Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan Kadir Eyce Açıklaması

Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuklanan ve kanser hastalığı nedeniyle tahliye edildikten sonra hayatını kaybeden 33 yaşındaki polis memuru Kadir Eyce hakkında bazı basın yayın organlarında çıkan haberler üzerine açıklama yaptı.

Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, "FETÖ/PDY suçlamasıyla hakkında Cumhuriyet Başsavcılığımızca soruşturma yürütülen polis memuru Kadir Eyce’nin tahliye olduktan sonra yakalanmış olduğu hastalıktan dolayı 12.04.2017 tarihinde vefatı nedeniyle bazı basın yayın organlarında çıkan ve kesinlikle gerçeği yansıtmayan bir kısım haberler üzerine aşağıdaki açıklamanın yapılması zaruri görülmüştür. Kadir Eyce, FETÖ/PDY örgüt mensuplarının kendi aralarında gizli haberleşmede kullandıkları ByLock adlı programı kendi adına kayıtlı şahsi telefonunda kullanmış olduğunun tespit edilmesi üzerine 28.08.2016 tarihinde tutuklanmıştır" denildi.

"Tedavi süreci aksatılmamıştır"

Eyce’nin cezaevinde kaldığı 4 ay 20 günlük süre içerisinde kendisinin beyan ettiği toplam 21 kez değişik rahatsızlığı nedeniyle doktora sevk ve tedavi işleminin yapıldığı belirtildiği açıklamada şunlar kaydedildi:

"Bu sevklerinde üsye, lumbago, lumbaji gibi kanser ile ilişkisi olmayan solunum yolu rahatsızlıkları ve bel ağrısı teşhisi ile tedavisi uygulanmıştır. Son olarak sevk edildiği 17.12.2016 tarihinde ise kanser hastalığı teşhisi konması üzerine 18.01.2017 tarihinde tahliye edilmiştir. Kanser teşhisi konduktan sonra cezaevinde kaldığı süre 1 aydan azdır ve bu süre içinde de kanser hastalığına yönelik tedavi süreci hiç aksatılmamıştır. Tahliye edildikten sonra tedavisine dışarıda kendi imkanları ile devam etmiş, maalesef 12.04.2017 tarihinde de vefat etmiştir. Bu sebeple; adı geçenin doktora götürülmeyerek ve tedavi uygulanmayarak hayatını kaybettiği ve sadece Bank Asya hesabı nedeniyle tutuklandığı iddiası FETÖ mensuplarınca kasıtlı olarak çıkarılan yanlış bir haber olup, tamamen yürütülen bir algı operasyonunun parçasıdır ve itibar edilmemesi gerekir. Annesini ve çocuğunu da çok daha önceden kanser hastalığından kaybettiği bildirilen bu kişinin ölümünü dahi fütursuzca kullanan bu kişilerin durumunu kamuoyunun takdirine sunuyoruz."
Kaynak: İHA