Başbakan Yardımcısı Canikli Adana'da Açıklaması (2)

'Almanya ve Hollanda en son terör örgütleriyle yan yana, terör örgütlerine destek verecek şekilde bir politika izliyorlar. Açık bir şekilde, 16 Nisan'da yapılacak referandum görüşmelerinde, kanaatini ve düşüncelerini oradaki vatandaşlarımızla paylaşmak için giden arkadaşlarımıza konuşma hakkı, ifade hakkı vermiyor, önünü kapatıyor ama terör örgütlerine serbest, onların yöneticilerine serbest' 'Hem küresel kriz, hem terörle mücadele, bölgede yaşadığımız sıkıntılar, hem kredi derecelendirme kuruluşlarının özellikle ekonomiye yönelik saldırıları ve müttefikimiz olduğunu bildiğimiz ülkelerden gelen düşmanca mesajlar, bunlara rağmen Türk bankacılık sistemi zerre kadar etkilenmedi'

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, 'Almanya ve Hollanda en son terör örgütleriyle yan yana, terör örgütlerine destek verecek şekilde bir politika izliyorlar. Açık bir şekilde, 16 Nisan'da yapılacak referandum görüşmelerinde, kanaatini ve düşüncelerini oradaki vatandaşlarımızla paylaşmak için giden arkadaşlarımıza konuşma hakkı, ifade hakkı vermiyor, önünü kapatıyor ama terör örgütlerine serbest, onların yöneticilerine serbest.' dedi.

Canikli, Adana Sanayi Odasında (ADASO) iş adamları ve sanayicilerin katıldığı 'Türkiye Ekonomisinde Son Dönemdeki Gelişmeler' başlıklı toplantıda, Türkiye'nin terör örgütleriyle mücadelesi hakkında bilgi verdi.

'Çok net olarak ortaya çıkmıştır ki PKK'yı da kumanda eden, FETÖ'yü de piyasaya süren, DEAŞ'ı da belli amaçlar için oyun alanına dahil eden, kesinlikle aynı güçtür.' diyen Canikli, 'DEAŞ'la Suriye'de mücadeleyi sadece biz veriyoruz. Çünkü diğerlerine karşı geldiği zaman DEAŞ savunmasız işgal ettiği toprakları bırakıyor. Terör örgütüyle hepsi sahada, alanda birbirleriyle silah teatisinde bulunabiliyorlar, birbirleri adına taşeronluk yaparak iş hallediyorlar, sonuçlandırıyorlar. Bunları görüyoruz, bunlar hepimizin gözü önünde cereyan ediyor, gizli kapaklı değil. Türkiye bütün bunlara karşı bu mücadeleyi veriyor.' diye konuştu.

- Referandum etkinliklerine izin verilmemesi

Canikli, Almanya ve Hollanda'daki referandum etkinliklerine izin verilmemesine değinerek şöyle devam etti:

'Almanya ve Hollanda en son terör örgütleriyle yan yana, terör örgütlerine destek verecek şekilde bir politika izliyorlar. Açık bir şekilde, 16 Nisan'da yapılacak referandum görüşmelerinde, kanaatini ve düşüncelerini oradaki vatandaşlarımızla paylaşmak için giden arkadaşlarımıza konuşma hakkı, ifade hakkı vermiyor, önünü kapatıyor ama terör örgütlerine serbest, onların yöneticilerine serbest. Hem oradaki terör örgütü mensuplarına kucak açıyor, her türlü imkanı sağlıyor, hem de onların orada terör örgütü elebaşlarının uzaktan Almanya'daki meydanlarda konuşmalarına imkan sağlıyor, onların önünü açıyor. Allah aşkına bunu nasıl izah edersiniz. Esasında safların netleşmesi açısından güzel, saflar ortaya çıkıyor. Biliyorduk ama bir kez daha görünür şekilde, bütün dünyanın gözü önünde ortaya çıkıyor. Hepsi aynı amaç için, aynı hedef için bu toprakları, bu coğrafyayı destabilize etmek için, istikrarını ortadan kaldırmak için ve buradaki siyasi organizasyonları daha küçük yönetebilecekleri yapılara dönüştürmek için kullanılıyor.'

- Ekonomik gelişmeler

Böyle bir ortamda ekonomide aldıkları kararları düşünmek gerektiğini belirten Canikli, 'Her taraftan başka saldırılar da söz konusu. Derecelenme kuruluşları yoluyla da ekonomi üzerinde güvenlik alanındaki saldırılara benzer, Türkiye'nin toprak bütünlüğünün ortadan kaldırılmasına yönelik saldırılara benzer şekilde, ekonomide de aynı amaca matuf bir takım tehditler ve saldırılar söz konusu oldu. Hamd olsun bunların tamamına yakınını da kazasız belasız atlatabildik.' ifadelerini kullandı.

Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch'e, Türkiye'ye verdiği not ve zamanlaması hakkında eleştiride bulunan Canikli, konuşmasına şöyle devam etti:

'Bir örneğini vermek istiyorum. 28 Ocak tarihinden, Fitch derecelendirme kuruluşunun Türkiye ile ilgili 'yatırım yapılabilir' seviyesindeki notunu, 'yatırım yapılamaz' seviyesine düşürdüğünü ilan ettiği 28 Ocak'tan bir hafta-10 gün önce, olumlu bir gelişme yaşadık Türkiye'de. Normalde TL'de değer kaybı devam ediyordu ama Avrupa Birliği Konseyi, Türk Bankacılık sistemiyle ilgili olumlu bir karar verdi. Türk bankacılık sisteminin, düzenleyici ve denetleyici içeriğinin Avrupa Birliği müktesebatıyla, mevzuatıyla uyumlu olduğuna karar verdi. Bu, o tarihte Resmi Gazete de yayınlandı. Ocak ayının 3. haftasında yayınlandı. Avrupa Konseyi dedi ki çok net bir şekilde, 'Türkiye'deki bankacılık sistemi son derece güçlüdür, hem yönetim açısından, hem de denetim içeriği açısından.' Bunu da ilan etti ve o gün TL tekrar değer kazanmaya başladı.'

Bu açıklamanın yapıldığı gün Fitch'in bir yetkilisinin de Türkiye'nin kredi notuyla ilgili görüş bildirdiğini anlatan Canikli, 'Bu açıklamadan hemen sonra piyasadaki gelimeler lehe, olumluya dönünce, Fitch'in bir yetkilisi açıklama yaptı. 'Biz 28 Ocak'ta Türkiye ile ilgili not kararımızı vereceğiz ve orada da Türkiye'nin notunu düşüreceğiz' diye açıklama yaptı. Yani açıklayacağı tarihten 1 hafta önce. Bugüne kadar böyle bir uygulama yok, ne zaman açıklama yapacaksa o zaman notunu verir, kamuoyuyla paylaşırdı. Tarihte ilk defa, olumluya gitti ya, Avrupa Komisyonu'nun Türk bankacılık sistemiyle ilgili açıklamasından sonra içerideki gelişmeler olumluya dönünce, hemen tekrar bozulması için Fitch böyle bir açıklama yaptı. Yani, '28 Ocak'ta ben Türkiye'nin notuyla ilgi toplantı veya açıklama yapacağım, orada da notu düşüreceğim.' dedi. 10 gün öncesinden bunu kamuoyuyla paylaştı ve piyasa bundan olumsuz etkilendi, TL değer kaybetmeye devam etti.' değerlendirmesinde bulundu.

- 'Bankacılık sistemi olumsuzluklardan etkilenmedi'

Canikli, tüm bu saldırılar karşısında mücadelelerini sürdürdüklerini vurgulayarak, 'Bütün bu saldırılara rağmen içeride ve dışarıda en önemli alan bu gibi durumlarda finansal sektör çok hassastır, kırılgandır etkilenir. Hemen bunun yansımaları da ortaya çıkar.' dedi.

Bütün bunlara rağmen Türk bankacılık sistemi ve Türk finans kesiminin en ufak bir şekilde bozulma yaşamadığını, olumsuz etkilenmediğini dile getiren Canikli, şunları kaydetti:

'Hem küresel kriz, hem terörle mücadele, bölgede yaşadığımız sıkıntılar, hem kredi derecelendirme kuruluşlarının özellikle ekonomiye yönelik saldırıları ve müttefikimiz olduğunu bildiğimiz ülkelerden gelen düşmanca mesajlar, bunlara rağmen Türk bankacılık sistemi zerre kadar etkilenmedi. Krizden sonra Amerika, Amerika bankalarını rahatlatmak için trilyonlarca dolar para bastı ve bunlara aktardı. 3 trilyon dolardan fazla para aktardı kurtarmak için, kamu kaynağı. Avrupa Merkez Bankası şirketlere de aktardı. Sadece finansal kesime aktardığını söylüyorum. Avrupa Merkez Bankası da hala aktarmaya devam ediyor. Ayda 60 milyon avroluk tahvil alımı gerçekleştiriyor. Bunları da bankalar üzerinden aktarıyorlar ve sistemi rahatlatıyor. Trilyonlarca avro, Avrupa Merkez Bankası bankaları kurtarmak için, krizden sonra batmasın diye kaynak aktardı, aktarmaya da halen devam ediyor. Bütün bu yaşanan ortamda, Türkiye'de bankacılık sektörüne mali yapısını güçlendirmek veya başka amaçla 1 kuruş para, kamu kaynağı aktarmadık. Bankacılık sistemimiz tamamen kendi ayakları üzerinde, dimdik ayakta duruyor, en ufak bir bozulma veya sıkıntı yaşamadık.'

- 'Hiçbir bankaya destek vermedik'

Canikli, dünyada bankacılık sisteminin sıkıntılı bir süreçten geçtiğini ancak Türk bankacılık sisteminde bunun hissedilmediğini dile getirdi.

Ekonomi tarihinde bu durumun çok fazla yaşanmadığını belirten Canikli, 'Bu temiz yönetimden, rasyonel yönetimden kaynaklanıyor. Biraz geriye gittiğimiz zaman, 2002 öncesinde 2 yılda bir bankalara kaynak aktarmak zorunda kalınmış Türkiye'de. 14-15 yılda, sadece bu olaylar için değil 2002'den beri hiçbir şekilde bir bankaya bir destek vermedik, sadece rasyonel kuralların çok uygun bir şekilde yönetilmesini sağladık.' diye konuştu.

(Sürecek)
Kaynak: AA