Erozyonla Mücadele Haftası
TZOB Genel Başkanı Bayraktar: 'Türkiye'de tarım arazilerinin yüzde 59'u, meraların yüzde 64'ü ve orman arazilerinin yüzde 54'ü erozyonun yıkıcı etkisi altında' 'Erozyona maruz kalan tarım ve mera alanlarının büyüklüğü İngiltere boyutlarına yaklaşıyor'.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye'de tarım arazilerinin yüzde 59'unun, meraların yüzde 64'ünün ve orman arazilerinin yüzde 54'ünün erozyonun yıkıcı etkisi altında olduğunu bildirdi.
Bayraktar, "Erozyonla Mücadele Haftası" dolayısıyla yaptığı açıklamada, toprağı koruyan bitki örtüsünün çeşitli sebeplerle tahribata uğramasının erozyonun en önemli nedeni olduğunu belirtti.
Arazi eğimi, toprak yapısı, yıllık yağış miktarı, iklim, bitki örtüsü, toprak ve bitkiye yapılan çeşitli müdahalelerin erozyonun şiddetini belirlediğini kaydeden Bayraktar, Türkiye'nin coğrafi konumu, iklimi, topografya ve toprak şartlarının, arazi, toprak bozulumuna ve kuraklığa karşı hassasiyeti artırdığına dikkati çekti.
Ülke topraklarının yüzde 46'sının, yüzde 40'dan fazla eğime sahip olduğunu, bunun da erozyonu artırdığına işaret eden Bayraktar, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Tarım arazilerimizin yüzde 59'u, meralarımızın yüzde 64'ü, orman arazilerinin yüzde 54'ü çeşitli şiddette erozyona maruz kalıyor. Tarım alanlarının 14 milyon hektarında, meraların ise 9,35 milyon hektarında erozyon görülüyor. Erozyona maruz kalan tarım ve mera alanlarının büyüklüğü İngiltere boyutlarına yaklaşıyor. Geçmişe göre daha sık, uzun süreli ve şiddetli kuraklıklar, ani ve normallerin çok üzerinde yağışlara bağlı sel ve su baskınları, aşırı atmosfer olaylarıyla karşılaşıyoruz. Çiftçilerimiz de doğal afetlerle mücadele etmek durumunda kalıyor."
Bayraktar, küresel ısınmanın ilerleyen dönemde erozyonu daha da artıracağının ve toprak varlığını hızla verimsizleştireceğinin altını çizerek, iklim değişikliği ve erozyonla mücadelenin küresel boyutta çaba gerektirdiğini vurguladı.
Kaynak: AA
Bayraktar, "Erozyonla Mücadele Haftası" dolayısıyla yaptığı açıklamada, toprağı koruyan bitki örtüsünün çeşitli sebeplerle tahribata uğramasının erozyonun en önemli nedeni olduğunu belirtti.
Arazi eğimi, toprak yapısı, yıllık yağış miktarı, iklim, bitki örtüsü, toprak ve bitkiye yapılan çeşitli müdahalelerin erozyonun şiddetini belirlediğini kaydeden Bayraktar, Türkiye'nin coğrafi konumu, iklimi, topografya ve toprak şartlarının, arazi, toprak bozulumuna ve kuraklığa karşı hassasiyeti artırdığına dikkati çekti.
Ülke topraklarının yüzde 46'sının, yüzde 40'dan fazla eğime sahip olduğunu, bunun da erozyonu artırdığına işaret eden Bayraktar, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Tarım arazilerimizin yüzde 59'u, meralarımızın yüzde 64'ü, orman arazilerinin yüzde 54'ü çeşitli şiddette erozyona maruz kalıyor. Tarım alanlarının 14 milyon hektarında, meraların ise 9,35 milyon hektarında erozyon görülüyor. Erozyona maruz kalan tarım ve mera alanlarının büyüklüğü İngiltere boyutlarına yaklaşıyor. Geçmişe göre daha sık, uzun süreli ve şiddetli kuraklıklar, ani ve normallerin çok üzerinde yağışlara bağlı sel ve su baskınları, aşırı atmosfer olaylarıyla karşılaşıyoruz. Çiftçilerimiz de doğal afetlerle mücadele etmek durumunda kalıyor."
Bayraktar, küresel ısınmanın ilerleyen dönemde erozyonu daha da artıracağının ve toprak varlığını hızla verimsizleştireceğinin altını çizerek, iklim değişikliği ve erozyonla mücadelenin küresel boyutta çaba gerektirdiğini vurguladı.