Eskiye Özlem Ve Hasret

Bir asra yaklaşan ömrünün büyük bölümünü Eskişehir’de geçiren Ahmet Öztürk, kentin kısa süredeki gelişimi karşısından şaşkınlığını ifade ederken, eskiye özlemini ise "Kalabak suyu ve sıcak su evlerimizden akardı. Sokaklardaki çeşmelerden dahi öğlen vakti 1 saat Kalabak Suyu, akşam 1,5 saat de sıcak su akardı. 1951’den, Selami Vardar dönemine kadar bu böyle geldi. Biz bugünleri gördük” şeklinde konuştu.

Eskiye Özlem Ve Hasret
1951 yılında Erzurum’dan Eskişehir Odunpazarı’na gelen 88 yaşındaki Ahmet Öztürk, 66 yıldır yaşadığı Eskişehir’in çok değişip geliştiğini anlattı. Odunpazarı’nın geçmişinden bahsederken "Odunpazarı ve çevresinde her yer tarla iken bir anda turistlerin bir numaralı merkezi oldu” diyen Öztürk, geçen 66 yılda gerçekleştirilen dönüşümün inanılmaz olduğunu ifade etti.

Bugün, Odunpazarı’nın her şehirden ziyaretçi çekebilecek konuma geldiğini söyleyen Ahmet Öztürk, “İlk geldiğimizdeki Odunpazarı, Alaaddin Camii’nden yukarısıydı. Akarbaşı’ndaki askerlik şubesinden geriye kalan tarafta hiçbir şey yoktu. Diğer tarafa baktığımızda da Adliye’den geriye kalan tarafta hiçbir yoktu. Her yer tarlaydı. Deliklitaş Mahallesi komple bataklık, virane bir yerdi. Değişimler 1965 senesinden sonra başladı.

Günümüze doğru geldiğimizde de Odunpazarı’nın bu denli turistlere açılması Burhan Sakallı’nın iki döneminde başladı.

O dönemde gelişim ve değişimler gerçekleşmeye başladı.

Eskiden adeta harap bir Odunpazarı vardı. Odunpazarı Meydanı berbat bir halde iken şuan turistlerin bir numaralı merkezi. Bu gelişimin en güzel örneği budur” şeklinde konuştu.



Odunpazarı’ndaki park ve trafik problemi çözüm bekliyor

Geçen onlarca yıla rağmen Odunpazarı’ndaki evlerin, tarihi özelliğini muhafaza ettiğini ve restore edilerek bugünlere kazandırıldığını belirten Ahmet Öztürk, bu konuda duyduğu memnuniyeti belirtti.

Odunpazarı’nda yaşanan park ve trafik probleminin de bölgedeki vatandaşlara büyük sıkıntılar yaşattığının altını çizen Öztürk, Odunpazarı Belediye Başkanı Av. Kazım Kurt’un bu problemi çözmesini arzuladıklarını dile getirdi.

Kalabak suyu evlerden, çeşmelerden akardı

Eskişehir’in ünlü su markalarından olan Kalabak suyunun, 1951 yılında evlerden, çeşmelerden aktığını hatırlatan Ahmet Öztürk, su konusunda 1950’li yılların bugünlerden daha avantajlı olduğunu belirtti.

Kalabak suyunun Eskişehirliler için vazgeçilmez bir tat olduğunu vurgulayan Ahmet Öztürk, “Kalabak suyu, belki de Eskişehir deyince akla gelen 3 şeyden birisidir. Buna rağmen, bugün su konusunda 50’li yılların dahi bugünden daha avantajlı olduğunu söyleyebilirim. Ben 88 yaşındayım. Odunpazarı’na ilk geldiğimiz yıllar, su konusunda şimdiki halinden iyiydi. Kalabak suyu ve sıcak su evlerimizden akardı. Sokaklardaki çeşmelerden dahi öğlen vakti 1 saat Kalabak Suyu, akşam 1,5 saat de sıcak su akardı. 1951’den, Selami Vardar dönemine kadar bu böyle geldi. Biz bugünleri gördük” şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA