Diyanet İşleri Başkanı Görmez Mahkumlarla İftar Yaptı

Ankara Şaşmaz Açık Ceza ve Tevkifevi'nde iftara katılan Görmez, daha sonra tutuklu ve hükümlülere hitap etti Diyanet İşleri Başkanı Görmez: 'Hepimizin korkacağı bir şey olmalı; o da Allah nezdinde hükümlü olmaktır. Dünyayı da ahireti de zindana çevirecek en büyük kötülük Allah katında hükümlü olmaktır' 'Bazı mahkum kardeşlerimiz hapishanede Kur'an eğitimi alıyor, hafızlığa başlıyor hatta beni hafızlık merasimine davet eden dostlarımız oluyor'

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, 'Hepimizin korkacağı bir şey olmalı; o da Allah nezdinde hükümlü olmaktır. Dünyayı da ahireti de zindana çevirecek en büyük kötülük Allah katında hükümlü olmaktır.' dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün Ankara Şaşmaz Açık Ceza ve Tevkifevi'nde düzenlediği iftar programına katılan Görmez, tutuklu ve hükümlülere hitap etti.

Mahkumlara bu sıkıntılarının geçeceğini söyleyen Görmez, 'Hepinizin yeniden güzel bir hayatı olacak inşallah. Eşinizle çocuklarınızla bir araya gelecek, daha önceki yaptıklarınızın üzerine bir çizgi çekerek yepyeni bir hayata başlayacaksınız. Umutsuzluk dünyada en büyük günahtır. Allah umutsuzluğu Müslümanlara haram kılmıştır. Umut sahibi olacaksınız ve yeni bir hayatı nasıl kuracağınızın üzerinde düşüneceksiniz.' ifadelerini kullandı.

Görmez konuşmasında, 'Günahlarından hakkıyla tövbe eden günahsız gibidir.' hadisini hatırlattı.

Bu noktada en önemli ölçütün yapılan hataya dönmemek, o kötülüğü bir daha işlememek ve nefse hakimiyet olduğunu vurgulayan Görmez, ramazan ayı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Ramazanın başlı başına bir medeniyet olduğuna işaret eden Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Her yıl ramazan gelir bizi arındırır, irademizi özgür kılar, bir okul gibi bir mektep gibi hepimizi eğitime tabi tutar. Her sene gelir ve bize Kur'an'ımızı yeniden getirir. İftarın sevincini, sahurun bereketini getirir. Kadir Gecesini ve bayramı bizlere getirir. Ramazan başlı başına muhteşem bir medeniyettir aslında. Oruç ibadetinin asıl gayesi, nefsimizin, hevamızın esiri olmamayı öğretmektir. Bize gerçek özgürlüğü tattırmaktır. İnsanoğlu bazen küçücük bir öfkesine mağlup olur ve hayatı kendisine zindan eder, sonra pişman olur. Bu pişmanlığın Allah katından karşılığı vardır elbette. Allah kendisine şirk koşmanın dışında bütün günahları affedeceğini bizlere bildirmiştir.'

- 'Asıl özgürlük ahlaki ve vicdani özgürlüktür'

Görmez, ahlak alimlerinin özgürlüğü üçe ayırdığını belirtti.

Bunların cismani ve bedeni özgürlük, siyasi ve medeni özgürlük, ahlaki ve vicdani özgürlük olduğunu aktaran Görmez, şöyle konuştu:

'Cismani ve bedeni özgürlüğe sahip olanlar sokaklarda rahatça gezerler, şehirlerde rahatça dolaşırlar. İkinci özgürlük, siyasi ve medeni özürlük. Bu özgürlüğe sahip olanlar, kendi ülkelerinde kendi iradeleriyle yönetilirler. Seçme ve seçilme hakkına sahip olurlar. Üçüncü özgürlük ise ahlaki ve vicdani özgürlüktür. İşte orucun, ibadetin, dinin insana kazandırmak istediği asıl özgürlük, ahlaki ve vicdani özgürlüktür. Buna sahip olanlar öfkelerine mağlup olmazlar, arzularına ve hevalarına esir olmazlar. Ahlaki ve vicdani özgürlüğe sahip olanlar, siyasi ve medeni özgürlüğe de cismani ve bedeni özgürlüğe de sahip olurlar fakat ahlaki ve vicdani özgürlüğünü kaybedenler, cismani ve bedeni özgürlüğünü de kaybederler. Hepimizin korkacağı bir şey olmalı; o da Allah nezdinde hükümlü olmaktır. Dünyayı da ahireti de zindana çevirecek en büyük kötülük Allah katında hükümlü olmaktır.'

- Cezaevlerinde hafız oluyorlar

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, mahkumlara Allah ile konuşmaktan kendileri mahrum etmemelerini önerdi.

'Bazı mahkum kardeşlerimiz hapishanede Kur'an eğitimi alıyor, hafızlığa başlıyor hatta beni hafızlık merasimine davet eden dostlarımız oluyor.' diyen Görmez, bazı tutuklu ve hükümlülerin de yaptıkları işlerden dolayı duydukları vicdan azabını kendisiyle paylaştığını dile getirdi.

Görmez, sözlerini şöyle tamamladı:

'Derdini dökecek insan aradığında karşısında sarıklı cübbeli Diyanet İşleri Başkanı aklına geliyor ve bana derdini döküyor, bu da beni çok mutlu ediyor. Bizim öyle bir dinimiz var ki burada belki ailenizle, eşinizle, çocuklarınızla görüşemiyorsunuz, konuşamıyorsunuz ama Allah ile konuşabilirsiniz. Bizim öyle bir dinimiz var. O'nun huzurunda, O'nun divanında durur, ona hitap eder ve 'Ben sadece sana ibadet eder, sana kulluk ederim' dersiniz. Allah da size karşılık verir.'

Programda, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Adalet Bakanlığından üst düzey yetkililer hazır bulundu.
Kaynak: AA