Muvazzaf Astsubay Adaylarının Mezuniyet Töreni

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (1) '1909 yılında astsubay okullarının ilk nüvesi olan küçük zabit mekteplerinin açılmasına karar verildiğinde yedi bölgede faaliyet gösterilmesi kararlaştırılmıştı. Bu bölgeler İstanbul, Konya, Selanik, Erzincan, Halep, Bağdat ve Yemen. Dikkat ederseniz sadece bir asır öncesinden bahsediyor olmamıza rağmen bu yedi bölgenin dördünün bugünkü sınırlarımızın dışında kaldığını görürsünüz. Şimdi biz bu tarihi hakikatleri bilmezsek Suriye politikamızı, Irak politikamızı, Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya politikamızı nasıl oluşturabiliriz? Bu coğrafyaların hiçbiri bizim için yerlerden bir yer değildir, hepsi de canımızdan bir parçadır. İnsan vücudunun hangi organı zarar gördüğünde tepki göstermeden durabilir?' 'Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal'in ifadesiyle Misakı Milli'yi bir kenara atabilir misiniz? Soruyorum sizlere, orada bizim şehitlerimizin kanı var, canı var öyleyse bizim de hem aklımız hem ruhumuz var. Bunu unutmayalım. Daha dün bu astsubay okulumuzun bir benzerini kurmaya çalıştığımız yerler harap olurken, orada yaşayan kardeşlerimiz zulüm görürken, biz onlara nasıl sırtımızı dönüp kendi işimize bakabiliriz' 'Biz her fırsatta binlerce yıla sari medeniyet birikimimize, devlet geleneğimize ve kültürümüze atıfta bulunarak maziden atiye bir köprü kurmaya çalışıyoruz. Geçmişini bilmeyenin, geleceğini göremeyeceği inancıyla ecdadımıza, tarihimize, kültürümüze sahip çıkıyoruz'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1909 yılında astsubay okullarının ilk nüvesi olan küçük zabit mekteplerinin açılmasına karar verildiğinde yedi bölgede faaliyet gösterilmesinin kararlaştırıldığını belirterek, "Bu bölgeler İstanbul, Konya, Selanik, Erzincan, Halep, Bağdat ve Yemen. Dikkat ederseniz sadece bir asır öncesinden bahsediyor olmamıza rağmen bu yedi bölgenin dördünün bugünkü sınırlarımızın dışında kaldığını görürsünüz. Şimdi biz bu tarihi hakikatleri bilmezsek Suriye politikamızı, Irak politikamızı, Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya politikamızı nasıl oluşturabiliriz? Bu coğrafyaların hiçbiri, bizim için yerlerden bir yer değildir, hepsi de canımızdan bir parçadır. İnsan vücudunun hangi organı zarar gördüğünde tepki göstermeden durabilir?" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi Kara Astsubay Meslek Yüksek Okulu Komutanlığında düzenlenen "1518 Muvazzaf Astsubay Adayının Mezuniyet Töreni"ne katıldı.

Törendeki konuşmasına tüm katılımcıları selamlayarak başlayan ve 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yeniden yapılandırılan Kara Astsubay Meslek Yüksek Okulunun ilk mezunlarının verildiğini anımsatan Erdoğan, darbe girişiminin ardından yeniden yapılandırma süreciyle tüm askeri okulları Milli Savunma Üniversitesinde bir araya getirdiklerini anımsattı.

Kara, deniz, hava harp okulları ile astsubay meslek yüksek okulları ve 10 enstitüyü bünyesinde toplayan üniversitenin 31 Temmuz 2016'da faaliyete geçirildiğini hatırlatan Erdoğan, "Esasen tüm askeri okulların aynı çatı altında toplanması düşüncesi eskiden beri vardı. Çeşitli sebeplerle bir türlü hayata geçirilemeyen bu reformu, 15 Temmuz'un ardından süratle gerçekleştirerek, ülkemiz askeri eğitim-öğretiminde yeni bir dönemi başlattık." diye konuştu.

- "Bu reform süreci başarıyla tamamlanmıştır"

Darbe girişimi sebebiyle tamamı boşaltılan okullara, ara sınıflara öğrenci alınarak sistemin kesintisiz devamının sağlandığını dile getiren Erdoğan, bu yıl da hazırlık sınıfına ve ilk sınıflara öğrenci alımıyla yeni sistemin tam manasıyla işler hale getirildiğini ifade etti.

Okulların müfredatının Türkiye'nin ihtiyacı olan kaliteli ve kabiliyetli subay ve astsubay yetiştirilmesini sağlayacak şekilde baştan sona yenilendiğini belirten Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu ve ekibini kısa sürede elde ettikleri başarı için tebrik etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekim ayında Özel Kuvvetler Komutanlığında görev yapacak 155 teğmen ve 168 astsubayın, perşembe günü Ankara'da 855 teğmenin mezuniyet sevincini paylaştıklarını anımsatarak, bugün de bin 518 astsubayın mezuniyeti vesilesiyle bir arada olduklarını dile getirdi.

Yeni bir anlayışla ele aldıkları kurmaylık eğitimini de 23 Ekim'de başlattıklarını belirten Erdoğan, "15 Temmuz darbe girişimi öncesi askeri okullarımızda 10 bin 328 öğrencimiz eğitim görüyordu, şu anda askeri okullarımızda eğitim-öğretim gören öğrenci sayısı 10 bin 348'dir. Dolayısıyla hiçbir boşluğa ve zafiyete mahal vermeyecek şekilde bu reform süreci başarıyla tamamlanmıştır. Elbette bu önemli değişimi gerçekleştirirken, çeşitli engellerle karşılaştık ama kararlı tutumumuzla hepsinin de üstesinden geldik." diye konuştu.

- "Ecdadımıza, tarihimize, kültürümüze sahip çıkıyoruz"

Bundan sonraki dönemde de üniversite yönetimiyle birlikte aynı doğrultuda güçlü bir şekilde yollarına devam edeceklerini ifade eden Erdoğan, "Bugün mezun olup Türk Silahlı Kuvvetlerinin saflarına katılan astsubaylarımızın her birini ayrı ayrı tebrik ediyor, alınlarından öpüyor, görev yerlerinde başarılar diliyorum." dedi.

Öğrencilerin ailelerini "kahramanlar yetiştirdikleri" için, okulun eğitim öğretim kadrosunu da verdikleri emekler için tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biz her fırsatta binlerce yıla sari medeniyet birikimimize, devlet geleneğimize ve kültürümüze atıfta bulunarak maziden atiye bir köprü kurmaya çalışıyoruz. Geçmişini bilmeyenin, geleceğini göremeyeceği inancıyla ecdadımıza, tarihimize, kültürümüze sahip çıkıyoruz. Şu anda mezuniyet töreninde bir araya geldiğimiz astsubay okulumuzun geçmişine şöyle bir baktığımızda, karşımıza çıkan manzara dahi tek başına bu hassasiyetimizi teyit etmeye yetecektir. İnşallah bir başka mezuniyet töreninde bu alanı da böyle görmeyeceksiniz. İnşallah kapalı tribünleriyle, tartan pistiyle çok daha farklı bir tören alanı göreceksiniz."

- "Misak-ı Milli'yi bir kenara atabilir misiniz?"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"1909 yılında astsubay okullarının ilk nüvesi olan küçük zabit mektepleri açılmasına karar verildiğinde, yedi bölgede faaliyet gösterilmesi kararlaştırılmıştı. Bu bölgeler İstanbul, Konya, Selanik, Erzincan, Halep, Bağdat ve Yemen. Dikkat ederseniz sadece bir asır öncesinden bahsediyor olmamıza rağmen bu yedi bölgenin dördünün bugünkü sınırlarımızın dışında kaldığını görürsünüz. Şimdi biz bu tarihi hakikatleri bilmezsek Suriye politikamızı, Irak politikamızı, Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya politikamızı nasıl oluşturabiliriz? Bu coğrafyaların hiçbiri bizim için yerlerden bir yer değildir, hepsi de canımızdan bir parçadır. İnsan vücudunun hangi organı zarar gördüğünde tepki göstermeden durabilir?

Bölgemizde yaşanan hadiseler sebebiyle birilerinin çıkarları güçleniyor veya zayıflıyor olabilir ama bizim canımız yanıyor. Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal'in ifadesiyle Misak-ı Milli'yi bir kenara atabilir misiniz? Soruyorum sizlere, orada bizim şehitlerimizin kanı var, canı var öyleyse bizim de hem aklımız hem ruhumuz var. Bunu unutmayalım. Daha dün bu astsubay okulumuzun bir benzerini kurmaya çalıştığımız yerler harap olurken, orada yaşayan kardeşlerimiz zulüm görürken, biz onlara nasıl sırtımızı dönüp kendi işimize bakabiliriz. Fırat Kalkanı Harekatı'nın ne olduğunu acaba anlayabiliyor muyuz? Şu anda 2 bin kilometrekarelik alanda niye olduğumuzu anlayabiliyor muyuz? Evet, bizim oralara yönelik hassasiyetimizin altında işte bu tarihi gerçekler yatıyor."

(Sürecek)
Kaynak: AA