Kartepe Zirvesi Deklarasyonu Yayımlandı

Deklarasyondan: 'BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi 5 ülkenin toplam nüfusu, dünya nüfusunun yüzde 8'idir. Beş ülkenin 188 üye ülke ve dünya nüfusunun yüzde 92'sinden daha 'imtiyazlı', 'demokrat', 'uygar' olduğu varsayımıyla dünya siyasi ve sosyal düzeninde belirleyici olması, mevcut küresel sorunların artmasına, etkilerinin daha yıkıcı boyutlara ulaşmasına neden olmaktadır' 'Darbe girişimcilerinin yargılanma aşamasında, darbe girişimine maruz kalan ülkenin yargı makamları tarafından alınan tutuklama, el koyma, blokaj ve tedbir kararları tüm ülkeler tarafından ivedilikle uygulanmalıdır. Uluslararası kurum ve kuruluşlar, söz konusu kural ve tedbirleri, politik çıkarlarını gözetmeden mevzuatlarına dahil etmelidir'

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nce 26-28 Ekim'de düzenlenen, Anadolu Ajansı'nın global iletişim ortağı olduğu Kartepe Zirvesi "Uluslararası 15 Temmuz ve Darbeler Sempozyumu: Küresel Etkileri, Medya ve Demokrasi Sempozyumu"nun deklarasyonu yayımlandı.

Kartepe Zirvesi Düzenleme Kurulu tarafından yayımlanan deklarasyon, 7 dile çevrilerek dünya kamuoyuna ulaştırılacak.

Deklarasyonda, BM'ye üye 193 ülkenin 91'inde birden fazla darbe gerçekleştiği belirtilerek, darbelerin söz konusu ülkelerdeki iktidarların ülkelerini yönetemediği bahanesine sığındığı, dış destek aldığı ve örtülübir sömürgeleştirme aracı olarak kullanıldığı kaydedildi.

15 Temmuz 2016'da Türkiye’de meydana gelen, 250 Türkiye Cumhuriyetivatandaşının şehit olmasına, 2 bin 193 sivilin yaralanmasına neden olan Fetullahçı TerörÖrgütü (FETÖ) işgalci darbe girişiminin, dünyada yaşanan darbe salgınının sonve en büyük örneği olduğu vurgulanan deklarasyonda, 15 Temmuz'un mevcut dünya siyasi nizamınınürettiği bir felaket olduğunun tespit edildiği aktarıldı.

Deklarasyonda, 15 Temmuz'da darbe ve işgal girişimine karşı toplumun tüm kesimlerince gösterilen direnişle elde edilen zaferin, darbeler üzerinden çalıştırılan savaş mekanizmasına verilmiş en anlamlı cevap olduğu bildirilerek, "İnsanlığın daha iyi bir dünya için geliştirdiği uluslararası kurumlar başta olmaküzere, meşruiyet ve demokrasi kaygısı olan bütün yapıların, 15 Temmuz’dadünya darbe mekanizmasına karşı verilen bu cevaba sahip çıkması gerektiğineinanıyor, darbeciler ve işbirlikçilerini himaye etmeyi, savaşı, kaosu, darbeyi himayeetmek olarak kabul ediyoruz.Ekonomik yaptırımlar, terör faaliyetleri, askeri darbe ve müdahalelerle başkaülkelerin meşru hükümetlerine yönelen saldırıları, insanlığa karşı işlenmiş suçolarak tespit ediyoruz." değerlendirmesinde bulunuldu.

- "Dünya düzeni, 5 devletin çıkarlarına göre hareket etmektedir"

Darbelere kaynaklık eden dünya siyasal sisteminin yenidenyapılandırılması gerektiğine değinilen deklarasyonda, "BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi,tüm dünyayı meşrutiyetle yönetmeye varan olağanüstü bir güce sahip bulunmaktadır.Dünya düzeni, 5 devletin çıkarlarına göre hareket etmektedir. Bu çıkarlarlauyumlu olan darbeler adeta meşru kabul edilmektedir. Dünyada yaşanan kaos ve polarizasyon, büyük devletler arasında tepkisel politikalar geliştirmekte, hukuk ve barış için iş birliği yerine rekabet tek belirleyicihale gelmektedir. Bu bağlamda devletler, çıkarlarına hizmet eden darbeleridesteklemekten çekinmemektedir." denildi.

BM İnsan Hakları Beyannamesi'nde yapılan çağrıya karşındünyanın ürettiği hiyerarşik düzenin, insanlık için yeni arayışları zorunlu kıldığı belirtilen deklarasyonda, şunlar kaydedildi:

"BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi 5 ülkenin toplam nüfusu, dünya nüfusunun yüzde 8'idir. Beş ülkenin 188 üye ülke ve dünya nüfusunun yüzde 92'sinden daha 'imtiyazlı', 'demokrat', 'uygar' olduğu varsayımıyla dünya siyasive sosyal düzeninde belirleyici olması, mevcut küresel sorunların artmasına, etkilerinin daha yıkıcı boyutlara ulaşmasına neden olmaktadır. Batı dünyası, sanayileşmeyle ulaştığı siyasal ve sosyal değişimleri,Rönesans ve aydınlanma hümanizması ile harmanlayarak, 20. yüzyıldan başlayarak bir model olduğu iddiasındadır. Ancak Batı, dünya uygarlıklarına hayathakkı tanıyan tarihi ve ahlaki noktanın gerisinde kalmıştır.

Dünya düzeni, bütün uygarlıklara yaşama hakkı veren, onları kendisinin tamamlayıcısıolarak kabul eden tarihi ve ahlaki noktaya yeniden dönmelidir. Demokrasi vaadiyle ülkelere müdahalede bulunmak, ahlaki olmadığı gibigerçekçi de değildir. Büyük insani felaketlere neden olan bu temayül terk edilmelidir."

- "15 Temmuz, "Dünya Demokrasileri için Nöbet Günü" ilan edilmeli"

Darbe ve darbe girişimleriyle ülkelerin, araçsallaştırılmış cuntaların, terör örgütlerinin kıskacında olduğuna dikkati çekilen deklarasyonda, şu ifadelere yer verildi:

"Örgütler, sağladıkları avantajlar ve finans kaynaklarıylaher geçen gün daha tehlikeli hale gelmektedirler. Bunlardan birisi olan FETÖ, 15Temmuz’da Türkiye’de darbe ve işgal girişiminde bulunma cüretini gösterebilmiştir. Dünyanın her yerinde FETÖ ve benzeri örgütler, illegal ya da legal görünümlü faaliyetleriyle uluslararası hareket kabiliyetine ulaşmıştır. Ülkelerin meşru hükümetlerine, ekonomik yaptırımlar, askeri yöntemler veterör faaliyetleriyle müdahale etmek, uluslararası toplum tarafından insanlığakarşı işlenmiş suç olarak kabul edilmelidir."

Darbe faillerine sığınmacı statüsü tanınması, kamuoyu oluşturma girişimlerinegöz yumulmasının, darbe girişimine maruz kalan ülkede darbe riskini devamettirme ve darbeye ortak olma anlamına geldiği savunulan deklarasyonda, şunlar kaydedildi:

"Bu fiili işleyen ülkeler için uluslararasıyargı yolu açılmalıdır. Hangi aşamada kalırsa kalsın, darbe faillerini ülke içinde veya uluslararasıkamuoyunda ya da medyada haklı göstermeye çalışan beyanların yazılı ve görseldokümanların dolaşımı engellenmelidir. Darbe girişimcilerinin yargılanma aşamasında, darbe girişimine maruz kalan ülkenin yargı makamları tarafından alınan tutuklama, el koyma, blokaj ve tedbirkararları tüm ülkeler tarafından ivedilikle uygulanmalıdır. Uluslararası kurum vekuruluşlar, söz konusu kural ve tedbirleri, politik çıkarlarını gözetmeden mevzuatlarına dahil etmelidir.

Devletlerin ya da uluslararası kuruluşların, bürokratik veya siyasi organlarının ya da görevlilerinin, darbe faili organizasyonlarla her ne sebeple olursa olsunirtibatı yasaklanmalıdır. Darbe ve darbe girişimlerinin failleri, hayatta olup olmadıklarına bakılmaksızın,Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanmalıdır. 250 sivil insanın şehit edildiği, 2 bin 193 sivil insanın gazi olduğu 15 Temmuz darbe girişiminin fail ve sanıklarının himayesi, korunması, hukuktan kaçırılmasıdarbeyi himaye kapsamında değerlendirilmelidir. 15 Temmuz darbe girişiminin faili olan FETÖ, uluslararası toplum tarafından yapılandığı bütün ülkeler için açık ve yakın bir tehdit olarak ilan edilmelidir."

Deklarasyonda ayrıca "FETÖ’nün Türkiye’de kalkıştığı darbe girişimine karşı, 15 Temmuz itibarıylaTürkiye'de başlayan 'Demokrasi Nöbetleri', demokrasinin korunması için enönemli kolektif bilinç oluşumu ve eylemdir. 15 Temmuz, 'Dünya Demokrasileriiçin Nöbet Günü' ilan edilmelidir." denildi.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nce 26-28 Ekim'de The Green Park Kartepe Otel'de düzenlenen ve Anadolu Ajansı'nın global iletişim ortağı olduğu "Uluslararası 15 Temmuz ve Darbeler Sempozyumu: Küresel Etkileri, Medya ve Demokrasi Sempozyumu" konulu zirveye 26 ülkeden 180 konuşmacı katılmış, sempozyumda 8 özel oturum, bunların dışındaki 26 oturumda 140 tebliğ sunulmuştu.
Kaynak: AA