YEE'den Kültürel Diplomasi Atağı
Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ateş: 'Her kurum yurt dışına görevliler gönderiyor ama özellikle kültürlerarası iletişim konusunda bilgi sahibi olup bunu içselleştirebilecek kişilere ihtiyaç var. Bu nedenle Kültürel Diplomasi Akademisini yurt dışına görevlendirilecek sivil toplum örgütleri ya da devlet kurumları için de açmak niyetindeyiz' 'YEE'nin yaptığı iş bir anlamda, uluslararası ilişkilerde Türkiye'nin dışişleri, uluslararası ilişkilerine katkıda bulunacak bir ilişki ve iletişim ağı oluşturmak. Yani dışişleri bakanlıkları genellikle farklı ülkelerle ikili anlaşmalar imzalar ve böylelikle ticari alışveriş, insani alışveriş gibi konulara yoğunlaşır; Yunus Emre ise insandan insana bir köprü oluşturur' 'Darbe girişiminin püskürtülmesi olağanüstü bir başarıdır. Başarısızlıkla neticelenmesi birçok ülke için ilham kaynağı olmuştur'
MELTEM BULUR - Yunus Emre Enstitüsü (YEE) Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, Türkiye'de birçok kurumun yurt dışına görevli personel gönderdiğini ancak özellikle kültürlerarası iletişim konusunda bilgi sahibi olup bunu içselleştirebilecek kişilere ihtiyaç bulunduğunu belirterek, 'Bu nedenle Kültürel Diplomasi Akademisi'ni yurt dışına görevlendirilecek sivil toplum örgütleri ya da devlet kurumları için de açmak niyetindeyiz.' dedi.
Ateş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, enstitünün kurduğu Kültürel Diplomasi Akademisi hakkında bilgi verdi.
Türkiye'nin henüz yurt dışında kültürel diplomasi yapılacak bir alt yapı kurmadığını ifade eden Ateş, bunun için nitelikli personele ihtiyaç duyulduğunu bildirdi. Ateş, Arjantin, Brezilya ve Venezuela gibi ülkelerde kurulma aşamasında olduklarını ancak oralarda İspanyolca ve Portekizce bilen ve aynı zamanda kendilerini temsil edebilecek insana ihtiyaç duyduklarını vurguladı. Bu nedenle geçen yılın sonunda vakıf bünyesinde kültürel diplomasi akademisini kurduklarına değinen Ateş, akademi vasıtasıyla öncelikle kendi ihtiyaçlarını karşılamayı amaçladıklarını aktardı.
Ateş, 'Her kurum yurt dışına görevli personel gönderiyor ama özellikle kültürlerarası iletişim konusunda bilgi sahibi olup bunu içselleştirebilecek kişilere ihtiyaç var. Bu nedenle Kültürel Diplomasi Akademisini yurt dışına görevlendirilecek sivil toplum örgütleri ya da devlet kurumları için de açmak niyetindeyiz.' diye konuştu.
Türkiye'nin yer aldığı coğrafyanın tarih boyunca tüm medeniyetlerin geçiş noktası olan bir kültüre sahip olduğunu vurgulayan Ateş, şöyle devam etti:
'Bu, insanlık açısından çok değerli sonuçları olan bir kültür. Onun için de dünyanın her tarafına taşımak gerekiyor. Ne Batı'nın bizi tanımladığı gibi İslamcı ya da Ortadoğulu, ne de gelişmekte olan ya da geri kalmış bir ülkeyiz. Çok daha farklı insani özellikleri öne çıkan, dünyaya farklı şekillerde yaklaşabilen, kendi çıkarları için değil, bütün insanlığın çıkarı için çalışabilen bir algımız var. Ne Ortadoğulu gibi çok kendi haline bırakılmış bir yaşam tarzımız ne de Batılı gibi her şeyi rasyonel çerçevede düşünüp insani ve duygusal boyutu ihmal eden bir yapımız var. Ama ikisinden de aldığımız güzel değerler belki insanlık için çok önemli gelişmelere katkıda bulunabilir. Dolayısıyla biz ilişkilerimizi sadece Batı'yla uyumlu hale getirme durumunda değiliz, farklı coğrafyalara da gitmek gerekiyor.
YEE'nin yaptığı iş bir anlamda, uluslararası ilişkilerde Türkiye'nin dışişleri, uluslararası ilişkilerine katkıda bulunacak bir ilişki ve iletişim ağı oluşturmak. Yani dışişleri bakanlıkları genellikle farklı ülkelerle ikili anlaşmalar imzalar ve böylelikle ticari alışveriş, insani alışveriş gibi konulara yoğunlaşır; Yunus Emre ise insandan insana bir köprü oluşturur. Yani kurduğu merkezler sayesinde Türkiye ile diğer ülkeler arasında bir bağ oluşturmaya çalışır.'
- 'Darbe girişiminin püskürtülmesi olağanüstü bir başarı'
Gittikleri ülkelerde hem genel merkezin oluşturduğu planları yerine getirmeye çalıştıklarının hem de o ülkenin ihtiyacı olan, iki ülke arasında bağ oluşturan faaliyetler yaptıklarının altını çizen Ateş, bu çerçevede yılda ortalama bin etkinlik gerçekleştirdiklerini ifade etti.
Geçen yıl yaşanan başarısız darbe girişiminin ardından bu faaliyetleri artırdıklarını söyleyen Ateş, bir yıl dolmadığı halde bin 200 faaliyet düzenlediklerine işaret etti.
Ateş, kendi sorunlarıyla uğraşan bir ülke algısı oluşturmamak gerektiğini vurgulayarak, 'Darbe girişiminin püskürtülmesi olağanüstü bir başarıdır. Bu girişimin başarısızlıkla neticelenmesi birçok ülke için ilham kaynağı olmuştur. Darbe yapmaya kalkışanlar Türk halkının buna müsaade etmediğini görmüşlerdir.' dedi.
15 Temmuz darbe girişiminin diğer ülkelerde 'Türkiye askeri darbelere muhatap bir ülke' şeklinde bir algı da oluşturduğunu belirten Ateş, bu algıyı kırmak için sürekli kültürel faaliyetler yaptıklarını ve özellikle Avrupa ülkelerinden bu konuda çok olumlu geri dönüşler aldıklarını kaydetti.
Kaynak: AA
Ateş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, enstitünün kurduğu Kültürel Diplomasi Akademisi hakkında bilgi verdi.
Türkiye'nin henüz yurt dışında kültürel diplomasi yapılacak bir alt yapı kurmadığını ifade eden Ateş, bunun için nitelikli personele ihtiyaç duyulduğunu bildirdi. Ateş, Arjantin, Brezilya ve Venezuela gibi ülkelerde kurulma aşamasında olduklarını ancak oralarda İspanyolca ve Portekizce bilen ve aynı zamanda kendilerini temsil edebilecek insana ihtiyaç duyduklarını vurguladı. Bu nedenle geçen yılın sonunda vakıf bünyesinde kültürel diplomasi akademisini kurduklarına değinen Ateş, akademi vasıtasıyla öncelikle kendi ihtiyaçlarını karşılamayı amaçladıklarını aktardı.
Ateş, 'Her kurum yurt dışına görevli personel gönderiyor ama özellikle kültürlerarası iletişim konusunda bilgi sahibi olup bunu içselleştirebilecek kişilere ihtiyaç var. Bu nedenle Kültürel Diplomasi Akademisini yurt dışına görevlendirilecek sivil toplum örgütleri ya da devlet kurumları için de açmak niyetindeyiz.' diye konuştu.
Türkiye'nin yer aldığı coğrafyanın tarih boyunca tüm medeniyetlerin geçiş noktası olan bir kültüre sahip olduğunu vurgulayan Ateş, şöyle devam etti:
'Bu, insanlık açısından çok değerli sonuçları olan bir kültür. Onun için de dünyanın her tarafına taşımak gerekiyor. Ne Batı'nın bizi tanımladığı gibi İslamcı ya da Ortadoğulu, ne de gelişmekte olan ya da geri kalmış bir ülkeyiz. Çok daha farklı insani özellikleri öne çıkan, dünyaya farklı şekillerde yaklaşabilen, kendi çıkarları için değil, bütün insanlığın çıkarı için çalışabilen bir algımız var. Ne Ortadoğulu gibi çok kendi haline bırakılmış bir yaşam tarzımız ne de Batılı gibi her şeyi rasyonel çerçevede düşünüp insani ve duygusal boyutu ihmal eden bir yapımız var. Ama ikisinden de aldığımız güzel değerler belki insanlık için çok önemli gelişmelere katkıda bulunabilir. Dolayısıyla biz ilişkilerimizi sadece Batı'yla uyumlu hale getirme durumunda değiliz, farklı coğrafyalara da gitmek gerekiyor.
YEE'nin yaptığı iş bir anlamda, uluslararası ilişkilerde Türkiye'nin dışişleri, uluslararası ilişkilerine katkıda bulunacak bir ilişki ve iletişim ağı oluşturmak. Yani dışişleri bakanlıkları genellikle farklı ülkelerle ikili anlaşmalar imzalar ve böylelikle ticari alışveriş, insani alışveriş gibi konulara yoğunlaşır; Yunus Emre ise insandan insana bir köprü oluşturur. Yani kurduğu merkezler sayesinde Türkiye ile diğer ülkeler arasında bir bağ oluşturmaya çalışır.'
- 'Darbe girişiminin püskürtülmesi olağanüstü bir başarı'
Gittikleri ülkelerde hem genel merkezin oluşturduğu planları yerine getirmeye çalıştıklarının hem de o ülkenin ihtiyacı olan, iki ülke arasında bağ oluşturan faaliyetler yaptıklarının altını çizen Ateş, bu çerçevede yılda ortalama bin etkinlik gerçekleştirdiklerini ifade etti.
Geçen yıl yaşanan başarısız darbe girişiminin ardından bu faaliyetleri artırdıklarını söyleyen Ateş, bir yıl dolmadığı halde bin 200 faaliyet düzenlediklerine işaret etti.
Ateş, kendi sorunlarıyla uğraşan bir ülke algısı oluşturmamak gerektiğini vurgulayarak, 'Darbe girişiminin püskürtülmesi olağanüstü bir başarıdır. Bu girişimin başarısızlıkla neticelenmesi birçok ülke için ilham kaynağı olmuştur. Darbe yapmaya kalkışanlar Türk halkının buna müsaade etmediğini görmüşlerdir.' dedi.
15 Temmuz darbe girişiminin diğer ülkelerde 'Türkiye askeri darbelere muhatap bir ülke' şeklinde bir algı da oluşturduğunu belirten Ateş, bu algıyı kırmak için sürekli kültürel faaliyetler yaptıklarını ve özellikle Avrupa ülkelerinden bu konuda çok olumlu geri dönüşler aldıklarını kaydetti.