'Kerkük'te Çözüm Vilayetin Özel Statüye Kavuşturulması'

Kerkük'te bayrak asma kriziyle başlayan ve İl Meclisinin referandum kararıyla devam eden süreci uzmanlar değerlendirdi ORSAM uzmanı Duman: 'Kerkük, Kürt bölgesine bağlanmaya çalışılırsa çatışma riski ortaya çıkacak' Ahi Evran Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Erkmen: 'Bölgesel denklem son derece karmaşıklaşmış durumda. Irak başbakanı bile şu anda olup bitenlere aslında çok da müdahil olabilecek durumda gibi görünmüyor' BİLGESAM Uzmanı Semin:
 'İki yol var. Ya Kürt bayrağı inecek, ya da orada Türkmen bayrağıyla beraber Kürt bayrağı da olacak. Yani herkesin bayrağı olacak'

ANKARA – Uzmanlar, Irak'ta petrol zengini Kerkük’te bayrak asma kriziyle başlayan ve İl Meclisinin referandum kararıyla devam eden sorunun, Kerkük’ün özel statüye kavuşturulmasıyla çözüleceğini düşünüyor.

Terör örgütü DEAŞ ile mücadelenin sürdüğü Irak'ta, Kerkük Valisi Necmettin Kerim'in geçen ay sonundaki önerisiyle vilayetteki kamu binalarına Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) bayrağı çekildi. Irak Meclisi, buna karşın Kerkük'teki kamu kurumlarına sadece 'Irak bayrağı' asılması yönünde karar aldı. Ancak İl Meclisi, parlamentonun kararına uymayacağını duyurdu. Meclis bugün de kentin Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ne (IKBY) ilhakı için referanduma gidilmesi kararı aldı. Uzmanlar, Kerkük'te bugünlerde yaşanan krizin kısa süreli ve geçici bir gelişmeden ziyade daha uzun soluklu bir sürecin sonucu olduğunu düşünüyor.

- 'Kürt bölgesine bağlanmaya çalışılırsa çatışma riski ortaya çıkar'

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) uzmanı Bilgay Duman, Kerkük'te yaşananların sadece bayrak krizi üzerinden değerlendirilmemesi gerektiğine dikkati çekti.

'Bayrak krizini bugünle değerlendirmek mümkün değil.' diyen Duman, Kürtlerin, Kerkük'ün Kürt bölgesine katılması yönünde uzun süredir hamle yaptıklarını hatırlattı.

Duman, “Dolayısıyla bu son süreçte yaşanan bayrak krizi de bunun bir parçası.' dedi.

ABD'nin 2003'teki Irak işgali sonrasında Kerkük'ün ülkedeki en tartışmalı konulardan biri olageldiğini vurgulayan Duman, Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ile Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) arasındaki çekişmenin unutulmaması gerektiğini belirtti.

Duman, Kerkük’ün Kürt bölgesindeki bağımsızlığın anahtarı olarak görüldüğünü belirterek, ilerleyen dönemde gerginliğin daha da artabileceğini kaydetti. Bayrak krizinin Kürtlerle Türkmenler arasında büyük bir gerginliğe yol açtığına vurgu yapan Duman, Kerkük Valisi Kerim'in geri adım atmayacakları açıklaması ile Türkmenlerin buna karşılık verecekleri açıklamasına dikkati çekti.

Duman, 'Kerkük'te tek taraflı hamleler çatışmaların da dinamiklerini artıracaktır. Musul operasyonu devam ediyor. Diğer taraftan Kerkük için DEAŞ riski de var. DEAŞ hala Kerkük'ün güneyindeki Havice bölgesini kontrol altında tutuyor. Kerkük'te yeni bir çatışma dinamiğinin ortaya çıkması, DEAŞ'ın yeniden Kerkük'e sirayet etmesine sebebiyet verebilir. Geçen eylül ayında DEAŞ güvenlik boşluğundan faydalanıp Kerkük'e saldırmıştı. Böyle bir çatışma dinamiği içinde DEAŞ yine bunu deneyebilir.' diye konuştu.

Kerkük'teki en iyi çözümün özel statülü bir bölgenin oluşturulması olacağını kaydeden Duman, 'Kerkük'teki tüm tarafların yönetime katılacağı özel statülü yönetim dengesinin ortaya çıkartılması belki de en iyi çözüm. Kerkük, Kürt bölgesine bağlanmaya çalışılırsa çatışma riski ortaya çıkacak.' ifadesini kullandı.

-'Kriz, yılların birikimi'

Ahi Evran Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serhat Erkmen de bayrak krizinin yılların birikimi olduğunu söyledi. Krizin, Iraklı Kürtler açısından 'en uygun zamanda' çıkarıldığını düşündüğünü ifade eden Erkmen, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Çünkü merkezi hükümet tamamen zayıflamış durumda, önümüzdeki eylülde seçim var. Kuzey Iraklılar içinde de seçim var. Bu referandum söylemi, Kerkük'ün statüsünün değiştirilmesine ilişkin söylem, tepkisel olarak Irak hükümetinin zayıfladığı ve gerçek anlamda bir tepki veremeyeceği dönemde yaşanıyor.'

Kürtlerin, arkalarına aldığı uluslararası kamuoyunun da desteğiyle bu söylemi kullanacaklarına işaret eden Erkmen, 'Zamanlama açısından iyi seçilmiş bir zaman olarak görülüyor. Bir yandan bölgesel denklem son derece karmaşıklaşmış durumda, öte yandan da Irak Başbakanı bile şu anda olup bitenlere aslında çok da müdahil olabilecek durumda gibi görünmüyor.'

Erkmen, olayın uzun vadede insanlar arasında birlikte yaşamayı sona erdirecek ayrılık tohumları ekebileceğine işaret etti.

Erkmen, bayrak krizinde İran'ın rolünün bulunduğuna işaret etti. İran'ın, Irak bayrağı dışında asılan bir bayrağın anayasaya aykırı olduğuna dair çıkışının gerçekçi olmadığına vurgu yapan Erkmen, 'Bayrak krizine İran'ın karşı çıktığına bakmayın. İran gerçekten karşı çıksa KYB üzerindeki etkisini kullanır.' dedi.

Kerkük konusunun çözüme kavuşturulması için vilayetin özel bir statüye sahip olması gerektiğini anlatan Erkmen, 'Kerkük ayrı bir vilayet olarak özel statüye sahip olmalıdır. Merkezi Irak hükümetiyle gevşek ilişkileri olan ayrı bir statüye sahip olması gerekiyor. İç düzenlemesini kendi demografik ve siyasi dengesine göre bulması gerekiyor. Herhalde bir tarafa bağlanması Kerkük'te sorunların çözümlenmesini sağlamaz.' değerlendirmesinde bulundu.

- 'Bayrak kriziyle, Kürtler Kerkük'ü tamamen kaybettiler'

Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM) Ortadoğu Uzmanı Ali Semin ise, Kerkük konusunun 2003'ten bu yana büyük bir sorun olduğunu belirterek, Musul'un DEAŞ'tan temizlenmesinin ardından gündeme gelen referandum tartışmalarına dikkati çekti.

Bayrak krizinin, KYB ve KDP partileri arasındaki rekabet nedeniyle ortaya çıktığını belirten Semin, şunları kaydetti:

'Temel sorun şu, Kerkük'te beş tane petrol yatağı var. İki tanesi, DEAŞ'tan sonra KDP'nin, yani Barzani'nin partisinin, Kuzey Irak Kürt Yönetimi'nin kontrolünde. Ama Kerkük'ün bütün idaresinde KYB etkin. Kerkük'ün bütün idaresi, vali, meclis başkanı KYB'li. Ancak petrolü uluslararası piyasaya KDP satıyor. Bunun bir rekabete döndüğünü görüyoruz. Bu bayrak krizinde normalde Kürtler şunu fark ettiler. Uzun bir süredir referandum yapılacaktı, referandum yapılmadı ve yapılacağı da yok. Bunun için de, şimdi bayrakla, bir emrivakiyle Kuzey Irak'a bağlamak istiyorlar. Bunun başı olarak vali karşımıza çıkıyor.'

Semin, 2008'den bu yana Kerkük'te bir siyasi istikrarın sürdüğünü, bölgede Türkmenler, Kürtler ve Araplar arasında uzlaşı ve güven olduğunu hatırlatarak, 'Bu bayrak kriziyle Kürtler Kerkük'ü tamamen kaybettiler. Kerkük'ü kaybettikleri gibi, bölgesel anlamda da İran'ın da, Türkiye'nin de tepkisini çektiler. Şimdi bunun farkındalar ancak öyle bir adım attılar ki geri adım da atamıyorlar. Burada Barzani yönetimi de zor durumda şu anda.' diye konuştu.

KYB'li Vali Necmettin Kerim tarafından Barzani'ye de bir emrivaki yapıldığını söyleyen Semin, 'Bağdat'ı kışkırttılar, Şii yönetimi kışkırttılar, Türkmenleri kışkırttılar, Arapların büyük kısmını kışkırttılar. Onun dışında da, Türkiye ile Kuzey Irak Yönetimi arasında çok iyi bir ilişki vardı. Ama Türkiye'den de uyarılar gelmeye başladı.' dedi.

Konunun bir bayrak savaşına dönüşmesinin, bir etnik çatışmanın da yolunu açacağını söyleyen Semin, 'Kürtlerin Türkmen bayraklarına yaptığı saygısızlık, yakmalar ister istemez kışkırtıcıdır. Bunun da sorumlusunun Kuzey Irak Yönetimi'nden ziyade vali olduğunu düşünüyorum.' ifadesini kullandı.

Semin, sürecin diyalog ile çözülebileceğini söyledi. Semin, 'İki yol var. Ya Kürt bayrağı inecek, ya da orada Türkmen bayrağıyla beraber Kürt bayrağı da olacak. Yani herkesin bayrağı olacak.' dedi.

- Kerkük'ün statüsü

ABD'nin 2003'te Irak'ı işgali sırasında Kürt güçleri, Kerkük'ü fiilen ele geçirmiş, kente yoğun bir Kürt göçü yaşanmıştı.

2005 yılında yazılan Irak anayasasının 140. maddesine göre, Kerkük'ün statüsü, devrik lider Saddam Hüseyin döneminde Kerkük'ten zorla göç ettirilenlerin geri dönmesi, ardından Kerkük'te nüfus sayımı yapılması ve kentin statüsü hakkında bir referanduma gidilerek nihai durumun belirlenmesi olarak öngörülüyordu. Ancak çeşitli nedenler ve anlaşmazlıklar sebebiyle bu madde henüz uygulanamadı.

Bağdat, Kerkük'ün idari olarak merkezi yönetime bağlı olduğunu belirtirken, Kürtler ve özellikle kentte hakimiyet süren Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), Kerkük'ün IKBY'ye ilhak edilmesini talep ediyor. Türkmenler ise buna karşı çıkarak, Kerkük'ün özel bir statüye sahip olmasını istiyor. Kent nüfusu, büyük ölçüde Türkmen, Kürt ve Araplardan oluşuyor.

Kaynak: AA