CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Açıklaması (2)

'12 Eylül askeri darbesinin anayasası geldi, yüzde 91,7 'evet' çıktı. Şimdi hepimiz şikayet ediyoruz. 2010 anayasa referandumu, yüzde 58 kabul çıktı. Biz değil, iktidar partisi de şikayet ediyor. Şimdi tamamını yeniden değiştiriyoruz ama sonu belli olmayan bir maceraya Türkiye'yi sürükleyerek. Bu anayasa değişikliğiyle hem freni olmayan hem de nereye gittiği belli olmayan bir otobüse 80 milyonu bindiriyoruz' 'Bir parti devleti kurulacak. Cumhurbaşkanı partili, başkan yadımcılarının, bakanların tamamı partili, Anayasa Mahkemesi üyelerinin en azından 15'inin 12'si partili, HSYK'nın yarısı partili, cumhuriyet başsavcısı partili, valisi, kaymakamı partili. Peki ne olacak bu memleketin hali, Türkiye nereye gidiyor?' 'Dünyada en gelişmiş 20 ekonomi... Başkanlık sistemi ABD'de var ki bizimkiyle hiçbir ilgisi yok. Çünkü başkan; hakim, büyükelçi bile tayin edemez. Onun dışındaki devletlerin tamamı parlamenter sistemdir. Dünyanın en yoksul 20 ülkesine bakın, hepsi başkanlık sistemi. Başkan çok zengin, altta halk sefalet içinde'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, '12 Eylül askeri darbesinin anayasası geldi, yüzde 91,7 'evet' çıktı. Şimdi hepimiz şikayet ediyoruz. 2010 anayasa referandumu, yüzde 58 kabul çıktı. Biz değil, iktidar partisi de şikayet ediyor. Şimdi tamamını yeniden değiştiriyoruz ama sonu belli olmayan bir maceraya Türkiye'yi sürükleyerek. Bu anayasa değişikliğiyle hem freni olmayan hem de nereye gittiği belli olmayan bir otobüse 80 milyonu bindiriyoruz.' dedi.

Kılıçdaroğlu, GİMAT Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Ankara Toptancılar Derneğini ziyaret ederek esnafla bir araya geldi.

Burada konuşan Kılıçdaroğlu, 16 Nisan'da yapılacak halk oylamasının, toplumun her kesimini ilgilendirdiğini vurguladı. Kılıçdaroğlu, değişikliklerin fazla karmaşık olmadığını ve toplam 18 maddeden oluştuğunu söyledi.

Bir vatandaş olarak konuyu anlattığını ve seçmenlerden kendilerine 'Cumhurbaşkanı taraflı mı olsun, tarafsız mı olsun?' sorusunu sormalarını istediğini belirten Kılıçdaroğlu, 'tarafsız olsun' diyenlerin gidip 'hayır' tercihinde bulunması gerektiğini bildirdi.

'Hayır çıkarsa cumhurbaşkanlığı makamı tartışılır' şeklinde söylemler olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, bunun doğru olmadığını ifade etti.

Kılıçdaroğlu, 'Niye tartışılsın, milletin seçtiği bir konu tartışma konusu olur mu? Hayır olmaz. Cumhurbaşkanlığı makamını asla tartışma konusu yapmayız. Neden cumhurbaşkanlığı tarafsız olmalıdır? Çünkü, cumhurbaşkanlığı bizim ortak paydamızdır. Neden? 80 milyonu temsil eder. Arabasında Türk bayrağı taşır.' değerlendirmesinde bulundu.

Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

'Türkiye Cumhuriyetini temsil eder. O zaman siz 'Ben A partisindenim, o başka partiden seçildi, ben onu cumhurbaşkanı saymıyorum' diyemezsiniz. Ne zamana kadar? Tarafsızlığını koruduğu sürece kimse bir şey diyemez. Cumhurbaşkanlığı makamının tarafsızlığı onun milletin ortak değeri olmasını sağlıyor. Eğer siz tarafsızlıktan koparırsanız, milletin ortak değeri olmaktan çıkarırsınız. Bir diğer konuya geçiyorum. Anayasa değişikliği ile seçilecek olan başkan, arzu ettiği zaman hiçbir gerekçe göstermeden Meclisi feshedip yeni seçime götürme hakkı veriliyor. Bu doğru mu yanlış mı, bunu düşünmemiz lazım. Mevcut anayasada seçimler, sonra 45 gün içinde hükümet kurulamazsa cumhurbaşkanı memleket hükümetsiz kalmasın diye Meclisi feshedip erken seçime götürebiliyor. Gerekçesi var. Yeni düzenlemede hiçbir gerekçeye gerek yok. Arzu ettiği zaman seçime götürebilir. Milli iradeyi fesih yetkisini bir kişiye verelim mi vermeyelim mi? 'Seçime gittiği zaman kendisi de seçime gidecek.' deniliyor. Sorun kendisiyle beraber olup olmayacağı değil. Sorun bir kişiye milli iradeyi feshedip etmeme yetkisi verelim mi vermeyelim mi? Sorun budur.'

- 'Bir kişiye 80 milyonu teslim ediyoruz'

Söz konusu yetkinin 1924 Anayasası'nın görüşülmesi sırasında Mustafa Kemal Atatürk’e verilmediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, bu kadar büyük bir yetkiyi bir kişiye vermenin doğru olmadığını söyledi.

Yeni modelde cumhurbaşkanının devletin yapısı ve işleyişiyle ilgili karar almada tek yetkili yapıldığını savunan Kılıçdaroğlu, 'Bu şu demek; sayın başkan 'Ben 50 bakanlık istiyorum' ya da 'Hiç istemiyorum' diyebilir. Bunu nasıl öğreneceğiz? Resmi Gazete'de yayınlanınca bir sabah öğreneceğiz. Kaç başkan yardımcısı olacak? Bir mi, iki mi, üç mü? Yoksa 50 mi, 60 mı, 500 mü? Sayı var mı? Yok. Biri gelir 'Ben 500 istiyorum', hatta biri der ki 'Ben bütün il başkanlarımızı başkan yardımcısı tayin ediyorum.' Yetkisi var mı var?' diye konuştu.

'Bir kişiye 80 milyonu teslim ediyoruz.' görüşünü savunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

'Bu doğru diyorsan gidip 'evet' oyu verebilirsin. Bunun bazen bir parti meselesi olduğu algısı yaratılmaya çalışıyor. Bu bir parti meselesi değil. Başkan aynı zamanda partisinin genel başkanı olacak deniyor. Parti genel başkanı olarak mahkemeye üye seçecek, bir partinin genel başkanı hakim tayin etsin mi etmesin mi? Mesele bu kadar basit. Adalete ihtiyacımız yok diyorsanız gidip oyunuzu öyle kullanın. Öyle yetkiler veriyoruz ki kimsenin can ve mal güvenliği kalmayacak. Bu anayasa değişikliği gerçekleşirse başkan istediği zaman tek başına temel hakları, ekonomik, sosyal hakları tamamen kısıtlayabiliyor, böyle bir şey doğru diyorsanız ayrı. Bir kişiye bu kadar yetki vermek doğru mu? Bana göre yanlış. Ekonomik ve sosyal konuların tamamında kararname çıkarma yetkisi veriyoruz. Bir kararname ile 'Asgari ücreti tamamen dondurdum.' diyebilir. Ben bunları anlatınca 'Kılıçdaroğlu yalan söylüyor.' diyorlar. Gülüyorum tabii. Bin madde olsa anlarım, topu topu 18 madde.'

Kemal Kılıçdaroğlu, değişikliği televizyonda tartışma çağrısını yineledi.

- 'Çift başlılık yok'

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana yer alan başbakanlığın, 'Devlette çift başlılık var' gerekçesiyle kaldırılmak istendiğini, böyle bir çift başlılığın olmadığını savundu.

'Cumhurbaşkanı var mı? Var. Kaç kişi? Bir kişi. Hani 5 tane cumhurbaşkanı olsa, dersiniz ki 'Bunların her biri ayrı telden çalıyor, sayıyı bire indirelim.' Başbakan bir kişi. Nerede çift başlılık var?' diye soran Kılıçdaroğlu, yeni modelde cumhurbaşkanının hem başkan hem de partisinin genel başkanı olmasıyla çift başlılığın ortaya çıkacağını ileri sürdü.

Yeni düzenmemeyle cumhurbaşkanını, illerde hem partisinin il başkanının hem de valinin temsil edeceğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, 'Böyle bir devlet yönetimi dünyanın hangi ülkesinde var? Böyle bir model ben bir ülkede görmedim, yok böyle bir model.' dedi.

Kılıçdaroğlu, tarihe, geleneğe, örfe, adete bağlı olduklarını belirterek, şöyle konuştu:

'141 yıllık parlamento geleneğimiz var, niye reddediyoruz? Osmanlı'ya bakıyorum, Osmanlı'da padişah var mıydı? Vardı. Şeyhülislam vardı. Şeyhülislam'dan izinsiz padişah karar bile alamaz. Sadrazam, yani başbakan vardı. Veziriazam, sadrazam. Vezirler, bakanlar onlar da vardı. Şimdi bir kişi var. Meclisle yani milli iradeyle saray arasına müthiş bir duvar örülüyor. Neden? Çünkü başkan yardımcısı veya bakan olan ki takdir tamamen cumhurbaşkanına ait olacak, eğer milletvekiliyse milletvekilliğinden istifa etmek zorunda.'

- 'Bir sabah derdest edilebilirsiniz'

Yeni düzenlemeyle, bir milletvekilinin, GİMAT'ın bir sorununu bakana soramayacağını öne süren Kılıçdaroğlu, 'Önerilen anayasa değişikliğine göre milletvekilinin böyle bir soru sorma hakkı kaldırılıyor. Bakan da Meclisin kürsüsüne çıkıp bu soruya cevap vermiyor. Bu doğru mudur, yanlış mıdır? Kararı siz vereceksiniz, GİMAT esnafı verecek.' ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, halk oylamasında, partilerden bağımsız oturup karar verilmesi gerektiğini vurgulayarak, bu durumda Türkiye'nin büyüyeceğini söyledi.

Anayasa değişikliğinin iki sınıflı bir toplum yaratacağını, hukuku ayrı üstünlerin olduğu bir toplumun ve garibanların ortaya çıkacağını ileri süren Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:

'Neden? Çünkü bir parti devleti kurulacak. Cumhurbaşkanı partili, başkan yadımcılarının, bakanların tamamı partili, Anayasa Mahkemesi üyelerinin en azından 15'inin 12'si partili, HSYK'nın yarısı partili, cumhuriyet başsavcısı partili, valisi, kaymakamı partili. Peki ne olacak bu memleketin hali, Türkiye nereye gidiyor? Ve onlar hiçbir zaman hesap vermeyecekler, onlara kimse dokunamayacak ama size herkes gelip dokunabilecek. Bir sabah derdest edilebilirsiniz, hiçbir yasal engel yok. Hakkınızı bile arayamayacaksınız. Türkiye itibar kaybedecek, hukuk devleti olmaktan Türkiye çıkmış olacak. Üstünlerin hukukunun olduğu bir devlet yapısı çıkacak ortaya.'

- 'Berlin'de hakimler var' örneği

Vatandaşın hakkını ve hukukunu güçlü devlet karşısında korumanın 'hukukun üstünlüğü' anlamına geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, Almanya'da bir çiftçiye ait yeri kamulaştırarak alıp saray yapmak isteyen krala, çiftçinin 'Berlin'de hakimler var' dediğini, bunun üzerinde çiftçinin değirmenine dokunulmadan sarayın yapıldığını anlattı.

Hukukun üstünlüğünde, krala, başbakana rağmen vatandaşın hakkının korunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Bizim istediğimiz de budur, vatandaşın hakkı korunsun. Bunu yapabilirsek emin olun çocuklarımıza çok güzel bir Türkiye bırakacağız. 12 Eylül askeri darbesinin anayasası geldi, yüzde 91,7 'evet' çıktı. Şimdi hepimiz şikayet ediyoruz. 2010 anayasa referandumu, yüzde 58 kabul çıktı. Biz değil, iktidar partisi de şikayet ediyor, 'Nasıl oldu bu' diye. Şimdi tamamını yeniden değiştiriyoruz ama sonu belli olmayan bir maceraya Türkiye'yi sürükleyerek. Bu anayasa değişikliğiyle hem freni olmayan hem de nereye gittiği belli olmayan bir otobüse 80 milyonu bindiriyoruz.'

Kılıçdaroğlu, Allah'ın insana değerli bir hazine olan aklı verdiğini hatırlatarak, 'Bir kişiye bu kadar yetkiyi verdiğiniz zaman, Türkiye nereye gittiği belli olmayan bir sürecin içine sokulur. Teklik Allah'a mahsustur.' dedi.

- 'Türkiye elden çıkmış olacak'

Bütün yetkilerin verildiği bir kişinin hata yapması durumunda, bunun bedelini 80 milyonun ödeyeceğini savunan Kılıçdaroğlu, bu memleketin, bayrağın herkesin olduğunu, bu nedele bunların anlatılması sorumluluğunun bulunduğunu söyledi.

Herkesin demokrasi istediğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, 'Dünyada en gelişmiş 20 ekonomi... Başkanlık sistemi ABD'de var ki bizimkiyle hiçbir ilgisi yok. Çünkü başkan hakim, büyükelçi bile tayin edemez. Onun dışındaki devletlerin tamamı parlamenter sistemdir. Dünyanın en yoksul 20 ülkesine bakın, hepsi başkanlık sistemi. Başkan çok zengin, altta halk sefalet içinde.' diye konuştu.

Asıl tehlikenin, bu yetkilerin verildiği kişinin ikna edilmesi, kandırılması ya da satın alınması olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, böyle bir durumda, en geç 24 saat içinde Türkiye Cumhuriyeti devletinin ele geçirileceğini ileri sürdü.

Kılıçdaroğlu, bu durumda bir kişinin, bütün valileri, bakanları, başkan yardımcılarını, emniyet müdürlerini, genel müdürleri, müsteşarları, büyükelçileri, müftüleri, devletteki bütün kademeleri değiştirebileceğini ileri sürerek, 'Öyle 35-40 yıl içinde devlete gidelim, 'paralel devlet kuralım', hiç buna gerek yok. Bir kişiyi kandıracaksınız, satın alacaksınız veya ikna edeceksiniz Türkiye elden çıkmış olacak.' dedi.

- 'Gelsinler beni mahçup etsinler'

Çanakkale Savaşı'nda, toprakların her karışında şehit kanının olduğunu, gazilerin bulunduğunu ve bir destan yazılarak 'Çanakkale geçilmez' denildiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, 'Sonra ne oldu? Bir kişiye bir yetki verildi, gitti bir anlaşmayı imzaladı, o devletlerin tamamı tek kurşun atmadan Çanakkale Boğazı'nı geçti, geldi Dolmabahçe Sarayı'nın önünde demirledi. Bir kişiye verilen yetkinin, bir ülke için nasıl bir felaket getirdiğinin, tarihte bundan daha güzel bir örneğini göremezsiniz.' ifadesini kullandı.

Bir partinin genel başkanı olarak değil, ülkesini seven bir vatandaş gibi sohbet ettiğini kaydeden Kemal Kılıçdaroğlu, 'Diyorlarsa ki 'Bunların hiçbirisi doğru değil', o zaman gelsinler beni mahçup etsinler. Onlar da 18 maddeyi alsın, ben de 18 maddeyi alıyım, oturalım, medeni insanlar gibi konuşalım. Ben çekinmiyorum.' diye konuştu.

(Bitti)

Kaynak: AA