Et Fiyatları İçin 'Topluluk Destekli Tarım' Önerisi

İTÜ İşletme Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Aşıcı: 'Yüksek gıda ve özellikle et fiyatlarının önüne geçilebilmesi için 'Topluluk destekli tarım' yapısına geçilmeli' '2023'ün ekonomik hedefleri o kadar ön planda ki, çevreyle ilgili hedefler ekonomik hedeflerin altında eziliyor'.

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İşletme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Atıl Aşıcı, 'Türkiye'de gıda fiyatları çok yüksek. Dünyanın en fazla sığır ithal eden ülkelerinden olmamıza rağmen et fiyatları hala çok yüksek. Yüksek gıda ve özellikle et fiyatlarının önüne geçilebilmesi için 'Topluluk destekli tarım' yapısına geçilmeli.' dedi.

Aşıcı, Yeşil Düşünce Derneği ve İstanbul Politikalar Merkezi'nin, merkezin Karaköy'deki binasında düzenlediği Yeşil İklim Yeşil Ekonomi Projesi Kapanış Konferansı'nda, 'İklim İçin Yeşil Ekonomi Politikaları Raporu'nu tanıttı.

Raporda yer alan onarıcı tarım, yenilenebilir enerji, pasif kent mimarisi gibi konuların çevre ve refah için önemini aktaran Aşıcı, teşvik mekanizmalarının değil niyetlerin değişmesi halinde Türkiye'nin Yeşil Ekonomi'yle sürdürülebilir şekilde büyüyebileceğini söyledi.

- 'Ulaştırma, enerji ve gıda fiyatları düşeceğine artıyor'

Türkiye'deki reformist çevreci politikaların tam olarak hayata geçmesinin kısa vadede mümkün görünmediğini dile getiren Aşıcı, 'Yenilenebilir enerjiyi desteklemek için mali sıkıntı olduğunu düşünmüyorum. Her bir bakanlığın strateji belgelerinde çevre ve yeşil ekonomiye dair başarılı hedefleri var. Benim yeşil ekonomi için Türkiye'de gördüğüm sorun, niyet. 2023'ün ekonomik hedefleri o kadar ön planda ki, çevreyle ilgili hedefler ekonomik hedeflerin altında eziliyor. Hükümet haklı olarak ekonomik dönüşümleri yapmak istiyor ama bu amaçlara ulaşmak için stratejilere bakıldığında neredeyse hepsinin çevreyi ve gökyüzünü kirleten yollardan geçtiği görülüyor.' değerlendirmesini yaptı.

Yapılan büyük alt yapı projelerinin gayrimenkul sektörünü geliştirdiğini, buna karşın yatırım ortamını bozarak diğer sektörlere alan bırakmadığını savunan Aşıcı, 'Ulaştırma, enerji ve gıda fiyatları yapılan çok sayıda yatırıma rağmen düşeceğine artıyor.' dedi.

- 'Karbon vergisi koyalım, kirleten ödesin'

Mevcut ekonomik yapının sürdürülebilir olmadığını savunan Aşıcı, büyüme dönemlerinde artan cari açıkla sera gazı emisyonları ve yükselen işsizliğin yeşil ekonomiyi zorunlu hale getirdiğini söyledi.

Aşıcı şunları kaydetti:

'Fosil yerine yenilenebilir enerji temelli, büyük yerine küçük ölçekli üretim yapısı tercih edilmeli. Küçük dokunuşlarla birçok şeyi düzeltebiliriz. Karbon vergisi koyalım, kirleten ödesin. Bu bugünden yarına yapılabilecek bir şey. Ancak bu gelirlerle ulaştırma alt yapı yatırımları değil yenilenebilir enerji yatırımları yapalım.'

Türkiye'de yeşil ekonomi dönüşümü için koordinasyon adımlarının atılması gerektiğini ifade eden Aşıcı, 'Enerji ve gıda fiyatları yükseliyor ülkemizde. İş dünyası da yenilenebilir enerji konusunda çok dinamik. Toplumsal talebe baktığımızda o da çok canlı, birçok kentsel dönüşüm faaliyeti yapılıyor. Ancak bir bakanlığın inşa ettiğini bir başka bakanlık yok edince dönüşüm zora giriyor. Burada koordinasyon konusunda önemli eksiklikler var.' diye konuştu.

- 'Rüzgar ve güneş enerjisi sistemlerine yönelmeliyiz'

Belçika'nın başkenti Brüksel'de pasif bina mimarisinin öne çıktığı örneğini veren Aşıcı, enerji kullanımında yüzde 90'a varan tasarruflar getiren pasif binaların, klasik yapılardan yüzde 10 daha pahalı inşa edildiğini söyledi.

Türkiye'de de Gaziantep Büyükşehir Belediyesi İnsan Kaynakları Merkezi Projesi ve Hacettepe Teknokent'te Vendeka Ofis Binası Projesi gibi binaların pasif mimari örneği yapılar olduğunu aktaran Atıcı, bu tür binaların sayısının artmasının gerektiğini kaydetti.

Türkiye'de enerji politikalarının arz güvenliği odaklı hazırlandığını söyleyen Aşıcı, 'Yılın birkaç haftasında pik yapan elektrik talebi için 50 hafta fazla kapasite çalışılması sürdürülebilir değil. Bunun yerine rüzgar ve güneş enerjisi sistemlerine yönelmeliyiz. Köprü ve otobanlar yap-işlet-devret yöntemiyle yapılabiliyor, yenilenebilir enerji yatırımları da bu yolla yapılabilir, yaygınlaştırılabilir.' değerlendirmesini yaptı.

- 'Almanya 20 yıl boyunca fiyat garantisi vermekte'

Güneş enerjisi alanında Yurttaşın Enerji Santrali (YES) konusunda Almanya'da başarılı süreçlerin yaşandığını anlatan Aşıcı, 'Almanya Yenilenebilir Enerji Yasası 20 yıl boyunca fiyat garantisi vermektedir. Almanya'da küçük çiftçilerin 5 megavata kadar üretim yapıp şebekeye elektrik sattığı biliniyor. Avrupa'da başarısız yenilenebilir enerji örneği İspanya'da görülüyor. Güneş enerjisi konusu zamanla bakılıyor ki büyük şirketlerin kar sahasına dönüşmüş durumda. O nedenle vergilerle caydırıcı hale getiriliyor bu alan.' diye konuştu.

Aşıcı, tarım konusunda onarıcı yaklaşımların süratle benimsenmesi gerektiğini belirterek, 'Türkiye'de gıda fiyatları çok yüksek. Dünyanın en fazla sığır ithal eden ülkelerinden olmamıza rağmen et fiyatları hala çok yüksek. Yüksek gıda ve özellikle et fiyatlarının önüne geçilebilmesi için 'Topluluk destekli tarım' yapısına geçilmeli. Çiftçi bir gıda topluluğuna dahil olursa bilir ki 30 tane müşterisi olacak, müşteri de bilir ki çiftçi en kaliteli ürünü üretmeye çalışıyor.' diye devam etti.
Kaynak: AA