MHP Genel Başkanı Bahçeli Açıklaması

'CHP'nin zoru görünce yan çizmesinden dolayı Anayasa Mahkemesine gitmeme kararı, milli iradeye şeklen saygı duyma mecburiyetindedir' 'Biz Türkiye'ye 'Evet' derken, birileri 'Hayır' diyor. Varsın desinler ama unutmasınlar ki son söz millete, son hüküm milli iradeye aittir' 'Milletten çizik yemişlerle yol yürüyemeyiz. Milliyetçi hareketin 48 yıllık haysiyetini iki paralık etmeye çalışanlarla hedefe varamayız' 'Kimileri kalkıyor ışıksız otellerde gürültü çıkarıp, bitmiş ve tükenmişlikleriyle çaresizliğin ve çamurluğun limanına demir atıyor. Bunlar avuç içlerine kınadan bayrak yaparak sözüm ona sanal gündemde yer tutmaya, çürümüş zihinleriyle ayakta durmaya çalışıyor' 'İddia edildiği gibi ele güvenen var mı bilmem. El kim, onu da bilemem. Eğer el olarak görülen dün elele duranlar ise bunu nankörlük sayarım'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, anayasa değişikliği referandumu kararına ilişkin, 'CHP'nin zoru görünce yan çizmesinden dolayı Anayasa Mahkemesine gitmeme kararı, milli iradeye şeklen saygı duyma mecburiyetindedir.' ifadesini kullandı.

Bahçeli, sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki hesabından, 16 Nisan'da yapılacak anayasa referandumu öncesi Türkiye'nin, marazi tartışmalarla kilitlendiğini, maksatlı soru ve sorgulamalarla boğulduğunu belirtti.

'Usta provokatörlerin, uzman bozguncuların, icazetli spekülatörlerin, kuyruğu dik tutmaya çalışan müşfik kisveli münafıkların', son kozlarını oynadığını ifade eden Bahçeli, 'Uzun bir kıştan sonra buzlar altında filizlenen otlar gibi kara kampanya mucitleri referandum bahanesiyle tekrar meydana üşüştüler. Akıllarda MHP, ağızlarda MHP. Hep aynı soru. Müflis cenah 'Acaba referandumda MHP'liler ne diyecek, ne karar verecek?' sorgulaması yapıyor. Dingilinden fırlayıp kontrolsüzce seyreden tekerin akıbeti neyse hakkımızdaki mesnetsiz değerlendirmelerin nezdimizdeki itibarı aynıdır. Türk milletiyle bağını koparmış, demokrasinin erdemiyle kalp rabıtasını bozmuş kim varsa tercihimizi yokluyor, bizimle ilgili yorum yapıyor.' değerlendirmesinde bulundu.

- 'Bayrağı bugün ele çizen yarın yele verir'

Demokratik nitelikli, samimi ve safiyane eleştiriler dışındaki eleştirilerin, kendileri için 'yok hükmünde' olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:

'Varlık içinde yokluk acı bir sondur. Kimileri kalkıyor ışıksız otellerde gürültü çıkarıp, bitmiş ve tükenmişlikleriyle çaresizliğin ve çamurluğun limanına demir atıyor. Bunlar avuç içlerine kınadan bayrak yaparak sözüm ona sanal gündemde yer tutmaya, çürümüş zihinleriyle ayakta durmaya çalışıyor. Anlayana, bayrağı bugün ele çizen yarın yele verir. Halbuki bayrak şereftir, bağımsızlık sembolüdür ancak baş tacı edilir, zirvelerle taçlanır. İstikbalsiz bir hayatın bütün ağırlığını sırtında taşıyanların ikide bir gizlendikleri kaos örtüsünden başlarını çıkarması nafile çabadır.

Yüzlerinden kötülük ruhu bir elmastan taşan ışık gibi parlayanların ne davaya ne devlete ne de büyük milletimize en ufak hayırları dokunmaz. Hele birileri var ki kalpleri nedamet ve yeis içinde çarpması gerekirken Anadolu'ya 'Hayır' turuna çıkma kararları hayret ve ibret vericidir. Bir ara zamanlarını boşa harcayıp her işten kaytaranlar, araya kaynak yapıp mücadeleden kayış atanlar şimdilerde yollara düşeceklermiş. Bir gün övdüklerini göklere çıkaracak kadar heyecan duyanların, diğer gün yerip yerin dibine geçirme hevesleri kurnazlık ve karakter zaafıdır.'

İleri hamlelere ayak uyduramayanların, gözlerini daima arkada olduğunu belirten Bahçeli, 'Bunlar ilk istasyonda inmişler, ilk hendekte düşmüşlerdir. Ülkülerimize ulaşılması için fedakarca emek veren özverili ve tutkulu arkadaşlarım gerçek dava ve değer simgeleridir. Onlar aynı yerindedir. Yerinde olmayan dönenler, satanlar, sapanlar, sövenler ve de savrulanlardır. Bize düşen de onlara 'Yolunuz açık olsun' demektir.' paylaşımında bulundu.

- 'Aramızda klik ve kulis faaliyetler yaşayamaz'

Tıyneti iyi olanın, niyetinin de iyi olduğunu, fikri berrak ve oturaklı olanın, kötülüğün fiili bekçisi olmasının beklenmemesi gerektiğini dile getiren Bahçeli, 'Bizim aramızda klik ve kulis faaliyetler yaşayamaz. Gergin yüz hatlarıyla boğuk ses tonuyla fitneye mihmandarlık yapanların oyunları tutmaz. Dinamik bünyeye statik aşı, diri muhayyile ve muhtevaya yıkım irini enjekte edilemez. Buna en başta tarih müsaade etmez, Türklük izin vermez.' şeklinde değerlendirdi.

Milletten çizik yemişlerle yol yürüyemeyeceklerini, milliyetçi hareketin 48 yıllık haysiyetini iki paralık etmeye çalışanlarla hedefe varamayacaklarını vurgulayan Bahçeli, 'Biz Türkiye'ye 'Evet' derken, birileri 'Hayır' diyor. Varsın desinler ama unutmasınlar ki son söz millete, son hüküm milli iradeye aittir.' ifadesini kullandı.

Bahçeli, hakim hükümet sistemlerinin, insanlığın ihtiyaç ve arayışından doğduğuna, tarihin bir diliminde zorunlu nedenlerden de değişebileceğine dikkati çekti.

- 'Bunların peşine takılanlar hükümsüz, haramdır'

Sistemin 'vahiy' olmadığını, insanlık icadı olduğunu vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:

'Huzurlu, kardeşçe, birlik ve refah içinde yaşamanın formül arayışı ise hiç bitmeyecektir. Bir sistem değişikliği, tarihsel yolculukta bir durum muhasebesi, rota düzeltmesi, devlet ve toplum dengesini yeni baştan kurma arzusudur. Elden giden bir şey yoktur. Feda edilen, hiçe sayılan, yıkılan bir şey de olmamıştır. Ve de millet kendi hakkında karar verecektir. Türk milleti aciz, kudretsiz, sığıntı, cahil, rüştünü kaybetmiş, iradesini çaldırmış, tutsak bir kalabalık mıdır ki güven duyulmaz?

Pensilvanya ve Kandil'e adeta türbe kurup başlarında mum yakacak kadar gözü dönenler ve bunların peşine takılanlar hükümsüz, haramdır. 'Hayır' demek demokrasi olacak, 'Evet' demek Cumhuriyeti dağıtmak sayılacak. Bu nasıl bir kötürüm, nasıl kirli ve garez dolu bir bakıştır. Dengesizlik bir kez hız kazandı mı onu ancak güç yerine oturtacaktır. Güç ise millettir, milletin ta kendisidir. Bunun için 'Evet' diyoruz. Mahkum olmak istemeyen bir milleti esareti altında tutmaya muktedir olacak kadar müstebitler, artık bu dünya yüzünde kalmamıştır.'

Bahçeli, Türk milletinin egemenliğini kullanarak hakkına, hukukuna ve ezeli haysiyetine 16 Nisan'da sahip çıkacağını, bunun için 'Evet' dediklerini belirtti.

'CHP'nin zoru görünce yan çizmesinden dolayı Anayasa Mahkemesine gitmeme kararı, milli iradeye şeklen saygı duyma mecburiyetindedir.' ifadesini kullanan Bahçeli, 16 Nisan'da demokrasinin Sakarya Savaşı'nı yapacaklarına, bu savaşı bir kez daha milletçe kazanacaklarına işaret etti.

Ekmek yerine süpürge tohumu yenildiği, kavrulup öğüttükten sonra kaynatılan nohutun, kahve niyetine içildiği dönemler olduğunu hatırlatan Bahçeli, 'Yokluk ve boşlukta sallanıp tutunacağımız dal aradığımız sonra da kahraman ecdadımızla ihanet çemberini yardığımız devirler de olmuştur. Sosyal ve siyasal felaketlerden yakamızı kurtarmamız, geleceği planlamak, bir sistem nakliyle yeni bir diriliş destanına imza atmamız şarttır. Uyuşmuş, sinmiş kalabalıklardan millet çıkmayacaktır.' değerlendirmesinde bulundu.

- 'Bu ülke için yeminimiz var, vazgeçilmeyecektir'

Türk milletinin uyanık bir şuura, kutlu ve devasa bir kültürel hazineye sahip olduğunu anımsatan Bahçeli, şöyle devam etti:

'İddia edildiği gibi ele güvenen var mı bilmem. El kim, onu da bilemem. Eğer el olarak görülen dün elele duranlar ise bunu nankörlük sayarım. Aramızdayken el üstünde tutulanların yeni yuvalarında arkalarına dönüp geçmişine el muamelesi yapması bayağı ve bayat bir retoriktir. El sanılanlar aslında gelinen yerdir. El denilenler Türkiye'nin varlığına, Türk'ün kudretine bel bağlayanlardır. Sele dönenler anlayamaz. Ele güvenmeyelim güvenmemesine de elaleme rezil olmaktansa millete güvenelim, inançlarımızdan gücümüzü alalım yeter.

Yalnız olmak, kimsesiz olmak değildir. Millet arkamızda dursun, Allah esirgesin ve korusun fazlasıyla kafi gelecektir. Son olarak Bahçeli niye değişti diye soruyorlar: Değişen ben miyim yoksa bakan gözler mi şaşı? Değişen ben miyim, derlenen Türkiye mi? Davamı değişmem, fikriyatımı değişmem, ülkülerimi hiçbir şeye değişmem. Her şeyini takas edenler, sorumluluk ruhunu başka görür. Bu ülke için yeminimiz var, vazgeçilmeyecektir. Yemini olanın ilke ve ülküleri değişmez, dönüşmez; yalnızca gelişir, genişler, yükselir. Diyeceğim odur ki, 'Evet' yine 'Evet', bir kez daha 'Evet.' Sonuna kadar Devlet, ebediyete kadar millet.'
Kaynak: AA