Çocukların 'Mobil Lunapark' Keyfi
Seyyar salıncakçı Atuğ: '7 yaşımdan itibaren babamla beraber salıncağa çıkmaya başladım. 12 yaşımda babam artık benim bu işi becerebileceğimi söyledi ve bana devretti' 'Salıncağım benim ekmeğim, vatanım, her şeyim. Sabahları önce salıncağımı öpüyorum. 'Sen benim hem anamsın hem babamsın, sen benim ekmeğimi yedirensin' diyorum'
HİKMET ORÇUN ÜRESİNLER - Çocukluğundan bu yana İstanbul sokaklarında çocukları seyyar salıncağıyla sevindiren Mehmet Halit Atuğ, ramazanda da mesaisine devam edip çocukları mutlu ediyor.
Çocukken babasıyla birlikte seyyar salıncağı İstanbul sokaklarında çocuklarla buluşturan Atuğ, 12 yaşına geldiğinde ise işi devraldığını, bu kez babasının kendisinin yanında 'salıncağa çıktığını' anlattı.
Mardin'de doğduktan sonra ailesinin İstanbul'a göç ettiğini, İstanbul'da 7 yaşından itibaren babasıyla seyyar salıncakçılık yapmaya başladığını aktaran Atuğ, işi çok sevdiği için okulu bıraktığını, bir süre sonra da işi kendisinin devraldığını söyledi.
'12 yaşımda babam artık benim bu işi becerebileceğimi söyledi ve bana devretti. Babam yanımda geliyordu, ben salıncağı çeviriyordum, o da beni izliyordu. Bir süre sonra artık benimle gelmemeye başladı.' diyen Atuğ, İstanbul'un neredeyse tüm semtlerini dolaştığını, salıncağa ilk bindirdiği çocukların büyüyüp aile kurduğunu, artık onların çocuklarına salıncak götürdüğünü kaydetti.
Lunaparka gidemeyen çocukların, sokaklara girince kendisini tanıyıp salıncağı önünde sıra olmasından çok mutlu olduğunu dile getiren Atuğ, 'Beni tanımayan çocuk yok herhalde. Hatta ben gelmeden önce çocukların sıraya girdiklerini bile gördüm. Bu beni hem mutlu ediyordu, hem de işime daha fazla sarılmamı sağlıyordu.' dedi.
Çocukların, kendisinin gerçek adını ezberleyemediğini, bu nedenle onların akıllarında kolay kalacak bir isim düşünmeye başladığını belirten Atuğ, şunları söyledi:
'Akılda kalıcı olmam lazımdı yoksa çocuklar ismimi unutacaklardı. Ben de sevgili Kemal Sunal'ın Şaban karakterinin ismini seçtim. O yıllarda söylediğim bu sözle birlikte artık çocukların 'Şaban Ağabeyi' olmuştum. İlk salıncağa bindirdiğim çocuklar artık büyüdü, aralarında evlenenler, çocukları olanlar oldu. Denk geldiğimizde kendi çocuklarıyla birlikte salıncağa biniyorlar. Birbirimizi gördüğümüzde hasretle birbirimize sarılıyoruz. Onlara 'sizi ben büyüttüm' diyorum, yalan da sayılmaz. Hemen hemen her gün çocuklarla birlikteydik.'
Babasının, '30 yıl önce icat ettiğini söylediği antika salıncağın' bir gün çalındığını ve baba yadigarı çalınınca ailece çok üzüldüklerini ifade eden Atuğ, çalınan salıncak bulunamayınca babasının yeniden bir salıncak yaptığını söyledi.
20 yıldır şu an çalıştığı salıncağı kullandığını dile getiren Atuğ, 'Salıncağım benim ekmeğim, vatanım, her şeyim. Sabahları önce salıncağımı öpüyorum. 'Sen benim hem anamsın hem babamsın, sen benim ekmeğimi yedirensin' diyorum. İş yerim diyebileceğim yer işte bu salıncak. Başka hiçbir şeyim yok ama olsun, helal kazanç peşinde koştuğumuz sürece Allah'ın yardım edeceğini biliyorum.' diye konuştu.
Ramazanda bu işi yapmanın çok zor olduğunu kaydeden Mehmet Halit Atuğ, 'Dilim damağım kuruyor, özellikle yokuşlarda çok zorlanıyorum ama bir yandan da Allah'ın farzını yerine getirmem gerektiğini biliyorum.' dedi.
Kaynak: AA
Çocukken babasıyla birlikte seyyar salıncağı İstanbul sokaklarında çocuklarla buluşturan Atuğ, 12 yaşına geldiğinde ise işi devraldığını, bu kez babasının kendisinin yanında 'salıncağa çıktığını' anlattı.
Mardin'de doğduktan sonra ailesinin İstanbul'a göç ettiğini, İstanbul'da 7 yaşından itibaren babasıyla seyyar salıncakçılık yapmaya başladığını aktaran Atuğ, işi çok sevdiği için okulu bıraktığını, bir süre sonra da işi kendisinin devraldığını söyledi.
'12 yaşımda babam artık benim bu işi becerebileceğimi söyledi ve bana devretti. Babam yanımda geliyordu, ben salıncağı çeviriyordum, o da beni izliyordu. Bir süre sonra artık benimle gelmemeye başladı.' diyen Atuğ, İstanbul'un neredeyse tüm semtlerini dolaştığını, salıncağa ilk bindirdiği çocukların büyüyüp aile kurduğunu, artık onların çocuklarına salıncak götürdüğünü kaydetti.
Lunaparka gidemeyen çocukların, sokaklara girince kendisini tanıyıp salıncağı önünde sıra olmasından çok mutlu olduğunu dile getiren Atuğ, 'Beni tanımayan çocuk yok herhalde. Hatta ben gelmeden önce çocukların sıraya girdiklerini bile gördüm. Bu beni hem mutlu ediyordu, hem de işime daha fazla sarılmamı sağlıyordu.' dedi.
Çocukların, kendisinin gerçek adını ezberleyemediğini, bu nedenle onların akıllarında kolay kalacak bir isim düşünmeye başladığını belirten Atuğ, şunları söyledi:
'Akılda kalıcı olmam lazımdı yoksa çocuklar ismimi unutacaklardı. Ben de sevgili Kemal Sunal'ın Şaban karakterinin ismini seçtim. O yıllarda söylediğim bu sözle birlikte artık çocukların 'Şaban Ağabeyi' olmuştum. İlk salıncağa bindirdiğim çocuklar artık büyüdü, aralarında evlenenler, çocukları olanlar oldu. Denk geldiğimizde kendi çocuklarıyla birlikte salıncağa biniyorlar. Birbirimizi gördüğümüzde hasretle birbirimize sarılıyoruz. Onlara 'sizi ben büyüttüm' diyorum, yalan da sayılmaz. Hemen hemen her gün çocuklarla birlikteydik.'
Babasının, '30 yıl önce icat ettiğini söylediği antika salıncağın' bir gün çalındığını ve baba yadigarı çalınınca ailece çok üzüldüklerini ifade eden Atuğ, çalınan salıncak bulunamayınca babasının yeniden bir salıncak yaptığını söyledi.
20 yıldır şu an çalıştığı salıncağı kullandığını dile getiren Atuğ, 'Salıncağım benim ekmeğim, vatanım, her şeyim. Sabahları önce salıncağımı öpüyorum. 'Sen benim hem anamsın hem babamsın, sen benim ekmeğimi yedirensin' diyorum. İş yerim diyebileceğim yer işte bu salıncak. Başka hiçbir şeyim yok ama olsun, helal kazanç peşinde koştuğumuz sürece Allah'ın yardım edeceğini biliyorum.' diye konuştu.
Ramazanda bu işi yapmanın çok zor olduğunu kaydeden Mehmet Halit Atuğ, 'Dilim damağım kuruyor, özellikle yokuşlarda çok zorlanıyorum ama bir yandan da Allah'ın farzını yerine getirmem gerektiğini biliyorum.' dedi.