası güttüğünü ifade ederek, Kuzey Kore ilgili askeri müdahale dahil her seçeneğin Trump’ın masasında olduğunu savundu.

Kore Yarımadası'nda barışın sağlanmasının tek yolunun ABD ve Güney Kore iş birliğinden geçtiğini vurgulayan Kim, 'Güney Kore ve ABD bu olayı bitirmezse Kuzey Kore her zaman Güney Kore’ye karşı bir tavır içinde olmaya devam edecektir. Eğer ABD ve Güney Kore ortak bir noktada hareket ederse Kuzey Kore’den böyle bir tavrı görmeyiz. Bu da bölgede herhangi bir karmaşa, savaş olmayacağı anlamına da geliyor çünkü, ABD ve Güney Kore biliyor ki onlar sağlam durursa her türlü askeri tehdide karşı durabilirler.' ifadelerini kullandı.

Trump hükümetinin Obama'dan farklı olarak Kuzey Kore karşısında daha net bir pozisyon aldığını dile getiren Kim, ''Bu şartlar altında Kim Jong-Un daha ılımlı davranır ve nükleer denemelere kalkışmaz. Dolayısıyla Kore Yarımadası’nda bir savaş olasılığı yok gibi.'' dedi.

Kuzey Kore ile Güney Kore'nin birleşmesinin ekonomik açıdan yarımada için önemli bir adım olacağına dikkati çeken Kim, Güney Kore'nin 50 milyonluk nüfusuyla Kuzey Kore'nin büyük iş gücünün birleşmesi durumunda iç pazarın büyüyeceğini kaydetti.

Prof. Kim Woosang, 'Kuzey Kore'de büyük bir iş gücü potansiyeli var. Birleşmeleri demek düşük maliyetli işçi demek oluyor. İki ülke nüfusu 80 milyonu bulacak. Bu da iki ülkenin iç pazarını büyütmüş olacak. Uzmanlar birleşme durumunda Kuzey Kore'nin Güney Kore için büyük bir yük olacağını öne sürüyor çünkü Kuzey Kore fakir bir ülke. Birleşme sonrasında Güney Kore mutlaka birtakım sorunlar yaşayacaktır ama her şeye rağmen birleşmiş bir Kore daha güçlü olacaktır.'' diye konuştu.

Kore Yarımadası’nın Çin, Rusya, Japonya ve ABD tarafından 'kuşatıldığını' ifade eden Kim, sözlerini şöyle tamamladı:

''Bu ülkeler, yarımadanın birleşmesinin kendi ulusal çıkarları için iyi olup olmayacağının hesabını çok dikkatlice yapıyorlar. Eğer bu ülkelerden herhangi birisi bu birleşmenin kendi ulusal çıkarlarına zarar vereceğini düşünürse bu birleşmeyi desteklemez ama bu ülkelere, bölgede barışçıl bir düzenin kurulmasının hem onlar için hem bölge için iyi olacağını anlatmak, göstermek lazım. Birden bire bir birleşme beklemiyoruz, öncesinde nükleerden arındırma olmasını bekliyoruz. Daha sonra ekonomik ve sosyal alanda daha doğrusu her alanda karşılıklı bir takım diyalogların yaşanmasını ve sonrasında çok yavaş bir birleşme bekliyoruz. Birleşme sürecinde bazı ülkelerin desteğine ihtiyaç duyulacağını da biliyoruz.''
Kaynak: AA