'Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü' Etkinliği

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (3) 'Şimdi ben buradan bir şey söylüyorum. Tayyip Erdoğan'ın yurt dışında bir kuruş parası varsa, herhangi bir bankada, çıksın bunu ispat etsin. İspat ettiği anda Cumhurbaşkanlığı makamında bir dakika durmayacağımın taahhüdünü veriyorum. Bunu ispat edemeyen Kemal, acaba o makamında duracak mı o da bunun bana taahhüdünü versin' 'Şimdi ben buradan artık ismini anmaya dahi tenezzül etmediğim bu zata soruyorum; öne sürdüğün iddiaların belgesi var mı? Varsa çıkar milletin önüne ben hemen gereğini yapayım. Yoksa çık milletin önüne iftira ettiğini söyle, özür dile. Aksi takdirde dünyanın en alçak suçu olan iftiracı konumuna düşeceksin' 'Azıcık onuru, haysiyeti, şerefi olan, yüreğinde utanma duygusu, yüzünde kızarma hissi olan birisi bu sözler karşısında ifade ettiğim iki yoldan birini seçer. Fakat yıllardır aynı şeyleri yaşadığımız için biliyorum ki bu zat, ne ortaya belge koyabilecek ne de çıkıp özür dileyecek. Daha da ötesi bu söylediğim sözlerin hepsini de yutup, üç gün sonra yine aynı şeyleri, aynı yalanları tekrarlamayı sürdürecek'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şimdi ben buradan bir şey söylüyorum. Tayyip Erdoğan'ın yurt dışında bir kuruş parası varsa, herhangi bir bankada, çıksın bunu ispat etsin. İspat ettiği anda Cumhurbaşkanlığı makamında bir dakika durmayacağımın taahhüdünü veriyorum. Bunu ispat edemeyen Kemal, acaba o makamında duracak mı o da bunun bana taahhüdünü versin." dedi.

Erdoğan, "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" kapsamında Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi'nde düzenlenen programdaki konuşmasında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sadece kadınlara yönelik şiddetin savunucusu değil, terör örgütlerinden vandallara kadar ülkenin ve milletinin aleyhine kim varsa hepsinin en büyük müdafisi olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu'nun, hakkındaki iddialarına değinen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu zat aynı zamanda fütursuz bir iftiracıdır, müfteridir, Hicap duygusu gelişmemiş bir yüzsüzdür, çünkü bu zat, eskiden beri şahsım ve ailem hakkında kesinlikle aslı astarı olmayan yalanlar üretti. Her seferinde yalanını yüzüne vurduğumuz, iftirasını başına çaldığımız halde sanki hiçbir şey olmamış gibi pişkince çirkefliğe devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde yine çirkin yüzünü gösterdi. Bu kez Meclis kürsüsünden iftiraları ardı ardına sıraladı. Neymiş efendim çocuklarım kardeşim, eniştem, dünürüm, hatta eski özel müdürüm, yurt dışına milyonlarca dolar para göndermiş. Daha önce de benim 3 milyar dolar para bulduğunu ima etmişti. Tabii bu iftiraların müşterisi de çıkıyor, medyada, sosyal medyada, yurt içi ve dışında pek çok karanlık mahfilde bu iftiralar sürekli döndürülüp dolaştırılıyor."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hukuktaki "Müddei iddiasını ispatla mükelleftir." kuralını hatırlatarak, şöyle devam etti:

"Yani bir şeyi iddia ediyorsan, onu ispatını da ortaya koyman gerekir. Şimdi ben buradan artık ismini anmaya dahi tenezzül etmediğim bu zata soruyorum; öne sürdüğün iddiaların belgesi var mı? Varsa çıkar milletin önüne ben hemen gereğini yapayım. Yoksa çık milletin önüne iftira ettiğini söyle, özür dile. Aksi takdirde dünyanın en alçak suçu olan iftiracı konumuna düşeceksin. Azıcık onuru, haysiyeti, şerefi olan, yüreğinde utanma duygusu, yüzünde kızarma hissi olan birisi bu sözler karşısında ifade ettiğim iki yoldan birini seçer. Fakat yıllardır aynı şeyleri yaşadığımız için biliyorum ki bu zat, ne ortaya belge koyabilecek ne de çıkıp özür dileyecek. Daha da ötesi bu söylediğim sözlerin hepsini de yutup, üç gün sonra yine aynı şeyleri, aynı yalanları tekrarlamayı sürdürecek. Şimdi ben buradan bir şey söylüyorum. Tayyip Erdoğan'ın yurt dışında bir kuruş parası varsa, herhangi bir bankada, çıksın bunu ispat etsin. İspat ettiği anda Cumhurbaşkanlığı makamında bir dakika durmayacağımın taahhüdünü veriyorum. Bunu ispat edemeyen Kemal, acaba o makamında duracak mı o da bunun bana taahhüdünü versin."

- "Buralara dürüstlükle geldik"

Bugüne kadar seçim üstüne seçim kazanarak buraya gelebilmişlerse, bunun öyle rastgele olmadığını dile getiren Erdoğan, buralara dürüstlükleriyle geldiklerini, halkın da bu yanlarını gördüğü için kendilerine destek verdiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"9 seçimdir hep kaybede kaybede yüzü yerde sürüklenen Kemal, millet senin ne olduğunu gördü. Bu zatı, ta 1990'lı yıllardan, SSK'yı batırdığı millete yaka silktirdiği günlerden beri tanırız. Biz bu zatı daha bir yaşına girmemiş torununu SSK'lı yaptığı günlerden biliyoruz. Kendi bir yaşına girmiş torununu Sosyal Sigortalar Kurumu'na üye yapıyor. Dün SSK'yı batırmıştı bugün CHP'yi batırıyor. Rahmetli Savaş Ay, SSK hastanelerinde yaşanan rezaletlerle ilgili programında bu zatın beceriksizliğini ve yüzsüzlüğünü tüm dünyaya göstermişti. Dünyada arsız bir insana laf anlatmaya çalışmak kadar zor ve beyhude bir iş olmadığını bu zat sayesinde yaşayarak öğrendim."

Erdoğan, konuşmasına ara vererek, Savaş Ay'ın söz konusu programdaki özet görüntülerinden oluşan 2,5 dakikalık bölümünü izletti.

- "Manevi tazminat davasını 1,5 milyon lira olarak talep ediyoruz"

Görüntülerin izlenmesinin ardından konuşmasını "Hani derler ya 'Yüzüne tükürsen, yağmur yağıyor der' diye işte bu tam öyle bir tip" ifadelerini kullanarak sürdüren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Biz bu zatın seviyesine inmeyecek, hakkımızı hukuk yoluyla aramaya devam edeceğiz. Hemen avukatlarıma talimatı verdim bu müfteri hakkında gereken hukuki işlemleri başlattılar, şahsım başta olmak üzere, itham ettiği çocuklarım, eniştem, kardeşim, dünürlerim hep birlikte bu zata iftiralarının bedelini ödetmek amacıyla manevi tazminat davasını 1,5 milyon lira olarak talep ediyoruz açtık. Şu ana kadar bu zatın iddia ettiği gibi milyoner olamadık belki ama bu zattan aldığımız, alacağımız tazminatlar sayesinde herhalde olacağız."

Kamuoyunu böyle can sıkıcı bir meseleyle meşgul etmenin üzüntüsü içinde olduğuna vurgu yapan Erdoğan, "Ve onun tıynetinde olanlar biz cevap vermedikçe korkuttuk sanıyorlar ki, doğru yoldayız sanıyorlar ki, attığı çamurlar iz tutuyor. Güneş balçıkla sıvanmaz bunu böyle bilesiniz. Bunların ağızlarının payını vermediğimiz müddetçe bu tür iftiraları, çıtayı sürekli yükselterek tekrarlamayı sürdüreceklerini biliyoruz onun için hem kamuoyunun önünde teşhir ederek hem hukuki haklarımızı kullanarak bu terbiyesizlere meydanın boş olmadığını göstermek durumundayız."

- "Hodri meydan"

Türkiye'nin eskiden beri muzdarip olduğu kısır ana muhalefet sorunun Kılıçdaroğlu birlikte bir üslup ve ahlak boyutu kazandığını anlatan Erdoğan, "Milletime tekrar sesleniyorum; yurt dışında hangi bankada Tayyip Erdoğan'ın hesabı var bunu ispatla, ispatlayamadığın takdirde bir defa senin siyaseti bırakman lazım, ispatlarsan ben hem siyaseti hem Cumhurbaşkanlığı makamını bırakacağım. Hodri meydan, Hodri meydan. Ülkemizin ve milletimizin hiçbir meselesiyle ilgili hayırlı hiçbir sözünü teklifini duymadığımız bu ana muhalefet anlayışıyla varabildiğimiz yer, işsiz kalan erkek gider eşini döver denklemidir. İşte kafa bu." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlerde oy kullanacağı sandığı bulamayan, neye "hayır" dediğini bilmeden halk oylaması kampanyası yürüten, bir dediği diğerini tutmayan, "Benim adım Kemal" deyip verdiği tüm sözleri yutan bu zata hak ettiğinden fazla süre ayırdığının farkında olduğunu belirterek, Kılıçdaroğlu'nu millete ve özellikle da kadınlara havale ettiğini söyledi.

Kadınların Kılıçdaroğlu'na kendilerine yaptığı hakaret nedeniyle gereken dersi vereceklerine inandığını vurgulayan Erdoğan, ülke, millet, kadınlar, gençler için çalışmaya, üretmeye ve reform yapmaya devam edeceklerin kaydetti.

Erdoğan, Türkiye'nin çözüm bekleyen çok sorunu, yatırım bekleyen çok yeri, proje bekleyen çok potansiyelinin bulunduğuna dikkati çekerek, inşa edecek daha çok yollar, köprüler, tüneller, barajlar, santraller, okullar, konutlar, parklar, hastaneler ve savunma sanayi projelerinin olduğunu vurguladı.

Destek olacak daha çok kadın, genç, girişimci, işçi, çiftçi, öğretmen, güvenlik görevlileri, sanatçı ve sağlıkçının olduğunu dile getiren Erdoğan, "Bizim ülkemizde yakın coğrafyamızda ve dünyanın dört bir yanında el uzatacak daha çok mağdur ve mazlum dostlarımız kardeşlerimiz var. Velhasıl bizim yapacak daha çok işimiz var. Bu tür asalaklara hak ettikleri cevabı vereceğiz ama hak etmedikleri şekilde bizi meşgul etmelerine de asla müsaade etmeyeceğiz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimlere artık 16 ay kaldığına işaret ederek, "Mart 2019. Kasım biliyorsunuz 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimi. Burada değerli hanım kardeşlerime sesleniyorum. Diyorum ki kapı kapı dolaşarak Allah'ın izniyle gerek mart yerel seçimlerinde gerek Kasım 2019 Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi seçiminde bu müfterilere sandıklarda demokratik cevabı en üst düzeyde vermeye hazır mıyız? Bu duygularla bir kez daha Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle tüm kadınlarımıza sevgilerimizi saygılarımızı sunuyorum." dedi.

Katılımcılardan ayağa kalkmalarını isteyen Erdoğan, "Kadınlara, çocuklara ve tüm masumlara yönelik her türlü şiddeti reddettiğimizi bir kez daha belirtmek istiyorum. En şerefli varlık olan insana bu konumuna uygun şekilde davranılmasını sağlayacak o ideal düzeni kuracak kadar mücadelemiz devam edecektir. " ifadelerini kullanarak, Rabia işareti yaptı.

(Bitti)
Kaynak: AA