Yokluğun Değil Savaşın Yok Ettiği Hayalini İstiyor

Suriye'de iç savaşın başlamasından sonra Esed ordusuna katılmayı reddeden ve baskılar nedeniyle ülkesini terk edip geldiği Türkiye'de zor şartlarda yaşam mücadelesi veren Gani El İbrahim, savaş nedeniyle bırakmak zorunda kaldığı çocukluk hayali mesleği öğretmenliğe geri dönmek istiyor İbrahim: 'Türkiye'de bulunmaktan memnunum ancak Suriye'deki hayatımdan daha zor. Türk insanı çok iyi, bana çok yardımcı oldu' 'İlk geldiğim zaman hiçbir şeyim yoktu. İş verdiler, ev eşyası verdiler. Türk halkı ve devleti çok iyi. Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt gibi Arap ülkeleri bile bizi almadılar, vizeyle girmeyi bile yasakladılar. Ancak Türkiye kapılarını açtı'

HALİL İBRAHİM BAŞER - Suriye iç savaşında Esed ordusuna katılmayı reddeden ve baskılar nedeniyle ülkesini terk ederek geldiği Türkiye'de zor şartlarda yaşam mücadelesi veren evli ve 4 çocuk babası Gani El İbrahim, savaş nedeniyle bırakmak zorunda kaldığı çocukluk hayali mesleği öğretmenliğe geri dönmek istiyor.

Suriye'nin Halep kentinin bir köyünde dünyaya gelen 32 yaşındaki Gani El İbrahim, çocukluğundan beri öğretmen olma hayali kurdu. Maddi imkansızlıklar nedeniyle küçük yaşta, 'boyundan büyük' işlerde çalışarak, hayalinin peşinden koşan İbrahim, hayali uğruna gündüzleri okulda, bitiş zili çaldıktan sonra ise yaşıtlarıyla oynamak yerine çeşitli işlerde dirsek çürüttü.

Derslerinde başarılı oldukça umut ışığı artan İbrahim'in zorlu şartlarına, ilkokulu bitirdikten bir de gurbet eklendi. Liseyi okumak için ailesinden ayrılıp Menbiç'e geçmek zorunda kalan İbrahim, buna da katlanarak, liseyi de başarıyla bitirdi. Ardından yine yollara düşen İbrahim, gittiği Halep'te aynı derecede zor şartlar altında ancak yine başarılı bir öğrenim hayatından sonra uzun yıllar zorlu şartlar altında devam ettiği eğitim hayatına nokta koydu.

Çocukluk hayaliyle arasında artık hiçbir engel kalmayan İbrahim, üniversiteyi bitirdikten bir yıl sonra hayalindeki dünyaya adımını atarak Cerablus'ta coğrafya öğretmenliği yapmaya başladı. Gani El İbrahim, zor günleri alın teri ve çabasıyla aşmayı başararak, kısa süre önce kendisinin de oturduğu masalardaki öğrencilere, zorluklarla sahip olduğu bilgileri aktarmaya başlamanın gurur ve mutluluğuyla meslek hayatına adım attı.

Çok sevdiği mesleğiyle arasına bu sefer askerlik giren İbrahim, asıl engelle ülkesinde başlayan iç savaştan sonra karşılaştı. Savaş nedeniyle 2,5 yıl askerlik yapmak zorunda kalan genç öğretmen, bu sürede, öğrencilerine anlatmak için yıllarını verdiği coğrafyasının yakılıp yıkılmasına şahitlik etmek zorunda kaldı.

İbrahim'in, savaştaki bombalarla mesleği ve çocukluk hayali yerle bir edilirken, şimdi ülkesinden uzakta ayakkabı çivilerken geçmişini düşünüp, gelecekte yeniden öğrencileriyle buluşmanın hayaliyle başını yastığa koyuyor.

- Kendi nöbette, aklı derste

Güngören'de bir ayakkabı imalathanesinde işçi olarak çalışan Gani El İbrahim, AA muhabirine yaptığı açıklamada, zor günler geçirmesine rağmen yılmadan okuduğunu ancak savaşın her şeyi alt üst ettiğini söyledi.

Askerdeyken bile okula gidip, öğretmenlik yapmayı düşündüğünü anlatan İbrahim, 'Askerliği bitirdikten sonra evlendim. Ancak savaş yakamızı bırakmadı. Esed'in adamları tarafından yine askere gelmem ve muhaliflere karşı savaşmam isteniyordu. Ben bunu istemiyordum. Elimde silahla insan öldürmek değil, tebeşirle çocuk yetiştirmek istiyordum. Ancak çok baskı yaptılar. Ben de bunu reddettim ve ülkemden ayrılıp Türkiye'ye geldim. 3 ay sonra da ailemi buraya getirdim.' dedi.

İbrahim, zor hayatın yakasını bırakmadığını anlatarak, şöyle devam etti:

'Türkiye'de değişik yerlerde çalıştım. 2,5 sene hamallık yaptım. Sonra burada ayakkabı imalat işinde çalışmaya başladım. Türkiye'de bulunmaktan memnunum ancak Suriye'deki hayatımdan daha zor. Çünkü oradayken memurdum. İyi gelirim, evim, arabam vardı. Kira derdi yoktu. Burada kira, fatura dertleri var. İş yoksa para yok. Sistemli, düzgün bir hayat yok. Suriye'ye gitmek istiyorum ancak artık orası eskisi gibi değil. Her tarafında terör, savaş var. Orada nasıl yaşayacağız? Her tarafta tehlike var. Güvenlik yok. Can tehlikesi her zaman var. Türk insanı çok iyi, bana çok yardımcı oldular. İlk geldiğim zaman hiçbir şeyim yoktu. İş verdiler, ev eşyası verdiler. Türk halkı ve devleti çok iyi. Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt gibi Arap ülkeleri bile bizi almadı, vizeyle girmeyi bile yasakladılar. Ancak Türkiye kapılarını açtı.'
Kaynak: AA